Üç bakan Manavgat yangınlarına ilişkin son gelişmeleri paylaştı
Çevre ve Şehircilik Bakanı Sayın Murat Kurum, Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu ve Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Sayın Adil Karaismailoğlu, Manavgat’ta AFAD Koordinasyon merkezinde son gelişmelere ilişkin basın toplantısı düzenledi. Bakan Çavuşoğlu, Ukrayna'dan yarın dört yangın söndürme helikopteri geleceğini duyurdu.
Vatan Haber
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum ile Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Antalya'nın Manavgat ilçesinde AFAD Koordinasyon Merkezi'nde düzenlenen toplantının ardından açıklama yaptı.
Yangınların kontrol altına alınması noktasında havadan ve karadan çalışmaların devam ettiğini belirten Çavuşoğlu, "Antalya'da bugüne kadar 19 noktada yangın başladı, 14 noktada kontrol altına alındı." bilgisini verdi.
Gece boyunca karadan, sabah saatlerinden itibaren de havadan yoğun müdahale gerçekleştirildiğini belirten Çavuşoğlu, "Tüm imkanlarımızla, seferberlik halinde, iş birliği ve uyum içinde yangınlarla mücadelemizi sürdürüyoruz." ifadesini kullandı.
Taşağıl-Demirciler bölgesinin bugün ekipleri çok zorladığını dile getiren Çavuşoğlu, "Taşağıl bölgesinde aşağıda biraz daha kontrol altına alındı. Demirciler bölgesinde devam ediyor. Arkadaşlarımız, Manavgat'ta kritik bölgelere sıçramasını bugün engelledi. Karadan çalışmalar devam ediyor. Sabah erkenden havadan da çalışmalar devam edecek." diye konuştu.
Antalya'daki yangınlarda görev alan ekipler hakkında bilgi veren Çavuşoğlu, "Antalya'da 6 bin 524 personel, 8 uçak, 2 İHA, 30 helikopter, 456 arazöz, 426 iş makinesi ve 172 itfaiye aracı ile toplam 1841 araç müdahale ediyor." dedi.
Çavuşoğlu, Antalya'daki söndürme çalışmalarına devam edildiğini; sahadaki ekiplerin, Gündoğmuş Çayırözü'ndeki yangının bu gece kontrol altına alınabileceğini söylediğini aktardı.
Bugün Gülendağ, Gündoğmuş ve Demirciler bölgesinde kahraman personelin ateş altında kaldığını belirten Çavuşoğlu, "Çok şükür yaralanmadan veya herhangi bir yanma, yanık olmadan bu arkadaşlarımızı yine kahraman çalışma arkadaşlarının destekleri sayesinde kurtarmış olduk. Rüzgar çok farklı yönlerden esiyor." diye konuştu.
Rüzgarın güçlü olması sebebiyle yarının yine kritik bir gün olabileceğini anlatan Çavuşoğlu, poyrazla beraber Gündoğmuş'un güneybatısında hem Alara Çayı'nın Alanya tarafından hem de kuzeybatısında aşağıya doğru gelme riski olduğunu dile getirdi.
Bu bölgelerde ekiplerin tedbirler aldığını vurgulayan Çavuşoğlu, sabah erken saatlerden itibaren helikopter ve uçaklarla burayı destekleyeceklerini söyledi.
Çavuşoğlu, çalışmalarda yangınlardan etkilenen vatandaşların da olduğunu, Antalya'da bugüne kadar 5 vatandaşın ve 2 orman işçisinin vefat ettiğini kaydetti.
"Akşam saatlerinde de yangına helikopterle müdahale edilebilecek"
Kasabaların, mahallelerin, köylerin ve şehirlerin de yangından etkilendiğini belirten Çavuşoğlu, şunları kaydetti:
"Yarın Ukrayna'dan dört tane daha yangın söndürme helikopteri gelecek. Bir şirketten bulduk. Bu helikopterlerin bir avantajı da akşam saatlerinde de yangına müdahale edebilecek. Antalya ve Antalya dışında gelen tüm değişik kurumların destekleriyle işbirliği uyum içinde yangınla mücadelemizi sürdürüyoruz. Muğla ve diğer bölgelerde de yangınla mücadelede arkadaşlarımız gayret sarf ediyoruz. Isparta Sütçüler'deki yangına Tarım ve Orman Bakanımızı giderek çalışmaları yerinde gözlemlendi. Oradaki yangın kontrol altına alındı. Bu çalışmaları arkadaşlarımız sürdürürken onlara elimizden gelen desteği veriyoruz."
"Ülkelerden gelen talepleri titizlikle değerlendirdik"
Çavuşoğlu, Türkiye'de özellikle dışarıdan gelecek yardımların kabul edilmediği yönünde iddialar bulunduğunu belirterek şunları söyledi:
"Hiçbir zaman sadece bugün değil, hele hele böyle bir afette hiç olmaz, bize gelen teklifleri sırf 'gurur ya da kibir olsun' diye reddetmemiz söz konusu değil. Çünkü ormanlarımız, mahallelerimiz, şehirlerimiz yanıyor. Böyle bir durumda biz nasıl böyle bir durum içine düşen ülkelere yardım ettiysek farklı ülkelerden gelen teklifleri de titizlikle değerlendirdik. Birçok ülke gönlünden kopanı söyledi. Biz de ihtiyacımız varsa o yardımları kabul ettik ama bizim daha çok helikoptere ve uçağa ve helikopterde kullanacağımız bazı araç gereçlere ihtiyacımız vardı. Bu doğrultuda çalışmalarımızı yürüttük."
Bu talepleri hem ikili ülkeler düzeyinde hem de Avrupa Birliği düzeyinde görüşmelerin yapıldığını aktaran Çavuşoğlu, bu düzeyde yapılan temaslarda bazı ülkelerin yardımlarını ulaştırdığını, bazıların ise önce "Verebilirim" deyip, sonra kendi bölgesindeki yangınlardan dolayı veremeyeceklerini bildirdiklerini kaydetti. Çavuşoğlu, bu konuda Fransa'yı örnek gösterdi.
Ayrıca Yunanistan'la ilgili de çeşitli tartışmaların yaşandığını belirten Çavuşoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İlişkilerimiz kötü olduğu için mi Yunanistan'dan gelen yardım teklifini reddediyoruz?' gibi sorular geldi, yorumlar geldi. Hayır, böyle bir şey söz konusu değil. Geçmişte de depremler olduğu zaman, yangınlar olduğu zaman buna benzer afetler olduğu zaman Türkiye ve Yunanistan birbirine yardım etmiştir. Yunanistan Dışişleri Bakanı bu teklifte bulundu fakat AB üzerinden ilana çıkıldığı zaman kendileri buna olumlu dönüş yapamadılar, sonra neden yapamadıklarını, neden helikopter veremediklerini, uçak veremeyeceklerini büyükelçimizi arayarak açıklamada bulundular. Biz de bu nezaketleri için çok teşekkür ediyoruz. Çünkü Yunanistan'da da değişik bölgelerde yangınlar var. İtalya'da da aynı şekilde. Çok bölgede yangın var. Dolayısıyla her ülke tabii kendisini düşünmekte, yanı başındaki ülkelere destek olmak zorunda."
İşe yarayacak yardımların gelmesi noktasında sadece ülkelerden değil, özel şirketlerden de temasa geçtiklerini ve imkanlar çerçevesinde getirdiklerini, getirmeye de devam edeceklerini anlatan Çavuşoğlu, "Helikopterlerde kullanılan su taşıyan tankların da ilave olarak gelmesi konusunda bazı ülkeler de şirketlerden bazı ülkeler kendileri gönderdi, kardeş Azerbaycan gibi. Yola çıkacak helikopterlerle beraber yine 3 tane ilave tankın da diğer helikopterlerle kullanılmak üzere ülkemize geleceğini söylemek isterim." diye konuştu.
BAKAN KURUM'UN AÇIKLAMALARI
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, yangında hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, yaralılara da acil şifa diledi.
Devletin tüm kurumlarıyla 28 Temmuz'da başlayan yangınlar sonrasında bölgelerde yer aldığını ifade eden Kurum, yangınların ilk anından itibaren sahada bulunduklarını dile getirdi. Tüm görevlilerin, belediye personelinin, sivil toplum kuruluşlarından gönüllerin canlarını ortaya atarak yangınla mücadele ettiğini vurgulayan Kurum, milletle bir ve beraber olarak çalışmalar yürütüldüğünü aktardı. Sahada insan üstü gayret sergilenerek çalışıldığını belirten Kurum, "Antalya'da 48 mahallemiz doğrudan etkilenmiş durumda. Tamamen boşalttığımız mahalle sayımız 31 ve kısmen zarar gören mahallelerimiz de 17 oldu." bilgisini paylaştı.
