AVRUPA Birliği Bakanı Ömer Çelik, AB'nin İlerleme Raporu'nu değerlendirmek üzere basın toplantısı düzenledi. AB Bakanı Çelik," Yapıcı eleştiriden uzak ve eleştirinin kalitesi konusunda ciddi kuşkular doğuran çeşitli bölümlerde var. Özellikle siyasi kriterler ile yargı ve temel haklar faslına ilişkin bölüm objektiflikten ve gerçekleri ifade etmekten çok uzaktır. Yapıcı olmaktan ve yol gösterici olmaktan uzak bir raporla karşı karşıyayız" dedi
ABONE OL
DHA
Avrupa Birliği Bakanı Ömer Çelik, düzenlediği basın toplantısında AB'nin Türkiye için hazırladığı İlerleme Raporu'nu değerlendirdi. Ömer Çelik," Dünyada yapılması gereken pek çok şey yapılmadığı için ortaya bugünkü kaotik tablo ortaya çıktı. Umarız yeni dönemde atılması gereken adımlar zamanında atılır. Özellikle Suriye ve Irak konularında ve terör örgütleri ile mücadele konusundaki çifte standartlar ortadan kalkar. Devletlerin terör örgütleriyle taktik iş birlikleri şeklindeki tablolarla bir daha karşılaşmayız. İnşallah Dünya için, Ülkemiz, bölgemiz için hayırlı olur. AB Komisyonu 2016 yılı Türkiye raporu biliyorsunuz bugün açıklandı. Biz eleştiriye açığız ve yapıcı eleştirilerin bir takım siyasi dayatmaların dışında daha çok değerlendirilmeye alınması gerektiğini düşünüyoruz. Yararlanmak isteriz. Bunu kendi siyasetimizin bir parçası yapmakta ciddi çalşmalar içerisinde olduk. Yapıcı eleştiriden uzak ve eleştirinin kalitesi konusunda ciddi kuşkular doğuran çeşitli bölümlerde var. Özellikle siyasi kriterler ile yargı ve temel haklar faslına ilişkin bölüm objektiflikten ve gerçekleri ifade etmekten çok uzaktır. Yapıcı olmaktan ve yol gösterici olmaktan uzak bir raporla karşı karşıyayız. Özellikle dünyayı anlama Türkiye'yi anlama Türkiye'nin terörle mücadelesini doğru bir şekilde değerlendirme konusunda Türkiye'nin özellikle reformlar kosunda attığı ilerici adımları kıymetlendirme konusunda pek çok değerlendirme eksikliği söz konusudur. Bu siyasi prtiklerin üretilmesi bakımından maalesef yetersiz bir tablodur. Bu rapor Türkiye Avrupa Birliği ilişkilerine hizmet etmeyen anlayışla yazılmış. Katılım müzakereleri perspektifinden uzak" diye konuştu.
AB Bakanı Ömer Çelik ,"Terörle mücade bağlamında yürüttüğümüz adımların hukuka aykırı olduğunu ifade edemez" dedi. Çelik konnuşmasını şöyle sürdürdü: Türkiye'nin anayasal kurumlarına verilen desteği teşekkürle karşılıyoruz. Bunlara karşı aldığımız tedbirlerin hepsi orantılı tedbirlerdir. Hukukun içinde gerçekleşmektedir. Demokrasi insan hakları ve hukuk devleti değerleri adına vazgeçilmez tedbirlerdir. Doğru düzgün anlaşılamamıştır Avrupa Birliği'nde ki bazı siyasetçiler tarafından. Dünyanın başka yerindeki bazı siyasetçiler de nitekim aynı vizyonsuzluğu paylaşıyorlar. Fetullahçı terör örgütü, demokrasiye topluma ve devlet kurumlarına karşı düşmanlık ifade eden bir örgüttür. Bunun bizim önümüze herhangi bir şekilde yargıçlar, akademisyenler yada gazeteciler gibi, meşru kimlikler adı altında bir sorguya dönüştürülmesini kabul etmiyoruz. İfade edilen endişelerin hepsinin yersiz olduğunun altını çiziyoruz."
