Şampiy10
Magazin
Gündem

‘Silahlarımızı aldılar IŞİD elbisesi giydirdiler’

.

ABONE OL
EMRE ESER / VATAN HABER MERKEZİ

Derviş Öztürk, VATAN’a anlattı: “Fareler böcekler sürekli etrafımızda dolaşıyordu. Her öğünde pirinç pilavı yedik. Bazı günler kaldığımız yerin yakınlarında çatışmalar oluyordu...”

Musul’da 11 Haziran’da rehin alınan 49 kişiyi 101 gündür umutla bekleyen aileler dün Ankara’ya akın etti. Uçakta rehinelere karanfil dağıtıldı, uzun uzun sohbet edildi. Hepsi özgür olmanın tadını çıkarıyordu. VATAN’ın telefonla ulaştığı konsoloslukta işçi olarak çalışan 53 yaşındaki işçi Derviş Öztürk şunları anlattı:

‘Dışarıyı hiç görmedik’

“Konsolosluğu basıp, bizi rehin aldıklarında ilk yaptıkları iş özel harekatçıların silahlarını ve herkesin telefonlarını toplamak oldu. Kıyafetlerimi çıkartmamızı istediler, kendi giydikleri İŞİD kıyafetlerini giydirdiler. Bu kıyafetler geniş, etekli, bol ve koyu renk kıyafetlerdi. Dışarıyı 101 gün boyunca hiç göremedik. Sekiz kez yer değiştirdik. Bizi bir yerden başka bir yere taşırken kapalı araçlarla götürdüler. IŞİD çok sert davranıyordu. Bizden kimse ters bir durum olmasın diye sesini çıkartmıyordu. Barındığımız yerler karanlık geniş bodrum katlarıydı. Fareler böcekler sürekli etrafımızda dolaşıyordu. Yemek ve temizlik konusunda dikkat edilmiyordu. Her öğünde pirinç pilavı yedik. Bazı günler kaldığımız yerin yakınlarında çatışmalar oluyordu, bomba sesleri geliyordu. Birkaç kez kaldığımız yerin yakınlarında bomba patladı. Bu patlamalarda cam kırıklarından aramızda hafif yaralananlar oldu. 101 gün içinde birkaç kez serbest bırakılacağımız söylendi. Psikolojimiz bozuldu, artık kurtarılamayacağımızı düşündük. Bizi Allah kurtardı.”

Hiç ayrılmadılar

IŞİD’in elinden kurtulan konsolosluk görevlileriyle ilgili gün içerisinde değişik iddialar da tartışıldı. Bu iddialardan bir tanesi de 49 görevlinin gruplara ayrılarak rehin tutulması oldu. Özel Harekatçı Alptekin Esirgün’ün ağabeyi Tayfun Esirgün, kardeşiyle bu konuyu özellikle konuştuğunu söyledi ondan aldığı bilgiyi şöyle paylaştı: “Biz de bunları duyduk ve kardeşime gruplara ayrılıp ayrılmadıklarını sordum. Bana şu cevabı verdi: ‘Sivil çalışanlar bizden ayrılmak istemediler. Çünkü biz özel harekatçı olduğumz için onlar için bir sigortaydık. Herhangi bir durumda onları koruma eğitimine, bilgisine sahiptik. Bu yüzden bizden ayrılmak istemedikleri için bizi rehin tutanlara baskı yaptılar. Birbirimizden hiç ayrılmadık. Birbirimize destek olarak güçlü durmaya çalıştık’.”

