‘Savunma hakkı kısıtlandı hüküm bozulsun’
.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Ergenekon davasında usulden bozma istedi. Eski Genelkurmay Başkanı Başbuğ’un son sözünün sorulmaması da bozma gerekçesi sayıldı.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının Ergenekon davasıyla ilgili hazırladığı 91 sayfalık tebliğnameyi Yargıtay 16. Ceza Dairesi’ne gönderdi. Tebliğnamede yer alan itiraz noktaları şunları oldu:
- Danıştay saldırısında öldürülen Mustafa Yücel Özbilgin’in ailesinin ise Özbilgin’in öldürülmesi dışındaki suçlardan doğrudan zarar görmedikleri gerekçesiyle temyiz taleplerinin reddedilmesi gerekir.
Yedek üye hatası
- Karar açıklanırken mahkeme heyetine yedek üyeler Fatih Mehmet Uslu, Nihat Topal ve Ercan Fırat da katıldı. Mahkeme yedek üye hakimlerinin müzakere sürecinde hükmü açıklayacak mahkeme heyetinin yanında bulunup müzakereye aktif olarak da katılmaları suretiyle CMK’ya aykırı davranılmıştır.
Açılmayan davalar!
- Bazı sanıklar yönünden açılmamış davalardan mahkumiyet ve beraat kararları verildi. Mahkeme, “davasız yargılama olmaz” ilkesi uyarınca yargılamayı, sanığın iddianameyle dava açılmamış olan suçlarını kapsayacak biçimde genişletemez. Mahkemenin yalnızca iddianamede belirtilen eylem ve fail konusunda hüküm verebilir.
- Aralarında Mustafa Balbay, Kemal Gürüz, Levent Ersöz, Sami Hoştan, Doğu Perinçek, Kemal Alemdaroğlu’nun bulunduğu bazı sanıklar hakkında iddianamede açıklanan eylemin dışına çıkılarak ve ek iddianame düzenlenmeksizin bazı suçlardan ayrıca mahkumiyet ve beraat hükümleri kurularak CMK’nın 225. maddesine aykırı davranıldı.
- Sanıkların daha önce ismini mahkemeye bildirdikleri ve duruşma sırasında hazır ettikleri tanıklardan birinin dinlenmesi taleplerinin rededdilmesi CMK’nın 178. maddesine aykırı.
Tanık dinlenmedi!
- Kararın açıklandığı duruşma tutanağına, oturuma katılan sanıklar, müdafileri ve katılanlar ile vekillerinin ad ve soyadlarının yazılmaması nedeniyle bozma gerekir.
- Sanıkların son sözlerinin verildiği duruşmaya İlker Başbuğ’un sağlık nedenleriyle katılmadığı, sanık müdafinin bu konuda süre talebinde bulunması ve karar tarihinde Başbuğ’un hazır bulunmasına rağmen son sözünün sorulmadığı anlatılan tebliğnamede, “Son söz sorulmadan hüküm kurulması suretiyle 5271 sayılı CMK’nın 216. maddesine muhalefet edilerek savunma haklarının kısıtlanması usul ve yasaya aykırıdır” denildi.