Sessizliğin sesi artık çıkıyor Türkiye Ermenileri konuşuyor
‘Sessizliğin Sesi: Türkiyeli Ermeniler Konuşuyor’
Uluslararası Hrant Dink Vakfı tarafından hazırlanan ‘Sessizliğin Sesi: Türkiyeli Ermeniler Konuşuyor’ isimli kitapta, Ermeniler ilk kez sözlü tarih çalışmasıyla geçmişten günümüze Türkiye’de Ermeni olmayı anlatıyor.
Uluslararası Hrant Dink Vakfı tarafından hazırlanan ‘Sessizliğin Sesi-Türkiyeli Ermeniler Konuşuyor’ isimli kitap, Ermenilerin geçmişe, geleceğe, umutlara, barışa nasıl baktıklarını dile getiriliyor. Türkiyeli 15 Ermeni’nin anlatımlarına dayalı olan kitapta, Ermenilerin, Türkiye’ye olan sevgileri, Hrant Dink’le birlikte birçok olaya bakış açılarının değiştiği gözler önüne seriliyor. Bir katılımcının söylediği, “Ben seviyorum, burası benim vatanım. Ben buralıyım, benim için buralı olmak güzel bir şey” anlatılanların bir özeti. İşte o kitaptan alıntılar;
Babam Müslüman oldu annem terk etti
“1981 Bitlis doğumluyum. Üç yaşında İstanbul’a geldim. Sürgünler bitip ortalık rahatladıktan sonra din değiştirmişler. Baba eve gelip dönme kararını söylediğinde annem evi terk ediyor, birkaç hafta sonra dönüyor evine ‘mecbur kaldım’ demişti bir keresinde bana. Annem de babam da şimdi müslüman. 17 yaşında vaftiz olmaya karar verdim.”
1915 Türklerin travması
“Asıl mesele 1915 olaylarını konuşmak ya da konuşmamak değil. Asıl mesele 1915 olaylarının travmasından konuşmamız lazım. Türkiye’de kalan 50-60 bin Ermeni’nin üstünde bıraktığı travmada çok önemli değil asıl Türklerde büyük bir travma var. ”
Hrant’la beraber ölmek
“19 Ocak 2007’de sabah kalktım, Beyoğlu’nda işim vardı. İşimi bitirip eve dönerken Pangaltı’dan geçerken Agos’a uğrayayım dedim. Agos’un önünde arabadan indim saat 11 buçuktu. Başka bir işim olduğunu hatırladım ve tekrar arabaya binip devam ettim. Bazen sorarım ‘beraber mi ölürdük yoksa ben onu kurtarır mıydım’ diye. ”
Demokratik sanıyorduk
“Artık böyle bir şey olmaz diye düşünce vardı. Çok yakın bir arkadaşın beni arayıp Hrant’ı vurmuşlar dediğinde bacağına falan sıkmışlardır diye düşündüm. Öldüğü hiç aklıma gelmedi, olamaz diye düşünüyordum. Eminim ki o cenaze töreninde de bu memlekette 50 bin Ermeni yaşıyorsa 2 bin tanesi ya vardı ya yoktu. Gelmek isteyip gelemeyen ‘fotoğraf çekerler başım belaya girer’ diyen çok vardı. O cenaze töreninden sonra bu memleketle ilgili ümidim arttı diyemem çünkü bir hafta sonra Trabzonspor maçında Ogün Samast hayranı beyaz bereli adamlar vardı tribünde. O beş tane beyaz bereli cenazede yürüyen binlerce insandan daha etkili. ”