Türkiye’nin kimlik bunalımı

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca, 2009’daki seçmen kayıtlarında yer alan yaklaşık 50 milyon 18 yaş üstü Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının kimlik bilgilerinin internette yayınlanmasına ilişkin haberler üzerine soruşturma başlatıldı. Başsavcılığın basında çıkan haberleri ihbar kabul ederek başlattığı soruşturma ile görevli cumhuriyet savcısının, ilk aşamada yayınlanan bilgilere sahip İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünün yanı sıra siyasi partilerin seçimler öncesinde il seçim kurullarından seçmenlere ait bilgileri alabilmeleri nedeniyle Yüksek Seçim Kurulu ile temas kuracağı öğrenildi.

‘Partiler üzerinden sızmış’

Vatandaşların TC kimlik numaralarını değiştirmesi şeklindeki bir tedbire gerek olmadığını söyleyen Ulaştırma ve Haberleştirme Bakanı Binali Yıldırım, “2009 ve sonrasındaki seçim dönemlerinde siyasi partilere verilen bilgiler üzerinden sızdırılmış. Ama kimin sızdırdığını bilemiyoruz” derken şöyle konuştu: “2009 yılı ve daha sonraki seçimlerde bütün seçimlerden önce seçime gelecek partilerin tamamına yasa gereği bütün seçmenlerin adlarını adreslerini T.C. kimlik numaralarını içeren bilgileri bütün partilere veriyorsunuz. 50 milyon yaklaşık seçmen var, dikkat ederseniz yayınlananlarda 18 yaş altındakiler yok. Niye yok? Onlar seçmen değil.”

‘Cumhurbaşkanı’nın onayında’

“Yeni Kişisel Bilgilerin Korunması kanunuyla birlikte her türlü kişisel bilgiye erişim güvence altına alınıyor. Her şeye rağmen, erişildiği zaman da çok ciddi hapis cezaları geliyor. Bu yola giden kötü niyetli kişilerin, bunu kulaklarına iyice yer etmesini özellikle istiyorum. Bundan sonra buna benzer yapacakları işlerin hesabını verecekler. Önceden yasal düzenleme yoktu. Şu an Cumhurbaşkanı’nın onayında, bugün yarın yürürlüğe girer. Bu bilgiler, bilgi havuzundan elde edilmiş bilgiler değil. Delillere bakıyoruz, bunlara YSK’nın vermekle zorunda olduğu bilgilerden ibaret olduğunu görüyoruz. Buna rağmen bu bize bir şey gösterdi, seçim kanununda yeni bir düzenleme yapmak lazım. Vatandaşın sandık kurullara erişim problem değil. Bu belirli bir kısıtlamayla verilir, seçmenlere yardımcı olacak listeler şeklinde verilir. Partilere bu bilgiler paylaşılmaz.”

Cezası maksimum 4,5 yıl

Kişisel verilerin kaydedilmesi, kişisel verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme Türk Ceza Kanunu’nun 135. ve 136. maddesi kapsamında bizim hukuk sistemimizde suç olarak tanımlanıyor. Kişisel verilerin kaydedilmesi suçunun cezası ise 1 ila 3 yıl hapis cezası. Suçun nitelikli hali, kamu görevlisi tarafından görevin verdiği yetkinin kötüye kullanılarak veya belirli bir meslek veya sanatın sağladığı kolaylıktan yararlanılarak işlenmesi ki bu koşulda bile ceza yine en çok 1.5 ile 4.5 yıl hapis cezasına çıkıyor.

‘Oraya girmek bir tuzaktır’

“Ben vatandaşlara şunu tavsiye ediyorum, bu aşamada, ben de var mıyım diye merak edip sisteme girme yarışında olmasınlar. Niye diyorum bunu? Kendinize ait bilgileri zaten biliyorsunuz. Oraya girmek bir tuzaktır. Sizin girmenizi istiyorlar. Oraya girerek size ait başka bilgilere ulaşmak istiyorlar.”

BAŞBAKAN DAVUTOĞLU: ‘Ciddiyetle ele alıyoruz’

‘Mernis bilgileri çalındı’ iddiasına dair soruya Davutoğlu, “Verilerin sızdırılmasını ciddiyetle ele alıyoruz. Ulaştırma Bakanlığı bünyesinde çalışma yürütülüyor. Vatandaşlarımız tedbirlerin alındığından emin olmalı. Benim kişisel verilerim ne kadar önemliyse vatandaşın ki de o denli önemlidir” diye yanıt verdi.

ADALET BAKANI BOZDAĞ: ‘Nasıl sızdı bilmiyoruz’

“Tabiİ nereden, nasıl sızdı bilmiyorum ama rakamlara baktığınız zaman 50 milyon civarında. Öyle zannediyorum ki dün bu haberlerin çıkmasından sonra gerekli tahkikat hem adli boyutuyla hem idari boyutuyla başlatılmıştır. Gereği de yapılacaktır, bununla ilgili.”

İÇİŞLERİ BAKANI ALA: ‘Herkes rahat olsun’

İçişleri Bakanı Efkan Ala, sızıntının MERNİS kaynaklı olmadığını söyleyerek “Bizim MERNİS programında yani nüfus hizmetlerini sunduğumuz Nüfus Genel Müdürlüğünden herhangi bir sızma, herhangi bir dışarıya çıkma yok” şeklinde konuştu vatandaşların rahat olmasını istedi.