'Türkiye'de kimse kurşunla...'
Erdoğan'dan terör vurgusu!
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, terör sona erdiğinde, bundan Avrupa ve diğer batılı ülkelerin de kazançlı çıkacağını belirterek, “Terörün bittiği bir ortamda kaçakçılıkla, sahtecilikle, korsanla en önemlisi de insan ve uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadele daha etkin bir şekilde yapılabilecektir. Türkiye’de kurşunla, bombayla kimse hayatını kaybetmezken Avrupa’da uyuşturucuyla zehirlenmek suretiyle gençlerin de hayatı sönmeyecek, hayatı kararmayacaktır” dedi.
Başbakan Erdoğan, Lütfi Kırdar Kongre Merkezi’nde, 7. Küresel Sahtecilik ve Korsanla Mücadele Kongresi’ne katılarak bir konuşma yaptı. Kongre sürecinde gündeme getirilecek konuların, yapılacak tartışmaların küresel düzeyde sahteciliğin ve korsanlığın önlenmesi çalışmalarında yol gösterici, ufuk açıcı olmasını temenni eden Erdoğan, “Küreselleşme fikri ve sınai mülkiyet sistemini, üzerinde hassasiyetle durulan bir konu haline getirildi. Günümüzde sahtecilik ve korsan meselesi ekonomiden sağlığa, sanattan güvenliğe kadar pek çok farklı boyutuyla tüm ülkelerin ortak sorunu haline gelmiş bulunuyor. Bununla birlikte fikri ve sınai mülkiyet haklarına yönelik suçlarla mücadelenin sağladığı büyük ekonomik çıkar dolayısıyla oldukça meşakkatli olduğunu hepimiz biliyoruz. Bu tür suçlar artık bireysel olmaktan çıkmış çok büyük organizasyonlar, çok büyük suç örgütleri tarafından yürütülür hale gelmiştir” dedi.
“TERÖR KAÇAKÇILIKTAN BESLENİRKEN KAÇAKÇILIĞIN DA EN BÜYÜK DESTEKÇİSİNE DÖNÜŞMÜŞTÜR”
Sahtecilik ve korsanla mücadelede sınırların ve gümrüklerin önemine işaret eden Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bir ülkenin sadece kendi sınırlarını kontrol etmesi, sadece kendi gümrüklerini sıkı tutması meselenin çözümü açısından takdir ederseniz ki yeterli değildir. Sahtecilik ve korsan uluslararası mücadelenin ve dayanışmanın elzem, kaçınılmaz olduğu bir alandır. Burada Türkiye’nin karşı karşıya kaldığı meselelerden yola çıkarak sahtecilik ve korsanın ne boyutlara ulaştığını da dikkatlere sunmak isterim. Ülkemizin doğu ve güneydoğu sınırları son derece dağlık, çetin bir coğrafya olması hasebiyle sınır ve gümrük kontrolünü maalesef çok güç hale getirmektedir. Coğrafyamızın zor bir coğrafya olması hasebiyle sınırlarımız üzerinden çok uzun yıllar boyunca kaçakçılık gerçekleştirilmiştir. Kaçakçılık öyle büyük bir organizasyona dönüşmüştür ki bölgemizde istikrarsızlığa, siyasal çalkantılara hatta arkasında on binlerce can kaybı bırakan terör olaylarına adeta kaynak sağlar bir noktaya ulaşmıştır. Terör büyük oranda kaçakçılıktan beslenirken bunun karşılığında özellikle de kaçakçılığın en büyük destekçisine dönüşmüştür. Biz çok uzun yıllar boyunca bu kısır döngüyü dünya gündemine taşıdık. Terörün ekonomik, uluslararası boyutunu her fırsatta muhataplarımıza ilettik. Doğu sınırlarımızdan ülkemize giren batı sınırlarımızdan çıkan kaçak insanların özellikle yüklü miktarda uyuşturucunun, kara paranın bunlarla birlikte sahte ve korsan mamullerin terörün kurduğu büyük bir şebeke yoluyla Avrupa’ya, ABD’ye ulaştığını tüm delil ve belgeleriyle aslında ortaya koyduk. Biz çok uzun yılar boyunca batılı ülkelerden terörle mücadelemize destek isterken aslında sadece kendimiz, kendi ülkemiz ve halkımız için değil Batı için, Avrupa ülkeleri ve halkları için de bu desteği istedik.”
