Öcalan dağdaki çocuklar için...
Gazeteci Serpil Çevikcan'a konuşan HDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan dağdaki çocuklar için, "Öcalan’ın çağrısıyla dağdan inerler" diyor.
Başbakan Erdoğan hafta arasında partisinin meclisteki grup toplantısında, PKK tarafından bazı çocukların kaçırıldığını söylemiş, HDP'ye de bu çocukları geri getirmesi için çağrıda bulunmuştu. PKK ve HDP'den gelen yanıtlarla konu kamuoyunun dikkatini çekmişti.
Milliyet gazetesi yazarı Serpil Çevikcan bugünkü köşe yazısında, HPD Grup Başkanvekili Pervin Buldan'la görüşmesini aktardı. Gözler HDP'li heyetin yarın İmralı'da Abdullah Öcalan'la yapacağı görüşmeye çevrilmişken Buldan çocukların kaçırılmasının söz konusu olmadığını söylerken “Sayın Öcalan çağrı yaparsa getirilir, ailelerine dönerler” diyor.
Çevikcan'ın bugünkü 'Buldan: Öcalan’ın çağrısıyla dağdan inerler' başlıklı röportajı şöyle:
Diyarbakır’da dağa çıkarılan çocukların ailelerinin yaptıkları eylem bir süredir gündemin üst sırasında.
BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş’ın, çocukların ailelerinin yanına dönmesi konusunda Kandil’deki PKK yönetimiyle temasa geçme sözü vermesinin ardından, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’la BDP-HDP yöneticileri arasındaki polemik sürüyor.
Dün bu konuda sıcak bir gelişme yaşandı. 1 Haziran’a kadar eylemlerini sürdürme kararı alan aileler, çocuklarının dönmesi için rol oynayacak tarafların çalışmalarını rahat sürdürebilmelerine imkân tanımak için eylemlerine ara verdiler.
HDP-BDP kanadı olayın “zorla dağa kaçırma” olmadığında ısrarlı.
Devlet yetkilileri ise çocukların örgüt tarafından kaçırıldığını, bunun çözüm sürecinin baltalanması olduğunu savunuyor.
Bu manzarada gözler pazar gününe çevrilmiş durumda.
HDP Grup Başkanvekilleri Pervin Buldan, İdris Baluken ve İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, son anda hesapta olmayan bir değişiklik olmazsa yarın İmralı’da Abdullah Öcalan’la kritik bir görüşme gerçekleştirecekler.
Bu görüşme öncesinde bugün de devlet yetkilileri Öcalan’la görüşecek.
Görüşmeler önemli. Çünkü hem HDP’lilerin hükümet yetkilileri ile yaptığı ve bazı yasal düzenlemelerin ele alındığı temastan sonraki ilk buluşma olacak hem de çocukları dağda olan ailelerin beklentisi büyük.
Önceki olaylar da gösterdi ki Öcalan’ın kritik dönemeçlerdeki yönlendirme ve talimatları sorunların çözümüne ya da derinleşmesine ivme kazandırıyor.
“Dağa çıkışın iki sebebi var”
Yarın İmralı’ya gidecek olan Pervin Buldan ile dün sohbet olanağı buldum.
Buldan, Öcalan’ın görüşmede, gündemdeki çocuklar meselesine ilişkin olarak mutlaka bir değerlendirme yapmasını beklediklerini belirterek, “Kendisi de izliyor, takip ediyor. Buna ilişkin bir değerlendirme yapacaktır ama nasıl bir değerlendirme olacak bekliyoruz. Bunu çıktıktan sonra kamuoyuyla paylaşacağız” dedi.
Buldan, bu noktada, “Ama ben de açıkça şunu ifade etmek istiyorum: Oraya giden çocuklar zorla götürülmüyor” yorumunu yaparak, şunları kaydetti:
“Kürt özgürlük hareketine katılan insanların hangi amaçlarla dağa gittiğini çok iyi biliyoruz. Oraya iki sebeple gidiliyor. Birinci sebep, Kürt özgürlük hareketine inanan insanlar dağda özgürlük mücadelesi veriyorlar. Bu amaçla giden gençler var, çocuklar var. İkincisi, yaşadıkları yerlerde özellikle Kürdistan’da, güvenlik güçlerinin müdahalesinden etkilenen, küçük yaşta da olsa insanlar dağa gidiyor. Bu son günlerde yaşanan çocuk yaşta gidenlerin bu nedenle gittiklerini düşünüyorum. İkinci sebepten kaynaklı gittiklerini düşünüyorum.”
