‘Odak’ta şeriat çatlağı
Başsavcı’nın iddianame ve eklerinde öne sürdüğü 400 delilden büyük kısmı esas alınmadı.
‘Kapatılsın’ diyen 6 üye: AKP laik düzeni yıkıp, şeriatı hedefliyor
‘Yardım kesilsin’ diyen 4 üye: Bazı eylemleri laikliğe aykırı
Başsavcı’nın iddianame ve eklerinde öne sürdüğü 400 delilden büyük kısmı esas alınmadı. Başbakan’ın “Ulemaya sorun” sözü en etkili dellilerden biri oldu
ANAYASA Mahkemesi’nde kapatma isteyen 6 üye ile Hazine yardımının kesilmesini isteyen 4 üyenin birleştiği ortak nokta bu 10 üyenin de “AKP’nin laikliğe aykırı eylemlerin odağı haline geldiği” yönündeki tespitleri oldu. Ancak bu “biçimsel bir ortaklaşma”yı ifade ediyor. Kapatma isteyen 6 üye ile bu yaptırımı ağır bulan 4 üye arasında önemli değerlendirme farklılıkları bulunuyor. 6 üye, yaptırıma esas olan delillerin AKP’nin laik düzeni yıkarak yerine şeriatı getirmeyi hedefleyen bir parti olduğunu gösterdiğini savundu. Bu üyelere göre, AKP bu hedefini gerçekleştirmek için gelecekte şiddet kullanma potansiyeline sahip bir parti. AİHM’in Refah Partisi ve Sosyalist Parti kararlarında ortaya koyduğu “Partiler ancak demokrasiyi ortadan kaldıracak bir projelerinin olması ve bunu şiddet kullanarak yapmaya çalışmaları halinde kapatılırlar” kriterlerinin AKP için de geçerli olduğu görüşünü savundu.
4 üye ise, 6 üyenin AKP’nin laikliğe karşı eylemlerin odağı haline geldiği tespitini paylaştı, ancak bu eylemlerin AKP’nin şeriatı hedeflediğini göstermediğini savundu. Bu üyeler, AKP’nin laikliğe karşı bazı eylemlerinin olduğunu, ancak bu eylemlerin AKP’nin icraatlarının bir bütün olarak laik düzeni ortadan kaldırmaya yönelmiş bir parti olduğunu göstermediğini savundu. Mahkemenin gerekçeli kararına yansıyacak olan bu değerlendirme parti kapatmalarda yeni bir ölçünün de ortaya çıkması olarak değerlendirildi. Odaklaşma tespit edilirken fiillerin ağırlığı önemli unsur olacak. Odaklaşma tespiti tek başına kapatmaya yetmeyecek, kapatma için fiillerin ağırlığının da bunu gerektirip gerektirmediğine bakılacak.
’Ulemaya sorun’ etkili
Anayasa Mahkemesi heyeti, önce 171’i iddianamede tek tek sayılan, ve önemli bir kısmı da iddianame ekine konulan yaklaşık 400 delili tek tek değerlendirdi. 400 delilden yaklaşık 30’u yaptırıma esas olarak kabul edildi. Kabul edilen delillerin önemli bir kısmı Başbakan Erdoğan’ın aralarında “Velev ki” ile başlayan türban açıklamasının da olduğu konuşmaları oldu. Mahkeme, Erdoğan’ın Danimarka’da, AİHM’in türban kararını değerlendirirken söylediği “Mahkemenin de bu konuda söz söyleme hakkı yoktur. Söz söyleme hakkı din ulemasınındır” sözlerini laikliğe aykırı buldu.
İddianamede, AKP’nin alkol içilen yerleri kısıtlamak üzere çıkardığı ve “Kırmızı sokak” genelgesi olarak bilinen uygulama da Anayasa Mahkemesi tarafından yaptırıma esas olarak alınmadı. Bu genelgenin Danıştay tarafından iptal edilmesi ve AKP’nin daha önce meyhane, kahvehane, bar gibi kamuya açık yerler ile açık alkollü içki satılan yerlerin, okul binalarına 200 metre olan uzaklık şartını 100 metreye düşürmesini de göz önüne aldı.
’Dindar Cumhurbaşkanı’
TBMM Başkanı Bülent Arınç’ın “Meclisimizin sivil, dindar, demokrat bir Cumhurbaşkanı seçecek olmasına yine itiraz ediliyor” sözleri laikliğe aykırı bulundu. Mahkeme, açık liselerde türbanla sınava girilmesini de laikliğe aykırı eylemlerin odağı haline gelindiğine dayanak gösterdi.
İmam hatip liselilerin önünü açan YÖK Yasası değişikliği ile imam hatiplere ilişkin bazı açıklamaları da laikliğe aykırı buldu. Mahkeme, Cumhurbaşkanı Gül’ün Dışişleri Bakanlığı döneminde büyükelçiliklere gönderdiği Fethullah Gülen okulları ile işbirliği yapılması yönündeki genelgesi ise yaptırıma esas alınmadı. Erdoğan’ın af isteyen vatandaşlara söylediği “Devlet katili affetme yetkisine sahip değildir. Katili affetme yetkisi aslında maktulün varislerine aittir. Öyle olması lazım” sözleri ise laikliğe aykırı bulunmadı.