“TERÖR SONLANMA NOKTASINDA”
Başbakan Erdoğan, doğuda zor ve çetin bir coğrafyada örgütlenen terörün aynı şekilde Avrupa’da da örgütlenmek suretiyle kaçakçılık, korsan ve sahtecilik noktasında bütün bölgeye ağır bedeller ödettiğine işaret ederek, Türkiye olarak son 10 yıl içinde terörle mücadeleyi, demokrasi ve güvenlik çizgisini aşmadan sürdürmenin gayretinde olduklarını anlattı. Terörle mücadele ederken, bireylerin haklarını gözetmenin, bireylerin hukukuna riayet etmenin de hassasiyeti içinde olduklarının altını çizen Erdoğan, “Meselenin bu kadar iç içe geçmiş olması, meselenin birbiriyle bu kadar bağlantılı olması ne yazık ki hiç istemediğimiz, arzu etmediğimiz bazı sonuçların da ortaya çıkmasına sebep olabildi. Bugün şunu memnuniyetle söylemek istiyorum; Türkiye son aylarda ivme kazandırdığı çözüm süreciyle terör meselesini artık sonlandırma noktasına gelmiştir. Türkiye genelinde terörün sona ermesi barış, huzur, demokratik haklar, karşılıklı saygı ve hoşgörü çerçevesinde yeni bir sürecin başlatılması için toplumda büyük bir umut dalgası oluşmuştur. Terör sona erdiğinde, silahlar susup fikirler ve siyaset konuşmaya başladığında bundan Türkiye kadar, Ortadoğu coğrafyası kadar hiç kuşkusuz Avrupa ve diğer batılı ülkeler de kazançlı çıkacaktır. Terörün bittiği bir ortamda kaçakçılıkla, sahtecilikle, korsanla en önemlisi de insan ve uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadele daha etkin bir şekilde yapılabilecektir. Türkiye’de kurşunla, bombayla kimse hayatını kaybetmezken Avrupa’da uyuşturucuyla zehirlenmek suretiyle gençlerin de hayatı sönmeyecek, hayatı kararmayacaktır” ifadelerini kullandı.
“SAHTECİLİK VE KORSANIN ÇÖZÜMÜ KÜRESEL BİR DAYANIŞMA GEREKTİRİYOR”
Dost ve kardeş ülkelerden, tüm uluslararası örgütlerden terörün sonlandırılması sürecinde Türkiye’ye destek vermelerini, katkı vermelerini beklediklerini kaydeden Erdoğan, “Sadece insani, sadece vicdani sebeplerle değil ekonomik sebeplerle de sahtecilik, korsan ve kaçakçılıkla mücadele bağlamında da bu sürece güçlü katkı sağlamalarını istiyoruz. İnanın terör bittiğinde, Türkiye’nin sınır güvenliği tam anlamıyla tesis edildiğinde, bölgeye huzur ve istikrar hakim olduğunda, küresel ölçekte sahtecilik ve korsanlık en ağır darbeyi almış olacaktır” dedi.
Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın son dönemde gümrük kontrollerinde ciddi manada mesafe kaydettiğine değinen Erdoğan, şöyle konuştu:
“Gümrüklerimizi en modern teknoloji altyapıyla donatırken uluslararası işbirliğini de her gün güçlendiriyoruz. Bakanlığımız fiziki kontrolleri titizlikle gerçekleştirirken, uluslararası mevzuatı takip etme ve uyum konusunda da hassas davranıyoruz. Türkiye olarak fikri ve sınai hakların korunmasıyla ilgili çalışmalarımızı, idari, adli ve uluslar arası tüm zeminlerde kararlılıkla sürdürüyoruz. Önümüzdeki dönemlerde bu konuda çok daha ileri adımlar atacağımızı ifade etmek isterim. Kürselleşmenin sadece sermaye ve malların dolaşımıyla sınırlı kalması, insanlığın çok sınırlı sorunlarla karşılaşmasını beraberinde getirmiştir. Çevre sorunları kadar, yoksulluk, göç ve terör kadar, kaçakçılık, sahtecilik ve korsan da küresel sorun olarak ortaya çıkmıştır. Sahtecilik ve korsan nasıl küresel bir meseleyse, hiç kuşkusuz çözümü de küresel bir dayanışma gerektiriyor.”
“ESAS OLAN SİVRİSİNEKLER YERİNE BATAKLIĞI KURUTMAK”
Erdoğan, hiçbir ülkenin böyle küresel bir meseleyi tek başına nihayete erdiremeyeceğini altını çizerek, “Meselenin ekonomik ve hukuki boyutu kadar sosyal boyutu da mutlaka dikkate alınmalıdır. Hırsızlık suçtur, hırsızlık insani değerlerin ayaklar altına alınmasıdır. Hırsızlığa hiçbir şart altında müsemma gösterilemez. Ancak küresel sistem hırsızlıkla ve hırsızlarla mücadele ettiği kadar hırsızlığı doğuran sebeplerle de güçlü şekilde mücadele etmelidir. Yoksullukla mücadeleyi hedeflemeden sadece hırsızlıkla mücadeleyi esas alan hiçbir sistem başarılı olamamıştır. Esas olan aynı anda hem yoksullukla, hem de hırsızlıkla mücadele etmek yani sivrisinekler yerine bataklığı kurutmaktır. Küresel birçok meselemizde olduğu gibi sahtecilik ve korsan meselesinde de insanları çalmaya yiten nedenleri mutlaka etraflıca gündeme taşımak zorundayız. Sahtecilik ve korsanla mücadelenin yoksullukla, adaletsizlikle, gelir dağılımdaki uçurumla ve eşitsizlikle mücadele edilerek çözüleceğini görmek ve bunun gereğini yerine getirmek durumundayız. Küresel Sahtecilik ve Korsanla Mücadele Kongresi’nin bu çerçevede önemli bir platform olabileceğine inanıyorum” şeklinde konuştu.