"TERÖRLE MÜCADE BAĞLAMINDA YÜRÜTTÜĞÜMÜZ ADIMLARIN HUKUKA AYKIRI OLDUĞUNU İFADE EDEMEZ"
Bakan Çelik rapordaki PKK ile ilgili ifadeleri değerlendirdi. Çelik," Raporda geçen çok önemsediğimiz bir konu, PKK terör örğütü ile ilgili ifadeler. PKK terör örgütü ile mücadelede orantısız güç kullanıldığı gibi bir ifadeyi kabul etmiyoruz. Bu orantısız güç kullanma ifadesi, bu rapora nasıl girmişse Avrupa Birliği kurumları için bir utanç vesikasıdır. Orantılılık söz PKK konusundaki kınamalarda ama kelimesini kullanmadan cümle kuramayan Avrupa kurumlarının vizyonsuzluğunun bir tescilidir. Türkiye ile ilgili ilerleme raporunda PKK ile ilgili yapılan değerlendirmelerin hepsi AİHM'si sözleşmesine ve AİHM içtihatlarına aykırıdır. Türkiye'de bir içsavaş varmış gibisinden bir ifade kullanıyorlar. PKK'nın resmi bazı kavramlarının ve söylemlerinin ilerleme raporu içerisinde bu şekilde yer alması, AB için üzücü olduğu gibi bunlar tarihe geçecek belgelerdir" ifadelerini kullandı.
Bakan Ömer Çelik," Raporda ifade hürriyeti, yargı konusunda ki eleştiriler, geçmişte de söyledim. Bizim bu eleştiriler karşısında ilerleyebileceğimiz somut alan nedir? Katılım müzakereleridir. Fasılların açılmasıdır. o zaman oturacağız, eleştiriniz mi var buyrun. Bu eleştiri hangi faslın içerisine giriyor? 23. 24. fasılların içerisine giriyor. Açık bir şekilde söylüyorum. Normalde eğer biz bu eleştirilerden korksaydık, bu eleştiriler haklı olsaydı, 23. 24. fasılların yargı temel haklar gibi basın, ifade hürriyeti gibi ana konuları içeren fasılların açıklanmasından geri durmamız gerekirdi. Onların ısrar etmesi gerekirdi. Türkiyenin AB Bakanı ve Başmüzakerecisi olarak, ben ısrar ediyorum, gelin 23. 24. fasılları açalım. Birbirimiz hakkında konuşmayalım, oturalım birbirimizle konuşalım. 23. 24. fasılları açmadan gece gündüz bu eleştirileriye devam ediyorsanız, demek ki sadece söz konusu olan şey bir bahanedir. Bütün fasılları açmaya ve kapatmaya hazırız" diye konuştu.
Türkiye ile AB arasındaki yüksek ekonomik entegrasyonun 2015 yılında geliştiğini söyleyen Bakan Çelik, konuşmasın aşöyle devam etti:" Ekonomimizin gelişmişliği Kopenhag kriterleri çerçevesinde işleyen bir piyasa ekonomisine sahip olduğumuza vurgu yapılmasını olumlu değerlendiriyorum. Türkiye ile AB arasındaki yüksek ekonomik entegrasyonun 2015 yılında geliştiği,ve Türkiye'nin AB'nin 5. büyük ticaret ortağı olduğu da raporda vurgulanmaktadır. Bunlar olumlu taraflar. Ama maalesef görülmeyen bir şekilde bu raporda daha çok siyasi değerlendirmeye yer verilmiştir. Bu bölümde, bu siyasi değerlendirmelerin aslında bir etkisinin olmadığı ama bunun üzerinden bir etki yaratılmaya çalışıldığını görüyoruz. Bu konularda siyasi mülahazalardan uzak durulması ekonomik işbirliğimiz açısından da fevkalade önemlidir. 33 faslın 26'sında çeşitli seviyelerde ilerleme sağlandığı teyit edilmektedir. Biz bu 33 faslın hepsini açmaya hepsindeki müktesebatı karşılamaya yeterli durumdayız. Hepsini de kapatacak güce sahibiz."