Yangından doğrudan etkilenen vatandaşlardan 654'ünün tedavilerinin ardından taburcu edildiğini bildiren Kurum, 1882 afetzedeye psikososyal destek verildiğini anlattı. Murat Kurum, "Zarar gören hayvanlarımıza ilişkin 70 veteriner hekimimiz, 7 gün 24 saat hizmet veriyor." dedi.
Yurt ve pansiyonlarda kalan kişi sayısının 59 olduğunu söyleyen Kurum, AFAD koordinasyonunda yerleşim yerlerine çadır ve konteynerlerin de kurulduğunu aktardı.
Hasar tespit çalışmaları
Yangın bölgelerinde yapılanları anlatan Kurum, hasar tespitlerinin sürdüğünü hatırlattı. Bakan Kurum, "İlgili bakanlıklardan Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatlarıyla Antalya'mıza toplamda 47,5 milyon lira ödenek gönderilmiş durumda. Zarar tespitleri çerçevesinde de şu ana kadar 912 ailemize toplamda 12 milyon 200 bin lira yardım yapıldı." bilgisini verdi.
Zarar tespiti kapsamında vatandaşların yarasını saracak adımların en hızlı şekilde atılacağını dile getiren Kurum, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatıyla da zarar gören hayvanlara yönelik tespitlerin yapıldığını bildirdi.
Murat Kurum, Akseki, Alanya ve Manavgat'ta 2 bin 926 binada yaklaşık 6 bin bağımsız birimde tespit yapıldığını, 1071'i konut olmak üzere toplam 1960 bağımsız birimde hasar tespit edildiğini kaydetti. Yangından zarar gören mahallelerin hepsine ulaşıldığını belirten Kurum, 3 mahalle haricinde elektrik verilmeyen alanın bulunmadığını, içme suyu konusunda da çalışma yapıldığını dile getirdi.
"Konutlarımızı kendi yerlerine yapacağız"
Vatandaşların taleplerini dinlediklerini söyleyen Kurum, şöyle devam etti:
"Konutlarımızı kendi yerlerine yapacağız. Yöresel mimariye uygun şekilde, altında ahırıyla, deposuyla, üstünde 3+1 konutu varsa 3+1, 2+1 varsa 2+1 olacak şekilde konutlarımızın inşasını yapacağız. Bu konutlarımız hiçbir şekilde özel çevre koruma bölgelerine, doğal sit alanlarına veya orman alanlarına yapılmayacak, bunun altını çizerek ifade etmek istiyorum. Köylümüzün daha önce yaşadığı yer nere ise o yere yapacağız veya hazine mülkiyetinde yerleşime uygun alanlar nerelerse oralara yapacağız. Dolayısıyla herhangi bir doğal sit alanını, özel çevre koruma bölgesini veya orman alanını bugüne kadar imara açmadığımız gibi bu yangından sonra da ne Antalya'da ne Muğla'da ne Marmaris'te ne de Bodrum'da imara açmayacağız. Yine aynı yerine yapacağız."
Konutların TOKİ aracılığıyla inşa edileceğini, ahırların ihalelerini kısa zamanda yapmak istediklerini, ahırları 3 ay içerisinde tamamlamayı hedeflediklerini anlatan Kurum, açıklamalarını şöyle sürdürdü:
"Konutlarla ilgili bir ay içerisinde ihalelerimizi yapıp en geç önümüzdeki yaza kadar vatandaşlarımıza 1037 konutumuzu hızlı şekilde, daha önce Giresun'da, Malatya'da, Elazığ'da, İzmir'de, Rize'de, Trabzon'da ne yaptıysak aynı anlayışla, aynı hızla Antalya'mızda da Marmaris'imizde de çalışacağız, vatandaşlarımızın yarasını sarmış olacağız. Biz her mahalleye gidiyoruz, vatandaşımızla görüşüyoruz."
