ÖSYM'den TUS açıklaması
.
ÖSYM, Tıpta Uzmanlık Sınavı (TUS)’nda hatalı olduğu iddia edilen 5 sorunun iptalini gerektirecek bir unsurun tespit edilmediğini bildirdi. ÖSYM’den yapılan açıklamada, "Bazı menfaat grupları, hayatlarının çok kritik bir dönemini yaşayan genç doktorlarımızı gereksiz ve haksız yere heyecana sürüklemekte ve onları ÖSYM karşıtı faaliyetlere sevk etmektedirler." denildi.
ÖSYM, Sonbahar Dönemi 2010-Tıpta Uzmanlık Eğitimi Giriş Sınavı (TUS) hatalı soru iddiaları ile ilgili açıklama yaptı. Açıklamada, tüm sınavlarda uygulanan güvenlik tedbirlerinin 12 Aralık 2010 günü gerçekleştirilen TUS’ta daha da hassas biçimde uygulandığı ifade edildi. Sınava cep telefonu, kulaklık, elektronik iletişim cihazı ve benzeri elektronik ve mekanik cihazların alınmaması, sınav başlangıcından itibaren sınavın 3/4’lük kısmı tamamlanmadan sınav salonundan çıkılmaması, sınav esnasında tuvalete gidilmemesi ve her aday için tekil olarak paketlenmiş soru kitapçıkları ile adayın fotoğrafını taşıyan cevap kâğıdı uygulamalarının sınav güvenliğini en yükseğe taşıdığı kaydedildi. Bu uygulamalar sayesinde, sınav güvenirliğini ve eşitliğini ciddi biçimde zedeleyebilecek pek çok uygulamanın engellendiğini aktarıldı.
2010 yılı başında açıklanmış olan sınav takvimine göre TUS Sonbahar Dönemi sınavının 19 Eylül 2010 tarihinde yapılmasının planlandığı; KPSS ile ilgili gelişmeler nedeniyle TUS Sonbahar Döneminin 12 Aralık 2010 tarihinde yapılmasına karar verildiği hatırlatıldı. TUS için hazırlanmış ve son aşamaya getirilmiş olan tüm soruların, soruşturma kapsamında Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından el konulan bilgisayarlarda saklı olduğundan herhangi bir sınavda kullanılamaz hâle geldiği bu, bu yüzden de TUS soru hazırlama grubu tarafından iki ay gibi kısa bir zaman zarfında, 19 Eylül’de yapılan sınav için özgün sorular hazırlandığı, soruların nihai şeklinin kapalı dönem uygulaması içinde matbaada düzenlendiği aktarıldı.
Yapılan denetimlerde 300 sorudan 4’ünde bazı hataların tespit edildiği ve bu soruların tüm adaylarca doğru cevaplandığı kabulü ile sınavın değerlendirildiği anımsatıldı. Açıklamada, "Öte yandan, bir kısım adaylar tarafından, ÖSYM’ye verilen dilekçeler, açılan dava, gazete ilanı, gösteri ya da basın bildirileri ile kamuoyunun dikkatine taşınmış olan ve hatalı olduğu iddia edilen diğer 5 soru, konularının uzmanı olan çok sayıda akademisyen tarafından tekrar tekrar ele alınmış ve her bir soru için en güncel bilimsel kaynakların referansları yeniden gözden geçirilmiş ve söz konusu soruların iptalini gerektirecek maddi ya da bilimsel bir hata olmadığı tespit edilmiştir. Bu konuda hazırlanmış olan detaylı raporlar ilgili mahkemeye sunulmuştur. Nitekim daha önce de benzer olaylar yaşanmıştır." denildi.
’ÖSYM TARAFINDAN DAĞITILAN KALEMLERİN SORUNLU OLDUĞU’ İDDİASI
Toplam 10 bin 532 adayın katıldığı sınav sonrasında da her bir cevap kağıdının farklı hassasiyetlerde ayarlanmış iki farklı optik okuyucuda okunduğu ve okuma farkı tespit edilen cevap kağıtlarının okumasının bir kez daha tekrarlandığı aktarıldı. Bu uygulama sayesinde optik okumanın hatasız olarak tamamlandığı ifade edildi. "ÖSYM tarafından dağıtılan kalemlerin sorunlu olması nedeniyle cevapların silinememesi gibi itirazlar büyük çoğunluk içinde değerlendirildiğinde de bunların münferit ve yersiz çabalar veya adaylara ait bireysel hatalar olduğu görülmüştür." ifadelerine yer verildi.
Açıklamada şu görüşlere yer verildi: "Tüm ÖSYM personeli ile bilimsel soru hazırlama grubu tarafından sergilenen üstün gayret ve fedakarlık, sınav esnasında emniyet kuvvetlerimizin gösterdiği titiz kontroller, sınav uygulama görevlilerinin yeni kurallara uyumdaki hassasiyetleri sonucunda oluşan sağlıklı sonuçlara rağmen, tüm bu olumlu uygulamaların çıkarlarına zarar verdiği açık olan bazı menfaat grupları, hayatlarının çok kritik bir dönemini yaşayan genç doktorlarımızı gereksiz ve haksız yere heyecana sürüklemekte ve onları ÖSYM karşıtı faaliyetlere sevk etmektedirler. Hayatlarına kendi gayretleri ile yön vermek isteyen ve büyük çoğunluğu oluşturan uzman doktor adaylarının bu gibi faaliyetler içinde olmadıklarını, tam aksine ÖSYM’nin gerçekleştirdiği sınav güvenliğini iyileştirici tedbirlere olumlu tepki verdiklerini de memnuniyetle gözlemlemekteyiz."