Buldan, çocukların kaçırıldıkları yönündeki görüşlere tepki gösteriyor. Buldan, “Son 1 yıl içinde Kandil’e giden, görüşmeler yapan, oradaki yaşantıyı bilen, oradaki gençlerle sohbet eden birisi olarak bunu açıkça söylüyorum, hiç kimse oraya zorla götürülmüyor. Hiç kimsenin eline, koluna kelepçe takılarak, zincir bağlanarak ya da kafasına bir şey vurularak götürülmüyor” diyor.
“Farklı güçler var”
Buldan’a göre, ailelerin eyleminin arkasında, “çok farklı güçler” var. Bu konuda şunları söyledi:
“Biraz güvenliğin, polislerin, devletin, bu aileleri sokağa çıkaran, biraz partimizi, Kürt özgürlük hareketini hedef gösteren bir yaklaşım var. Aileler de ne yazık ki buna kanıyor. Mutlaka üzgündürler. Rol yapıyorlar anlamında söylemiyorum. Ama onları örgütleyen bir güç var. Yoksa şimdiye kadar çocuk yaşta giden çok insan oldu. Tabii ki gitmesinler. Çocuklarımızın yerleri eğitim yuvalarıdır, o ayrı bir şey ama gidenleri de anlamak gerektiğini düşünüyorum. Bugün bu ülkede çocuklar öldürülüyor, çocukların kafalarına gaz bombaları atılıyor, gözlerinin önünde babalar öldürülüyor, anneler işkencelerden geçiriliyor. Bir gidiş sebebi de budur aslında ama ailelerin bugün ortaya çıkması, eylem yapmasının arkasında da farklı güçler var.”
Buldan, İmralı’dan sonra hemen Kandil’e gitme imkânlarının olmadığına da dikkati çekerek, “Biz daha çok onlar hazır oldukları zaman gidiyoruz. İmralı ziyaretimizin ardından 10-15 gün geçiyor Kandil’e gidişimiz için. Öyle hemen ertesi gün çıkıp gitmiyoruz. Hızlandırmak bizim elimizde değil. Adaya gidiliyor, sonra onlardan haber geliyor, ‘gelsin heyet görüşelim’ diye” ifadelerini kullandı.
“Öcalan’ın çağrısıyla inerler”
Buldan, Öcalan’ın, “Çocuklar ailelerine gitsinler” talimatı verip vermeyeceği konusunda, “Bilemiyorum” yanıtını verirken, Kandil’in bu yöndeki bir talimatı yerine getirip getirmeyeceği konusunda ise, “Sayın Öcalan çağrı yaparsa getirilir, ailelerine dönerler” dedi.
Buldan, daha kapsayıcı bir çözüm geliştirilmesi gerektiğini de şu sözlerle dile getirdi:
“‘Gidenler hemen geri dönsün’ çağrısından ziyade, genel anlamda bir çağrı yapmak isterim. Bir an önce bu konuda yasal bir adımın atılması gerekiyor. Çocukların dağlara çıkmasını önleyecek, çocukların ve gençlerin dağdan inmesini geliştirecek formüllerin bulunması gerektiğini düşünüyorum. Yoksa bu gidişle bundan sonra yine çocuklar, yine gençler gidecek. Bizim bunu önlememiz gerektiğini düşünüyorum.”
“Güven olmazsa süreç gelişmez”
Buldan, çözüm sürecindeki tıkanmalar ve dün Lice’de kalekol protestosuna yönelik yapılan müdahale için de kaygılarını şöyle aktardı:
“Sıkıntı var biliyoruz. Bir şeyler, bir şeyleri tetikliyor. Kalekol yapımları, askeri sevkiyat, bunlar halkı ayağa kaldırıyor. Biz, hükümetle yaptığımız görüşmelerde bunların durması gerektiğini ifade ediyoruz. Ama gördüğümüz kadarıyla geri adım yok. Bunlar insanların kafasında bir savaş hazırlığının göstergesi olarak algılanıyor. Lice’de kalekol yapımını protesto eden ve yaklaşık 15-20 gündür orada oturma eylemi yapan aileler güvenlik güçlerinin müdahalesiyle karşı karşıya gelmiş. Bu, sürecin ruhuna uygun bir müdahale değil. Hükümetin de bu konuda biraz hassas davranması gerektiğini düşünüyorum. Bu hassasiyetin karşılıklı bir güven meselesine dönmesi gerektiğini düşünüyorum. Güven olmazsa süreç zaten gelişmez.”
Buldan, Öcalan’ın sıkça dile getirdiği, yerel yönetim özerklik şartından çekincelerin kaldırılması ve demokratik sivil toplum yasasının çıkarılması konusunda hükümetten bir işaret gelip gelmediği konusunda ise, “Henüz yok. Yani böyle bir çalışma muhtemelen vardır ama bizimle paylaşılan bir şey yok. Muhtemelen bu görüşmede Sayın Öcalan da bunu değerlendire-cektir. Kendisine aktarılan bir şey varsa onu bizimle paylaşır” dedi.