'Terbiyem müsade etseydi...'

Akil İnsanlar heyetinde yer alan akademisyen, gazeteci, sanatçı ve kanaat önderleri ile yaptığımız söyleşiler devam ediyor.

Güney Doğu Anadolu Bölgesi’nden Kezban Hatemi, Akdeniz Bölgesi’nden Muhsin Kızılkaya, Karadeniz Bölgesi’nden Yıldıray Oğur’un ardından söz sırası Ege Bölgesi’nden Baskın Oran’da.

Diğer bölgelere nazaran daha sessiz bir süreç geçiren Ege’de aslında aynı endişeler mevcut.



Bölünüyor muyuz? Devlet ne verdi de PKK silahlarını bırakıyor? Sınırlarımız değişecek mi?
soruları Ege insanın kafasında cevap bekliyor.

Sizce bir anda oldubitti şeklinde mi başladı bu süreç?

Her heyette farklı olduğunu duyuyorum. Çünkü bu hazırlıklı bir olay değil. İsterdim ki biz bölgeye gitmeden orada hangi partilerin ne kadar oy aldıklarını, bölgenin sosyo- ekonomik durumunu vs. gösteren bilgiler bize verilsin. Çok aceleci davranıldığını anlıyorum.



Toplantıları devletin yönlendirmesi söz konusu mu?

Bizim Ege heyeti devlet organlarına mesafeli duruyor ve toplantılarını sivil toplum örgütleriyle düzenliyor. Ama hepsinin böyle yapmadığı yolunda haberler gelmekte.
Eğer toplantıları vali muavinleri düzenliyorsa, bu iş ters sonuç verir. Biz devletin memuru değiliz. Tamamen gönüllü sivil toplum temsilcileriyiz. En azından ben
kendimi öyle hissediyorum. Bu iş de başka türlü olmaz.



Herkesin merak ettiği konu bölünecek miyiz tedirginliği sizin bölgenizde de mevcut mu?

Evet. Ama bunun üç kaynağı var.
1) 90 yıllık ulus-devlet ezberi. Kürt sorununu ancak böyle hasıraltı etmişler
2) 1915’ten beri gömülmeyen ölülerin (Ermeni, Kürt, İslam sorunları) Zombileşerek
korkutması
3) Kürtlere eşit haklar vermemenin iyi bir bahanesi.

Toplumdaki "Bayrak - Türklük" hassasiyeti sizin bölgenizde ne şekilde vuku buluyor?

Kimi küçük gruplar ki bunlar eskiden solcu idi şimdi ulusalcı, toplantıların kapısında bayraklarla gösteri yapıyorlar, içeriye de birini sokup İstiklal Marşı ve şehitlere saygı duruşu isteterek toplantıyı sabote etmeye çalışıyorlar. Çünkü bunlar Kürt sorunundan besleniyor. Çözüm olursa ekmeksiz kalacaklar. Çözülecekler.

“Akil İnsanlar” para aldılar söylemi ne derece gerçek? Ve bu durum sizi rahatsız ediyor mu?

Aile terbiyem müsaade etseydi bir şey söylerdim, ama etmiyor. 600 dakikalık cep paketim var, bu iş çıktıktan 4 gün içinde İzmir’le saatler saati konuşup toplantı
düzenlemeye çalışmaktan bitti.

Ben her gittiğim yere eşimi de götürürüm, uçak ve otel paraları ve diğer masrafları da benden. Ama şikâyetçi değilim, çünkü beş kuruş bile alsam ulusalcılara bayram
ettirirdi.

Kürtlerin süreçten beklentisi ne?

1) Ölümlerin durması
2) Eşit vatandaşlık. Yani, “Ben Türkiyeli Kürd’üm” dediğin zaman hapis yatmamak.

Abdullah Öcalan'ın söylemlerindeki İslami referansların varlığını neye bağlıyorsunuz?

O da bir politikacı.

Sürecin sonundaki resmi tasvir edebilir misiniz?

İyi senaryo: Türkiye, 90 yıllık zincirlerinden kurtulacak ve şahlanacak.

Kötü senaryo: Süreç başarısız olacak, Kürtler bu defa da aldatılacaklar, Türkiye de bir daha iki yakasını bir araya getiremeyecek.