Tarih karmaşası!
Gözaltına alınan 10 avukattan 9'u tutuklandı
DAMLA GÜLER / VATAN İSTİHBARAT
Terör örgütü DHKP-C’ye yönelik yapılan operasyonda gözaltına alınan 10 avukattan 9’u tutuklandı. Ancak 8 avukatın tutuklama kararının altına 21 Ocak’ta tutuklanmalarına rağmen 20 Ocak tarihi yer aldı. Bir avukatın tutuklama kararına ise 21 Ocak yazıldı...
Terör örgütü DHKP-C’ye yönelik yapılan operasyon kapsamında önceki gün hakim karşısına çıkan 10 avukattan 9’u tutuklandı. Yoğun güvenlik önlemlerinin alındığı adliye koridorları tutuklama kararının açıklanmasının ardından karıştı. Gerginliğin uzamaması için tutuklanan avukatlar nöbetçi hakimliğin kapısının önünde kendilerini bekleyen meslektaşlarına açıklama yaptı. Örgüte üye olmaktan tutuklanan avukatlar ifadelerinde bu iddiayı reddetti.
‘Örgüt üyesi değilim’
‘Örgüt üyesi değilim’
Avukat Avni Güçlü Sevimli, “Çağdaş Hukukçular Derneği İstanbul Şube Sekreteri’yim. Derneğin katıldığı basın açıklamaları yasal olup bu açıklamalarda herhangi bir suç unsuru bulunmamaktadır ve bu açıklamalar terör örgütü üyeliğinin bir delili olarak gösterilemez. Benim burada olmamın tek sebebi ÇHD’nin İstanbul Şube Sekreteri olmamdır. Herhangi bir örgüt üyesi değilim. Suçlamayı kabul etmiyorum” dedi.
‘Onur duyuyorum’
Avukat Barkın Timtik ise avukatlığı devrimci mücadelenin bir parçası olarak yaptığını belirterek şunları söyledi: “Eşit, özgür ve adil bir dünya istiyorum. Sınıfsız, sınırsız ve sömürüsüz bir dünya istiyorum. Yaptığım her şeyi de bu doğrultuda yaptım. Bu yaptıklarımdan da pişman değilim ve onur duymaktayım. Katılmış olduğum basın açıklamaları da düşünce ve ifade hürriyetinin kullanımından ibarettir. Herhangi bir suç unsuru içermemektedir. Siyasi şubenin bu avukatlık yapış tarzımızı kendi amaçlarına uygun olarak yönlendirmelerine izin vermememiz nedeniyle soruşturma yapılmıştır.”
‘Kırmızı yelek delil!’
Avukat Naciye Demir ise 1 Mayıs’ta giydiği kırmızı yeleğin Çağdaş Hukukçular Derneği’nin yeleği olduğunu söyleyerek bunun terör örgütü yeleği gibi gösterilmeye çalışıldığını söyledi. Demir hakime, “Mesleki faaliyetlerim nedeniyle karşınızdayım” dedi. Avukat Nazan Betül Vangölü Kozağaçlı ise ifadesinde şunları söyledi: “Belçika ve Hollanda’dan geldiği söylenen belgelerle ilgim yoktur. İçeriklerinde ne olduğunu bilmiyorum. Ancak o belgelerle ilgili yargılanıp beraat edenler olduğunu biliyorum. Bunlardan biri de eşimdir. Bana, Dursun Karataş’ın cenazesine katılmakla ilgili olarak soru sorulmuştur. Ben Dursun Karataş’ın ailesinin avukatıyım ve cenazeyi teslim alanlardan biriyim. Ben yapacağım hukuki işlemler ve yakınlarının acısını paylaşmak için cenazeye katıldım. Bu soruşturma kin gütme soruşturmasıdır. Mesnetsiz iddialarla yıldırma ve meslekten uzaklaştırma amacı güdüyor.”
‘Kırmızı yelek delil!’
‘Avukatlık faaliyeti’
Tutuklanan avukatlardan ÇHD İstanbul Şube Başkanı Taylan Tanay da gözaltına alınmasının tek sebebinin avukatlık faaliyetleri olduğunu belirterek ‘On yıldır Halkın Hukuk Bürosu’nda çalışıyorum. İki dönemdir de İstanbul ÇHD Şube Başkanı’yım. Dosyadaki bütün deliller avukatlık faaliyeti ile ilgilidir. Dernek tüzüğümüz doğrultusunda öğrenci- devrimci- işçi ve Kürtlerin avukatlığını üstlenmekteyim. Bu savcılık tarafından suç olarak düşünülse de yaptıklarım benim için onurdur. Ve bunların suç olduğunu düşünmüyorum’ dedi.
Tarih karmaşası
Avukat Taylan Tanay’ın da aralarında olduğu 8 avukata ilişkin tutuklama kararının altında dün tutuklanmalarına rağmen 20 Ocak yazıldı. Tutuklama tarihinin bir gün önce yazılması, “yanlışlıkla yazılmış olabileceği ya da savcılık ve mahkeme arasındaki yazışmalar Ulusal Yargı Ağı Projesi (UYAP) üzerinden yapıldığı için sehven 20 Ocak olarak yazılmış olabileceği” şeklinde yorumlandı. Ancak tutuklanan Avukat Selçuk Kozağaçlı’nın tutanağında ise 21 Ocak 2013 tarihi yazıldı.
Suikast planları...
Bu arada operasyonla ilgili ayrıntılar da ortaya çıkıyar. DHKP-C’nin bazı kamu görevlisi, eski bakan ve parti liderini hedef seçtiği iddia edildi. Suikastlar için bir örgüt militanı görevlendirildiği ve militanın hedeflerin adreslerinde keşif yaptıktan sonra “Bu işi yapabilirim” şeklinde rapor verdiği de tespit edildi. Örgütün militanlarına silah temin etmek için de bir parola tespit ettiği belirlendi. Silahları verecek Gençlik Federasyonu’ndan bir örgüt üyesinin, gelen militana örgütün belirlediği “Hasan’ın selamı var” parolasını söylediği taktirde silah verdiği öğrenildi.
23 tutuklama istemi
Operasyonlarda gözaltına alınan 97 kişiden 41’i önceki gün adliyeye sevk edilmiş, 12 kişi savcılıkça serbest bırakılmıştı. Mahkemeye sevk edilen 29 kişiden biri avukat 8’i serbest bırakılırken, 9’u avukat 21’i de tutuklanmıştı. Dün de 26 kişi adliyeye sevk edildi. Üç kişi serbest kaldı, 23 kişi tutuklanma talebiyle mahkemeye sevk edildi.
Tutuklamalara tepki
9 avukatın tutuklanması kararı verilmesinin ardından Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı önünde toplanan bir grup avukat, tutuklamalarla ilgili açıklama yaptı. CHP Milletvekilleri Hüseyin Aygün, İlhan Cihaner ve Süleyman Çelebi de tutuklamaları protesto etti.
Bir tek o serbest kaldı!
Gözaltına alınan avukatlardan sadece Efkan Bolaç serbest kaldı. Bolaç mahkeme ifadesinde şunları söyledi: “Ben iki örgüte üyeyim. Birisi İstanbul Barosu birisi de ÇHD’dir. Mesleki faaliyetlerim nedeniyle gözaltına alındım. 18 yıllık avukatım. Bununla ilgili olarak illegal bir yapı içerisinde olmadım. Ahmet Koca isimli kişinin Fatih’te polis tarafından dövülmesinde avukat benim. Bu dosyaya dokunan 3 savcı gitti.”