"BÜTÜN BUNLARIN TEMELİNDE AVRUPA DÜŞMANLIĞI VAR"
Ömer Çelik,Türkiye hakkında konuşulurken aslında Avrupa'lılar, Ab'nin kendi geleceği hakkında konuştuklarının da farkında olmalıdırlar" ifadelerini kullandı. Bakan Çelik konuşmasını şöyle sürdürdü: İslamafobia, antisemitizm, yabancı düşmanlığı, ırkçılık, Bütün bunların temelinde avrupa düşmanlığı var. Avrupa Birliği topraklarında, Avrupa Birliği'nin söylemleri kullanılarak birileri tarafından sessiz sedasız bir biçimde Avrupa düşmanlığı yükseltilmektedir. Bu aslında insan hakları, hukuk düşmanlığıdır. demokratik değerler düşmanlığıdır. Buna karşı mücadele etmemiz gerekir. Buradan bir kere daha çağrı yapıyorum. Net bir biçimde yapıcı bir dil kullanılsın. Somut eyleme dönük yeni imkanlar yaratılsın, siyasi diyaloğumuzu güçlendirelim. Türkiye hakkında konuşulurken aslında Avrupa'lılar Ab'nin kendi geleceği hakkında konuştuklarının da farkında olmalıdırlar."
"BU SAĞLIKLI BİR DEĞERLENDİRME DEĞİL,ÜZERİNDE DURULACAK MESELE OLARAK GÖRMÜYORUM "
'Raportör Kati Piri'nin ilişkileri dondurmak vereceğimiz tek yanıttır diyerek bir eleştirisi var. Türkiye'ye yönelik, neler söyleyeceksiniz?' sorusunu Bakan Çelik şöyle cevapladı: "Maalesef bunu söylemek istemezdim ama kendisi benim bakanlığım döneminde 1 kere bakanlığımıza geldi ve bazı soruları oldu. O sırada gördüm ki Avrupaya gittiğinde en çok konuştuğu konular hakkında ki bilgisi son derece sınırlı. Kati Piri gibi birisinin, Türkiye gibi büyük bir ülkeyle AB gibi büyük bir projenin geleceğine ilişkin olarak, bu şekilde bir değerlendirme yapması, aslında Avrupa Birliği kurumları açısından vahimdir. Derinlemesine anlamadığı meseleler hakkında, kati hükümlerle yorum yapmaktadır. Bu sağlıklı bir değerlendirme değil. Çok da üzerinde durulacak mesele olarak görmüyorum bunu."
"YARIN BU KONUYLA İLGİLİ OLARAK 4 BAKAN TOPLANTI YAPACAĞIZ"
'Türkiye Avrupa birliği ile müzakerelerini kopartmak istiyor diye bir değerlendirme var. Bu konuda ki değerlendirmeniz nedir? Rapor ışığında önümüzdeki günlerde AB ile Türkiye arasındaki vize diyaloğunun gerçekleşebileceği, vizesiz seyahatin Türk vatandaşlar için mümkün olabileceğini düşünüyor musunuz? Raporun içerisinde bazı hatalar var, Örneğin; Kanaltürk yerine Habertürk yazıldığı görülüyor. Farklı maddi hatalar da olduğu söyleniyor, siz bu konuda acaba taslaklarda AB'ni uyardınız mı? ' Sorusunu bakan çelik şu şekilde yanıtladı: Bahsettiğiniz maddi hatalardan önce bahsettim, PKK ile ilgili değrlendirmelerde temel hukuki ve siyasi meselelerde bu şekilde değerlendirme hataları yapılmış. Yani derinlemesine bilinmeyen konularda mutlak hükümler ortaya çıkarılmış. Bu raporların yararlanacağımız belgeler olmaktan uzak belgeler olduğunun altını çizdim. Türkiye AB vize serbestisi meselesi, Yarın bu konuyla ilgili olarak 4 bakan toplantı yapacağız. Adalet, Dışişleri, İçişleri Bakanımız ve ben. Bununla ilgili ülkemizi Timmermans ziyaret edecek. Terör ve benzeri meselelerde Türkiye'yi zaafa düşürecek bir adım atmayız. Avrupa'da şu anda bir vizyonsuzluk krizi var."