Kurum, seferberlik ruhuyla çalıştıklarını, evi yıkılan, yangından zarar görenlere 50 bin liraya kadar eşya ve kira yardımı yapıldığını kaydetti. Muğla'daki hasar tespitlerine de değinen Kurum, Marmaris, Milas ve Seydikemer'de 134 binanın ağır hasarlı ve yıkık olduğunun tespit edildiğini bildirdi.
Kurum, Osmaniye'nin Kadirli ilçesinde 7, Mersin'in Aydıncık ve Silifke ilçelerinde 77, Adana'nın Aladağ ve Kozan ilçelerinde ise 61 binanın yangından zarar gördüğünün tespit edildiğini aktardı.
Van'ın Başkale ilçesindeki selin ardından yapılanlara da değinen Kurum, burada da hasar tespitinin sürdüğünü, toplam 26 bağımsız birimin selden etkilendiğini söyledi.
Bakan Kurum, Antalya'nın ve tüm şehirlerin en kısa sürede yaralarını saracaklarını vurguladı.
"Bugün birlik, beraberlik günüdür"
Bakan Kurum, açıklamalarının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
"Sosyal medyada ve bazı basın-yayın organlarında 'yangın devam ederken ev projeleri hazırlandığı' şeklinde bazı iddialar gündeme geldi. Bu iddialar hakkındaki düşünceniz nedir?" sorusu üzerine Kurum, "Biz de maalesef sosyal medyada yapılan tezvziratlarla yangın üzerinden siyasi rant elde etmeye çalışan odakları görüyoruz. Maalesef üzülerek izliyoruz." yanıtını verdi.
"Bugün birlik, beraberlik günüdür. Su olup yangına akma günüdür." diyen Kurum, bu anlayışla, seferberlik ruhuyla, devlet-millet kaynaşmasıyla hareket ettiklerini söyledi. Bakan Kurum, şunları kaydetti:
"Burada biz dışarıdan izlemiyoruz. Buraya gelip selfie çekip gitmiyoruz. Bilfiil uykusuz kalarak, tüm ekibimizle birlikte sahada vatandaşımızla beraberiz. Yeri geliyor onlarla yangın söndürüyoruz, yeri geliyor onların zararlarını giderebilmek adına çalışma yapıyoruz. Ancak maalesef belli odaklar, 'Buradan nasıl bir siyasi rant üretirim, buradaki uyumu, ahengi, kaynaşmayı nasıl bozarım, milletin moralini nasıl bozarım, çalışan kahramanlarımızın moralini nasıl bozarım' anlayışıyla bir tezvirat yürütmekte, bir algı peşinde. Ama biz, milletimizle beraber yeni konutlarımızı, yeni yerleşim alanlarını mevcut yerlerine nasıl yapabiliriz, onların mağduriyetini bir gün, bir saat önce nasıl ortadan kaldırabiliriz anlayışıyla çalışıyoruz. Bu anlayışımızdan rahatsız olan odaklar var. Onlar olmaya devam etsinler. Biz, burada Alanya'mızla, Manavgat'ımızla, Akseki'mizle, Antalya'mızla birlik, beraberlik, dayanışma ruhu içerisindeyiz. Gidiyoruz, orada devletine milletimizin duyduğu güveni gözlerimizle görüyoruz. Biz, her afet bölgesine gidiyoruz ve görüyoruz ki milletin devletine güveni tamdır. İşte bundan rahatsız olan odaklar var. Onlar varsın olmaya devam etsinler. Biz, vatandaşımızın evini bir gün, bir saat önce nasıl teslim ederiz, zararını ziyanını nasıl ortadan kaldırabiliriz bunun derdi, tasası içindeyiz. Bu anlayışla da çalışmaya devam edeceğiz."
Tüm Türkiye'den her selde, yanında olduğu gibi birlik, beraberlik ve dayanışma ruhu içerisinde hareket etmeyi beklediklerini dile getiren Kurum, "Burada gerçekten arkadaşlarımız canlarını tehlikeye atarak çalışıyorlar ve çalışmaya da devam edecekler." dedi.
BAKAN KARAİSMAİLOĞLU'NUN AÇIKLAMALARI
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Türkiye'nin birçok yerinde başlayan özellikle Antalya, Muğla'da şiddetini artıran yangınlarla ilgili olağanüstü bir mücadele yürütüldüğünü söyledi.
