Suikast timi şifreli kodla çağırılmış
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik suikast girişimi davasında darbeci sanıklar ifade vermeye devam ediyor
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe teşebbüsü sırasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik suikast girişimi ve iki polisin şehit edildiği saldırıya ilişkin davanın sanıklarından eski Astsubay Selman Çankaya, Muharebe Arama Kurtarma (MAK) ekibinin komutanı eski Binbaşı Taner Berber'in "şifreli kod" kullanarak bazı arkadaşlarını göreve çağırmasını istediğini söyledi. Muğla 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davada yargılananlar arasında bulunan ve suikast girişimi sırasında helikopterde makineli tüfekçi olarak bulunan eski MAK ekibi üyesi Astsubay Çankaya, mahkemede savunma yaptı.
Çankaya, Muğla Ticaret ve Sanayi Odası Konferans Salonu'ndaki duruşmada, emniyet ve savcılık aşamasında verdiği ifadelerini kabul etmedi.
FETÖ ile hiçbir bağlantısının olmadığını sadece 2008'de FEM Dershanesine belirten Çankaya, 15 Temmuz'dan sonraki hafta sonu yapılacak düğünü için hazırlıklarla uğraştığını ifade ederek, "15 Temmuz'da izne ayrılmam gerekiyordu. Hafta boyunca sürekli amirlerimden izin talebinde bulundum ancak görev çıkacağı söylenerek sürekli bu talebim reddedildi. Darbe girişiminden hiçbir şekilde haberim yoktu." dedi.
Darbe girişimi günü Taner Berber ile karşılaştığını ve akşam mesaiye gelmesi gerektiğini kendisine söylediğini aktaran Çankaya, "Akşam mesaisine geldiğimde Taner Berber bana bazı arkadaşları aramamı ve 'şifreli kod' kullanarak göreve çağırmamı istedi. Saat 19.00'dan sonra da bize gerekli malzemeleri hazırlamamız ve acele etmemiz söylendi. Hiçbir açıklama yapılmadan telefonlarımız toplandı. Göreve çıkmadan Taner Berber bize üst düzey bir terör örgütü yöneticisinin alınacağını ve çatışma yaşanılabilecek operasyonda bizim sadece geri emniyeti alacağımızı söyledi." diye konuştu.
Kendilerine verilen görevi sonunda "şehitlik" gibi bir makam olduğu için kabul ettiğini savunan Çankaya, bu düşünceyle çıktıkları görev öncesinde bazı arkadaşlarıyla abdest aldıklarını söyledi.
"Helikopter kalkmadan hedefin yeri değişti"
Çiğli'deki üslerine daha sonra Özel Kuvvetler ekibinin geldiğini anlatan Çankaya, ifadesini şöyle sürdürdü:
"Burada Şükrü Seymen tarafından görev dağılımı yapıldı. Ben de helikoptere makineli tüfekçi olarak görevlendirildim. Bulunduğumuz ortamda telefon ve internet olmadığı için ülkede yaşanan olaylardan haberdar değildim. Kalkmadan önce gelen istihbarat ile hedefin yerinin değiştiği, Marmaris olduğu, bölgede siviller olduğu, otellerin bulunduğunu öğrendik. Bu saatten sonra daha çok korkmaya başlamıştım. Burada endişemi Gökhan Şahin Sönmezateş'e ilettim. Sönmezateş ise bana kesinlikle sivillere ateş edilmeyeceğini, eğer helikopterlere ateş edilirse gelen bölgeye karşılık verileceğini söyledi." Üsten ayrılmadan toplatılan telefonların kesinlikle kapalı tutulması şartıyla dağıtıldığını belirten Çankaya, bu arada nişanlısını arayarak dikkatli olmalarını söyleyip telefonu kapattığını ve konuşmasının sadece 30 saniye sürdüğünü dile getirdi.
Marmaris'e ulaştıklarında yer ekibini indirip havalandıklarını ve yaklaşık 40 dakika havada kaldıklarını anlatan Çankaya, "Bu sırada kimseye ateş etmedim. Aşağıda operasyonlar olmuş ancak ben bunu görmedim. Operasyonun sona erdiği, hedefin bulunamadığı bilgisi gelince yere indik ve ekibi bekledik ancak yakıt sorunu olduğu için fazla bekleyemedik. Bu arada bizim olduğumuz yere siviller gelmeye başladı ve kalabalık oldu. Sönmezateş, burada kalabalığın dağılması için havaya birkaç defa ateş açtı." ifadelerini kullandı.
Beklerken yakıtın kritik seviyenin altına indiğini ve yakıt alıp geri gelmek için havalandıklarını aktaran Çankaya, yakıp ikmali için Bodrum'daki Imsık Meydanı'na iniş yaptıklarını söyledi.
Bu sırada Sönmezateş'in yetkililerle görüşmek için gittiğini ifade eden Çankaya, şöyle devam etti:
"Döndüğünde görevlilerin kendilerini oyalayarak yakıt vermek istemediğini söyledi. Burada Sönmezateş, bazı yerlerde polislerle çatışmaların olduğunu ve bizim de dikkatli olmamız gerektiğini söyleyince ben çok korktum. Bekleme esnasında uyuyakalmışım. Gelen bir diğer helikopter sesiyle uyandım. Sönmezateş malzemeleri gelen helikoptere acilen yüklememizi istedi. Ben sadece silahımı aldım. Oradan acilen ayrılarak Çiğli'ye iniş yaptık. Helikopterle gelen yaralıyı da ambulansa teslim ettik." - "Kandırıldığımı anladım" Çankaya, Çiğli'ye indiklerinde helikopterde bulunan malzemeleri kursiyerlerin de yardımıyla depoya götürdüklerini ancak depo kapalı olduğu için malzemeleri daha sonra başka bir yere taşıdıklarını söyledi.
Malzemeleri taşırken kursiyerle konuşma imkanı bulduğunu ve darbe girişiminin TSK tarafından yapılmadığını öğrendiğini belirten Çankaya, "Ondan sonra bulunduğum yerden hemen uzaklaşmak istedim. Biraz dinlendikten sonra üzerimi değiştirerek aracımla eve gittim. Evde televizyondan darbenin FETÖ tarafından yapılmaya çalışıldığını öğrendim. Bu arada televizyonlarda benim de bulunduğum Marmaris'teki operasyonu da görünce, oturup bir süre ağladım ve kandırıldığımı anladım. Hemen babamı arayarak durumu anlattım. O da benim mağdur olduğumu ve teslim olarak mağduriyetimi anlatmamı istedi." dedi.
Kendisinin göreve amirleri tarafından verilen emirleri uygulamak için gittiğini iddia eden Çankaya, şöyle savunma yaptı:
"Ben bu yola şehit olmak için çıktım ancak sabahına hain ilan edildim. Marmaris'te canlı veya cansız hiçbir varlığa ateş etmedim. Bu nedenle üzerime atılı hiçbir suçlamayı kabul etmiyorum. Amirlerim tarafından verilen emri yerine getirdim. Ben burada mağdurum. Olaydan hiçbir şekilde haberim olmadı. Öğrenince de güvenlik güçlerine kendim giderek teslim oldum. Üzerime atılı hiçbir suça iştirak etmedim. Burada bizim vatan, millet ve şehitlik duygularımız istismar edildi ve kandırıldık." Duruşma, diğer sanıkların dinlenmesiyle devam ediyor.