Yargıtay, eski AYM üyesi Erdal Tercan'a verilen cezayı onadı

Yargıtay Ceza Genel Kurulu, eski Anayasa Mahkemesi (AYM) üyesi Erdal Tercan'a Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) üyeliğinden verilen 10 yıl 7 ay 15 gün hapis cezasını onadı. Yargıtay Ceza Genel Kurulu, ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 9. Ceza Dairesinin eski Anayasa Mahkemesi üyesi Tercan hakkında verdiği karara yönelik temyiz incelemesini tamamladı. Kurul, Tercan'a, "silahlı terör örgütüne üye olma" suçundan verilen 10 yıl 7 ay 15 gün hapis cezasını onadı.

TERCAN HAKKINDAKİ MÜTALAADAN

Erdal Tercan, ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 9. Ceza Dairesinde yargılanmış, davanın esas hakkındaki mütalaasında sanığın örgüt bağına dair tespitlere yer verilmişti. Mütalaada, üniversite öğretim üyeliği sırasında başlayan örgüt mensubiyetini AYM üyeliği süresince de devam ettiren Tercan'ın, "Ertan" kod adını kullandığı belirtilmişti.

FETÖ'nün talimatlarını örgütün sözde AYM sorumlusu aracılığıyla aldığı ifade edilen Tercan'ın, aynı suçtan hapis cezası alan eski AYM Başkanvekili Alparslan Altan ile örgütün talimatları kapsamında birlikte hareket ettiği kaydedilmişti. Eski Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca'nın tutuklandıktan sonra yaptığı bireysel başvurunun AYM'de oy çokluğuyla kabul edilemez bulunduğuna işaret edilen mütalaada, bu kararda Altan ile Erdal Tercan'ın karşı oy kullandığı aktarılmıştı.

KARŞI OY BYLOCK MESAJLARINDA

Esas hakkındaki mütalaada, Altan ve Tercan'ın muhalefet şerhlerinin örgütün yüksek mahkemeden sorumlu sivil imamının ve sorumlusunun yaptığı ByLock görüşmelerinde gündeme geldiğine dikkat çekilmişti.

Tercan'ın, eski hakimler Mustafa Başer ile Metin Özçelik'in AYM tarafından kabul edilemez bulunan bireysel başvurularında da karşı oy kullandığı ifade edilen mütalaada, sanığın örgüte ait Bank Asya'da hesabı bulunduğu hatırlatılmıştı. Esas hakkındaki mütalaada, örgütün Anayasa Mahkemesi hücre yapılanmasında yer alan Erdal Tercan'ın böylelikle örgütün hiyerarşik yapısına dahil olduğu, sıkı bir disiplinle FETÖ'nün stratejisi, yapılanması, faaliyetleri ve amacına uygun hareket ettiği ve "terör örgütü üyesi olmak" suçunu işlediği sonucuna varıldığı ifade edilmişti.