‘Türkiye nefsi müdafa yapmaya devam edecek’
“Rusya, rejim, PKK ve YPG el ele tutumuş” şeklinde konuşan Başbakan Davutoğlu şöyle konuştu: “Her türlü tehdide karşı Türkiye kendini en güçlü şekilde savunmaya, nefsi müdafaa yapmaya devam edecektir”
BAŞBAKAN Ahmet Davutoğlu, ’Yeni Türkiye Yolunda’ programında konuştu. Suriye konusunda başından beri çatışmaların siyasi bir dönüşümle sona erdirilebileceğini savunduklarını ve atılan adımları memnuniyetle karşıladıklarını belirten Davutoğlu, “Ancak bu adımların olumlu sonuçlanması için Rusya’nın ve Esed rejiminin verdikleri sözleri tutması gerekir. Verilen sözler tutulmadığı takdirde bu çabaların sonuçsuz kalacağı açıktır. Rusya, rejim, PKK ve YPG el ele tutuşmuş Türkiye’nin güney sınırında bir terör kuşağı, bir terör yapılanması kurmak istiyor. Türkiye’yi bir terör yapılanmasıyla sınır komşusu haline getirmeye yönelik tüm bu oyunların farkındayız ve buna izin vermeyiz. Türkiye’nin ulusal güvenliğini korumak için bir an olsun tereddüde düşmeyiz. Güney sınırımızda mevcut bulan her türlü tehdide karşı Türkiye kendini en güçlü şekilde savunmaya, nefsi müdafaa yapmaya devam edecektir” ifadelerini kullandı ve özetle şunları söyledi: 2. Dünya Savaşı’ndan bu yana dünyanın gördüğü en büyük insani kriz ülkemizin yanı başında yaşanıyor.
‘Her olay bizi etkiliyor’
Türkiye olarak bizim bu zulüm ve haksızlıkları görmezden gelmemiz elbette beklenemez. Bizim, Suriye ile 911 kilometrelik bir sınırımız var. Burada yaşanan her olay, menfi ya da müspet her gelişme bizi doğrudan etkiliyor. Dolayısıyla bizim ülke olarak oradaki insani krize ve siyasi gelişmelere duyarsız kalmamız beklenemez. Biz çatışmaların başladığı ilk günden beri zulme uğrayan Suriyeli kardeşlerimizin yanında olduk, bugün de olmaya devam ediyoruz. Türkiye, Mart 2011’den itibaren bölgede din, dil, ırk ayrımı gözetmeden tüm mağdurlara kapısını açık tutmuştur. Bugün itibariyle ülkemizde misafir ettiğimiz Suriyeli kardeşlerimizin sayısı 2,7 milyonu bulmuştur.
‘ABD ve Rus yönetimi artık samimi olsun’
“Bizim duruşumuz baştan beri belli, bu duruşumuzu sonuna kadar koruyacağız. Biz zorda kalmış, katliama tabi tutulan, tecavüze uğrayan bu kardeşlerimize yönelik açık kapı politikamızı sürdürmeye bundan sonra da devam edeceğiz. Uluslararası toplumun, başta ABD ve Rus yönetimlerinin artık samimi davranması, gerçeklerle yüzleşmesi lazım.”
Ankara saldırısı
Ankara saldırısının amacı Türkiye’nin terörle mücadele iradesini zayıflatmaktır. Buradan bir kere daha ifade etmek istiyorum ki, terörle mücadele azim ve kararlılığımızdan asla vazgeçmeyeceğiz. Emniyet birimlerimizin hızlı ve etkin çalışmaları sonrasında bu terör olayı bütün bağlantılarıyla açığa çıkarılmış ve YPG-PKK işbirliği açık bir şekilde ortaya konmuştur. Bu konuda olağanüstü çaba sarf eden Emniyet birimlerimize teşekkürü bir borç biliyorum.
‘Huzur ve güven paketi’
Biz bu eylemleri, (Terörle Mücadele Eylem Planı) kardeşlik, eşit vatandaşlık ve demokratikleşme mücadelemizin ileri bir adımı olarak değerlendiriyoruz. Açıkladığımız paket, güvenlik paketi değil, huzur ve güven paketidir. Birliğimizi tahkim etmeyi, huzurumuzu korumayı ve demokrasimizi geliştirmeyi hedefliyoruz.”
‘Hiçbir siyasi parti sorumluluktan kaçamaz’
2016 bütçesinin mali disiplinin ne kadar düzeldiğini gösterdiğini belirten Başbakan, yeni anayasa tartışmalarıyla ilgili ise şöyle konuştu: “Türkiye’nin yeni bir anayasaya ihtiyacı açıktır. Türkiye, bir darbe anayasasıyla geçirdiği 34 yılın ayıbını gidermek zorundadır. İnşallah Türkiye hak ettiği anayasaya bu dönemde kavuşacaktır. İdeoloji dayatmayan, insan onurunu temel değer kabul eden, vatandaşı önceleyen, evrensel demokratik normlara dayalı bir anayasayı milletimize ve gelecek nesillere kazandıracağız. Meclis’teki hiçbir siyasi parti, bu sorumluluktan kaçamaz, kaçmamalıdır. Siyaset karşılıklı konuşmaya, müzakereye dayalı bir uğraştır, siyaset kurumu bu noktada üstüne düşen iyi niyetli, yapıcı tavrı gösterebilmelidir. Biz bu ülkeye, bu millete, onun sağduyusuna ve birikimine inanıyor ve güveniyoruz. Türkiye’nin meselelerinin demokratik meşru siyaset içinde aşılabileceğinden en ufak bir şüphe duymuyoruz. İnşallah özgürlükçü, adil ve Türkiye’ye yakışan bir anayasayla geçen 14 yılın çok değerli demokratik kazanımlarını da taçlandırmış olacağız.”