‘Şahit olduğum olayların çok küçük bölümünü anlattım’

Arınç, “Programda, bildiğim ve bizzat şahit olduğum olayların çok küçük bir bölümünü, en doğru şekilde anlattım. Söylediğim her sözün sonuna kadar arkasındayım.” ifadelerini kullanırken sert konuştu:

‘Yakışanı yaptılar’

“Öncelikle yaklaşık iki saat süren programda, bildiğim ve bizzat şahit olduğum olayların çok küçük bir bölümünü, en doğru şekilde anlattım. Türkiye’mizin yaşadığı, ya da ileride yaşayabileceği sorunların çözümü için faydalı olacağına inandığım çözüm önerisi ve tekliflerde bulundum. Söylediğim her sözün sonuna kadar arkasındayım. Biliniz ki, hiç bir gerçek ‘Neden şimdi?’ sorusunun muhatabı değildir. Ve biliniz ki, bulunduğu her makamda, üstlendiği her görevde hakikati söylemekten asla geri durmamış birine ‘Neden şimdi, neden kamuoyu önünde?’ diye sormak geçmişten bihaber olmak demektir. Programdan sonra, belki aldıkları talimatla ‘eski çınarı yıkmak’ hevesiyle manşetlerden ve diğer mecralardan şahsıma başlatılan linç kampanyası, heves sahiplerinin kursaklarında kalabilir. Unutulmamalıdır ki, yıkmaya çalıştığınız çınarın gölgesinde, güneş görmemiş daha bir çok hakikat gölgeleniyor.

‘Tövbeyi arınma, özrü...’

“Açıklamalarım neticesinde, aidiyetlerinin sözcüsüymüş gibi, ‘tövbe etsin, gibi beyanlarda bulunanlara da şunu söylemek isterim: Tövbeyi arınma, özür dilemeyi erdem bilirim ve gerekliliğine inanıyorsam hiç çekinmeden yaparım. Bu kısa özetten sonra bilmenizi isterim: 40 yılı aşan siyaset hayatınızda hiçbir şaibeyle anılmamış, akçeli, ökçeli işlerde de adınız hiç geçmemiş, oturduğunuz makamları amaç değil, davanız için araç olarak görmüşseniz ve sizi seven, size inanan insanlar, konu siz olunca başlarını önlerine hiç ama hiç eğmemişse rahat konuşursunuz. İlke ve değerleri edinirseniz de biliniz ki, 14 asır sonra bile dipdiri, capcanlı bir davanız olur.”

‘Cehaletinden tekrar utansın’

Arınç kendisini kastederek “Yarabbi, sen bizleri menfaati bitince; yol arkadaşına sırtını dönen insanlardan muhafaza eyle” diye tweet atan Abdurrahim Boynukalın’a şu yanıtı verdi: “Amacım müfterileri muhatap almak değil. Müfterinin, üzerime sıçratmak istediği cehalet çamurundan bir hakikat heykeli yapıp, yine ona hediye etmektir niyetim. Baktıkça cehaletinden tekrar tekrar utansın.”

‘Taraf’ın Lawrence’ı’

“Program sırasında ‘troliçe’ sözleriyle kimi kastettiğimi herkes çok iyi biliyordu. Nitekim yarası olan gocundu ve daha program bitmeden şahsıma hakaret etti. Bu kadın yazara birisinin cevabı gibi ‘Taraf’ın Lawrencesi’ demek istemem. Onu, bu hakareti ve yargı süreci ile başbaşa bırakıyorum. Benim kastım, bu kadın yazar ve onu gibi kişilik hakkı, edep, saygı bilmeyen ve hoşgörü tanımayan kişilerdir.”