Bebeğini ilk kez gördü
Kurtarılan rehinelerden Özel Harekat polisi Bünyamin Uludağ, rehin tutulduğu sırada doğan bebeği Elvin’i ilk kez gördü. Bebeğini kucağından hiç indirmeyen Uludağ’ın sevincine, Başbakan Ahmet Davutoğlu da ortak olarak kısa bir süre kucağına aldığı bebeği öperek sevdi. Uludağ’ın Ordu’da yaşayan babası Selami Uludağ, haberi te-levizyondan öğrendi. Selami Uludağ, “Kaçırıldıktan kısa süre sonra bebeği dünyaya geldi. Gelinim olan eşi Hilal Ankara’da öğretmenlik yapıyor. Çok sevindim, Allah, devletimizden razı olsun” diye konuştu.
‘Gideceksiniz diye yalan söylediler’
Kurtarılan bir rehine televizyonda şunları anlattı:
“Yerin altı. Alt kat. Devamlı bombardıman oluyor. Ben parçaların altında kaldım. Ben İlahiyat Fakültesi’nde okuyorum. O yüzden arkadaşlar hoca derler bana. Hoca, hoca diye bağırdıklarını duydum. Sonra ben oradan çıktım iyiyim dedim. 2 kişi vefat etti. Hiçbir zaman ölümü düşünmedik. Aileler ayrı bir odadaydı. Erkekler hep bir yerdeydik. Devamlı yalan söylediler gideceksiniz diye. Musul’da 2 günde bir yol değiştirdiğimizde hep bunu söylediler.”
Rehin tutuldukları süre içerisinde kötü bir muamele ya da işkence görüp görmedikleri sorulan başka bir Türk rehine, “Sonuçta esirsiniz. Muhakkak bazı şeyler yaşandı” diye konuştu.
‘Niye rehin bırakıldılar!’
Rehinelerden Nermin Taşdelen Yıldız’ın ağabeyi edebiyat Öğretmeni Muammer Taşdelen, kardeşi ve yeğenine kavuşmak için Ankara’ya giderken çok sevindiklerini ancak bu yaşananların hesabının sorulması gerektiğini söyledi. Taşdelen, “Rehinelerin serbest bırakılması gelmesi gerçekten çok güzel. Hepimizi sevindirdi ama bu iş burada kapanmadı. Her şeyden önce şunun hesabını birileri vermeli. O kişiler oraya niye terk edildi, niye rehin bırakıldı? Onun hesabı daha verilmedi. Kimse bunun açıklamasını yapmadı” diye konuştu.
Üç gün önceden Ankara’ya gittiler
Öztürk Yılmaz’ın Bursa’da Merkez Osmangazi İlçesi Hüdavendigar Mahallesi Hatıra Sokak’ta oturan ve gelişmeleri buradan takip eden Öztürk Yılmaz’ın anne ve babasının, 3 gün önce evden ayrıldığı belirtildi. Komşuları Sinan Demir, Öztürk Yılmaz’ın annesi Ana ve babası Şerafettin Yılmaz’ın, “Bir akrabamızı ziyarete gidiyoruz” diyerek evden ayrıldığını anlatırken, “Bizler de, ‘Geçmiş olsun’ demek için Başkonsolosumuzun Bursa’ya geleceği günü sabırsızlıkla bekliyoruz” dedi.

Diğer Haberler

  1. Aksaray'da vahşet! Uyuyan eşini başından vurarak öldürdü
  2. Cumhurbaşkanı Erdoğan: İnsanlık tüm kurumlarıyla kan kaybediyor
  3. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan uyardı: Nükleer savaş riski var, bu bir şaka değil
  4. İstanbul Boğazı'nda korku dolu anlar! Facia son anda engelledi
  5. 'Kuyu' operasyonlarında 81 şüpheli yakalandı, 50'si tutuklandı
  6. Bakan Uraloğlu'dan dijital medya açıklaması: Kurala uymayan kim varsa yaptırım olacak
  7. İstanbul'da lodos hava trafiğini olumsuz etkiliyor
  8. Bursa'da lodos: Ağaçlar devrildi, durak yerinden söküldü
  9. Karaman’da aniden yola çıkan ineğe otomobil çarptı: 5 yaralı
  10. Bolu'da yoğun kar yağışı kara yolunu kapattı

© Copyright 2024

Gazete Vatan Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş.