Skandal tahliyeler!
.
KEMAL GÖKTAŞ / ANKARA
AYM, ‘tutukluluk’ hesabında karar tarihine kadar geçen süreyi dikkate alıyor. Oysa Alparslan Arslan ve bazı sanıklar için tutuklulukta 5 yılı doldurduğu gerekçesiyle tahliye kararı verildi.
Danıştay cinayetinin faili Alparslan Arslan ile diğer bazı sanıkların tahliyesine ilişkin kararların Anayasa Mahkemesi’nin İlker Başbuğ ve önceki kararlarına aykırı biçimde ‘uzun tutukluluk süresine’ dayanarak verildiği ortaya çıktı.
İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararında, Arslan’ın 20 Mayıs 2006’da tutuklandığı hatırlatılarak, tutuklanması nedeniyle 5 yıllık sürenin 21 Mayıs 2011 tarihinde dolduğu belirtildi. Yasa değişikliği ile tutukluluk süresinin 5 yıla indiği vurgulanarak, Arslan’ın derhal salıverilmesi gerektiği bildirildi. Arslan’ın yanı sıra İbrahim Şahin, Alparslan Aslan, Dursun Çiçek, Boğaç Kaan Murathan gibi sanıklar hakkında tutuklulukta 5 yıllarını doldurdukları için tahliye kararları verildi. Diğer Ergenekon sanıkları ile ilgili tahliye kararlarının büyük bölümü ise AYM’nin Başbuğ kararında belirtilen “gerekçeli kararın 7 aydır yazılmaması” gerekçesiyle alındı.
‘Artık tutuklu değil’
AYM’nin Başbuğ kararında ilk tutuklama tarihi ile karar tarihi arasında geçen sürenin tutukluluk hesabında gözetileceği belirtildi. Kararda, mahkemenin mahkumiyet kararından sonra tutukluluk süresi nedeniyle tahliye verilemeyeceği, başka nedenler varsa Yargıtay aşamasında tahliye isteyebilecekleri belirtildi.
AYM, durumu Arslan’la aynı olan, yani tutukluluk süresi 5 yılı geçen, ancak mahkemenin mahkumiyet kararı verdiği bir sanığın bireysel başvurusunu da reddetmişti. Mahkemenin uzun tutukluluk süresi yerine gerekçeli kararın yazılmaması ile ilgili bir değerlendirme yapmış olması halinde Arslan’a tahliye çıkmayacaktı. Çünkü Arslan, öldürme suçunu işlerken “suçüstü” yakalanmıştı ve bu açıdan Başbuğ’un aksine, ‘dayanaktan yoksun temyiz itirazlarına’ sahip değildi.
Serbest kalabilir
AYM kararına aykırı biçimde tahliyesine karar verilen Arslan, Sincan ve Silivri asliye ceza mahkemelerince verilmiş 4 yıl 2 aylık cezası olduğu gerekçesiyle tahliye edilmedi. Avukatı Oğuz Kayıran ise “yattığı sürenin bu cezalara sayılması (mahsup)” için başvurdu. Hukukçular, bu itirazın kabul edilmesinin düşük ihtimal olmadığını belirtiyor. YARSAV Yönetim Kurulu üyesi ve ceza yargıcı Defne Bülbül de bu konuda şu açıklamayı yaptı: “Danıştay saldırısı faili, tutukluluğu esnasında işlediği suçlar sebebiyle serbest bırakılmamakta ve hükümlü olarak cezaevinde bulunmaktadır. Ancak Ergenekon davasındaki cezasının kesinleşmemiş olması ve o suçtan tutuklu yattığı sürenin olması sebebiyle, hükümlülüğüne esas olan cezasından Ergenekon davasında tutuklu kaldığı sürenin TCK’nın 63. maddesi uyarınca mahsubuna karar verilebilir, dolayısıyla her an serbest kalabilir.”
Bülbül’ün işaret ettiği TCK’nın 63. maddesinde “Hüküm kesinleşmeden önce gerçekleşen ve şahsi hürriyeti sınırlama sonucunu doğuran bütün haller nedeniyle geçirilmiş süreler, hükmolunan hapis cezasından indirilir” deniliyor.