Bakanlıklar, valilikler, belediyeler ve diğer kurumlarla topyekun bir mücadele sürdürüldüğünü vurgulayan Karaismailoğlu, "Zor bir süreç, olağanüstü bir durum var. Belli noktalarda büyük bir afet var. Belli noktalarda olayı kontrol altına aldık, devam eden yerler var, yeni başlayan yerler olabiliyor. Sıcaklıkların 45 derecelere kadar yükselmesi, nemin yok denecek kadar az olması nedeniyle mücadele zorlaşabiliyor." dedi.
Her türlü araç, gereç ve imkanlarla arazide yangınla mücadele edildiğini anlatan Karaismailoğlu, şöyle devam etti:
"Temennimiz en kısa sürede bu sürecin bitirilmesi. Bir taraftan yangının yerleşim yerleriyle ve diğer orman alanlarıyla bağını koparmak için de yeni yollar açıyoruz. Yeni boşluklar bırakıp, yangının oralarda bitirilmesi için de çok büyük bir gayret var. Çalışan arkadaşlarımıza minnettarız. Özellikle Orman Genel Müdürlüğü personelimize ve Türkiye'nin pek çok ilinden gelmiş olan çok değerli arkadaşlarımıza. Köyünü, ormanını korumaya çalışan vatandaşlarımızın olağanüstü gayretleri var. Bizler de şu anda Manavgat'tayız. Gözümüz kulağımız özellikle Bodrum ve Marmaris'te. Orada da arkadaşlarımız olağanüstü mücadele veriyorlar."
Bir taraftan yangınla mücadele ederken bir taraftan da yangından etkilenen vatandaşların sıkıntılarını, sorunlarını çözüme kavuşturmak için onlarla birebir ilgilendiklerini aktaran Karaismailoğlu, "Geçmiş afetlerde olduğu gibi burada da inşallah bu yangınları söndürdükten sonra bu afetin de izlerini ortadan kaldırmak için topyekun bir mücadele vereceğiz. Kısa sürede onların hepsini geçmişinden daha iyi olacak şekilde çözeriz. Vatandaşlarımız müsterih olsunlar. Öncelikli amacımız yangını kısa sürede bertaraf etmek." diye konuştu.
Bakan Karaismailoğlu, böyle insanüstü bir mücadele yapılırken kimsenin oturduğu yerden dezenformasyonlarla sahada olağanüstü gayret gösterenlerin morallerini bozmaya hakkı olmadığını belirterek, şunları kaydetti:
"Vatandaşlarımız lütfen bunları dikkate almasınlar. Burada, topyekun cansiperane çalışan arkadaşlarımız var. Onlara yardım edebilecekler yardımlarını yapıyorlar. Yardım edemeyecekler dualarını edecekler. İnşallah bu afetin de kısa sürede üstesinden geleceğiz ve afetin izlerini kısa sürede ortadan kaldırıp afet öncesinden daha iyi bir yaşam kalitesine vatandaşlarımızı ulaştıracağız. Bütün temennimiz odur. Bu yüzden burada birebir olayın içerisindeyiz. İnşallah bu olay bitmeden de buralardan ayrılmayacağız. Olay yerindeki bütün arkadaşlarımıza minnettarız. İnşallah onlarla birlikte bu olayın üstesinden en kısa süre gelmek için büyük bir gayret var."
SORU-CEVAP BÖLÜMÜ
Murat Kurum: Sosyal medyada yangın üzerinden siyasi rant elde etmeye çalışan odakları görüyoruz. Maalesef üzülerek izliyoruz. Gün su olup yangına akma günüdür. Biz dışarıdan izlemiyoruz, selfie çekip gitmiyoruz. Bilfiil uykusuz kalarak tüm ekibimizle birlikte vatandaşımızla beraberiz sahada.
Ancak maalesef belli odaklar, 'Buradan nasıl bir siyasi rant üretirim', 'Milletin moralini nasıl bozarım' anlayışıyla bir algı peşinde. Ama biz açıkçası milletimizle beraber yeni konutlarımızı, yeni yerleşim alanlarına, mevcut yerlerine nasıl yapabiliriz, onların mağduriyetini bir gün, bir saat önce nasıl ortadan kaldırabiliriz anlayışıyla çalışıyoruz. Bu anlayışımızdan rahatsız olan odaklar var.