Türkiye adım adım güçlenecek

Referandum sürecinin tamamlanmasıyla hükümet ekonomide yapısal reformları bir bir hayata geçirecek. Kanal 7 Akara temsilcisi ve Haber7 yazarı Mehmet Acet, referandum sonrası hükümetin atacağı ekonomik adımları köşesine taşıdığı.

İşte Acet'in o yazısı;

Halk oylaması öncesi Ak Parti’nin ekonomi kurmaylarıyla yaptığımız canlı yayınlarda hep şu tür cümleler duyduk: “16 Nisan’da evet sonucu çıkması halinde ekonomi için büyük bir fırsat ortaya çıkacak. Yapısal reformlar ağırlık kazanacak, sorunlar azalacak” Şimdi bu fırsat ortaya çıktı.

Cumhurbaşkanı ve Başbakan, erken seçim spekülasyonlarını net ifadelerle bitirdi.

16 Nisan sonrası, Kredi derecelendirme kuruluşlarından iki türlü yorum geldi.

KREDİ DERECELENDİRME KURULUŞLARINDAN DİKKAT ÇEKEN AÇIKLAMA

Moody’s, referandum sonuçlarının açık ara çıkmamış olmasının ekonomiye yatırım yapma ihtimalini daha güçlü kıldığını raporladı.

Fitch, halk oylamasının sonuçlanması ile gündemin ekonomiye yöneleceği, yapısal reformlar için bu durumun iyi bir fırsat oluşturduğu yorumunu yaptı.

Bu kuruluşların şu yakın zaman içerisinde siyasi kriterlerle Türkiye hakkında haksız değerlendirmeler yaptıklarını hesaba katmakla birlikte, 2019’a giden süreçte daha ılımlı bir yaklaşım sergilemiş olmalarını dikkate değer bir gelişme olarak nitelendirebiliriz.

İŞSİZLİĞİ AZALTMAK, ENFLASYONU DÜŞÜRMEK, ÜRETİMİ ARTIRMAK…

Türkiye ekonomisinin önünde, üzerine ciddi şekilde eğilmeyi gerektiren sorunlar var.

Halk oylaması sonuçları değerlendirilirken, ekonomiden kaynaklı sorunların sandığa etkisini konuşmadan sağlıklı bir neticeye varamayız.

2016 da ekonomide ciddi kayıplar yaşandı.

Sadece turizm sektöründe karşılaşılan 8 milyar dolarlık kayıp, Türkiye’nin bir yıllık büyüme oranını bir puan düşürdü.

Enflasyon çift haneli rakamlara ulaştı, işsizlik oranları yüzde 13’leri buldu.

Halk oylaması öncesi, bütçe disiplini de biraz gevşetilince 15 milyar liralık açık ortaya çıktı.

Önümüzdeki aylarda, bu açığın giderilmesi lazım.

Neden derseniz, Türkiye ekonomisinin en güçlü ayağını hala makro dengelerin sağlamlığı oluşturuyor.

Şimdi bunları telafi etme, zamanı.

Piyasalarda ilk iki gün ortaya çıkan ‘bulutlu hava’, dün itibariyle biraz dağılma eğilimine girdi.

Borsaya ciddi para girişleri olurken, döviz kurları küçük oranlarda da olsa, aşağı doğru yöneldi.

YAPISAL REFORMLAR İÇİN DÜĞMEYE BASILDI

İstihdam meselesinde, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın devreye girmesiyle Ocak ayında TOBB öncülüğünde büyük bir kampanya başlatılmıştı.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlu’nun dün verdiği rakamlara göre üç ay içerisinde bu kampanya ile iş sahibi olanların sayısı 800 bin rakamını aştı.

Hedef bir yılda 2 milyon kişiye iş bulmak.

Çalışma Bakanı’nın verdiği rakamlar, üç ay içerisinde bu konuda çok iyi bir ivmenin yakalandığını gösteriyor.

Ekonomi kurmaylarından aldığımız bilgiye göre, üretimi artırma hedefi taşıyan ‘Üretim Paketi’ de kısa süre içerisinde Meclis gündemine gelecek.

Ancak bunlar yeterli değil.

Üretimi artırmaya dönük, orta uzun vadeli yapısal reformlara ihtiyaç var.

Para dediğimiz şey, dingin atmosferlerin olduğu yerleri sever.

Sürprize açık olmamak, öngörülebilir olmak, paranın güvenli şekilde akışına hizmet eder.

BEKLE/GÖR DÖNEMİNİ BİTİRMEK İÇİN İYİ BİR DÖNEM

Ekonomiden sorumlu bakanların da teyit ettiği gibi yatırımcılarda Kasım 2015’ten itibaren bir bekle/gör yaklaşımı ortaya çıkmıştı.

Rusya ile yaşanan kriz, terör örgütlerinin Türkiye’ye savaş açması, 15 Temmuz darbe girişimi gibi faktörler, yatırımcıları bekle/gör politikası izlemeye itti.

Şimdi, en az iki yılının öngörülebildiği bir Türkiye tablosu karşımıza çıktı.

Belirsizliklerin; henüz bitmese de, 16 Nisan öncesine göre daha azaldığını söyleyebiliriz.

Yatırıma dönük fırsat arayanlar için elverişli bir iklim ortaya çıkmış görünüyor.