'Müsamaha gösterin dedim'

Çankaya Köşkü'ndeki Cumhuriyet resepsiyonunda gazetecilerin sorularını yanıtlayan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, "Açlık grevlerinin bitmesi için çağrıda bulunuyorum. Şiddet olmadığı takdirde her şeyi konuşarak ikna ederek büyük problemleri halledebiliriz." dedi. Açlık grevlerinin çözüme bir katkısı olmadığını, sorunu derinleştirdiğini kaydeden Gül, tıbbi açıdan müdahale edilmesi gerektiğini söyledi.

'GEÇMİŞTE KALDI'



Gül, BDP'liler ile görüşme trafiği için de, "Bir yandan terör bir yandan coğrafyamızda cereyan eden olaylar söz konusu. Bunlara çok boyutlu yaklaşım gerekir. Adeta gergef gibi işleyip olumlu sonuçlara ulaşmamız lazım" diye konuştu. Köşk'teki eşli resepsiyon için de Gül, "Bazı resimler vardır, çok anlamlıdır. Bugünkü resim de öyle anlamlı bir resimdir. Bu resimler topluma moral kaynağı olur" değerlendirmesini yaptı. Gül, daha önceki resepsiyonların eşsiz gerçekleştiği hatırlatılınca, "Bazı şeyler geçmişte kaldı. Her şeyin bir zamanı var. Ama bugün mutluyuz, gururluyuz" derken Köşk'teki havanın Türkiye'yi yansıttığını ve moral kaynağı olduğunu vurguladı. Kamplaşmanın Türkiye'nin siyasi geleneğinde olduğunu kaydeden Gül, bu siyaset tarzının değişmesi gerektiğinin altını çizdi. Gül, Suriye'deki iç savaşa ilişkin sorulara ise "Suriye kendi kendini yok ediyor" derken halen bir çıkış yolu olduğu uyarısında bulundu.

AÇLIK GREVİ BİTİRİLSİN

Açlık grevleriyle ilgili de değerlendirmelerde bulunan Gül, açlık grevlerinin bitmesi için çağrıda bulundu. Açlık grevlerinin çözüme bir katkısı olmadığını, sorunu derinleştirdiğini kaydeden Gül, tıbbi açıdan müdahale edilmesi gerektiğini söyledi. Gül, "Türkiye bu tip acıları yaşamıştır. Hoş olmayan neticeler vermiştir. Buna fırsat vermemek lazım. Türkiye'de her şey konuşuluyor. İfade özgürlüğü olmayan insanlar başka yollara başvurur. Oysa Türkiye'de ne aykırı düşünceler ve talepler bile konuşulabiliyor.

TÜKİYE'Yİ YANSITIYOR

Cumhuriyet resepsiyonunda gazetecilerin sorularını yanıtlayan Cumhurbaşkanı Gül, "Buradaki hava Türkiye'yi yansıtıyor, bu moral kaynağı" dedi. Ulus'taki izinsiz seferberlik yürüyüşünde yaşanan gerginliklere değinen Gül, "Herkes kimseye rahatsızlık vermeden bayramı istediği gibi kutlayabilir. Ulus'ta yaşananları arzu etmezdim. Üzücü olaylar oldu, umarım bundan sonra olmaz" temennisinde bulundu. Gül, valilere "Coşkuyla kutlayın" şeklinde yazı yazdıklarını belirtti.

CUMHURBAŞKANI GÜL, VALİ’Yİ UYARDI:

Gerilimi tırmandırmayın gerekirse izin verin gitsinler

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Ankara’da 1. Meclis önünde yapılmak istenen alternatif kutlamadan bir gün önce Vali Alaaddin Yüksel’i uyardığı, polisin biber gazı ve tazyikli su ile müdahalede bulunmasına rağmen, Anıtkabir’e gitmek isteyenlerin yolunu kesmemesinde Cumhurbaşkanı Gül’ün uyarısının etkili olduğu ortaya çıktı.

‘HİÇ ARZU ETMEZDİK’

Cumhurbaşkanı Gül, Çankaya Köşkü’nde bir dizi “ilk” yaşanan resepsiyonda gazetecilerin sorularını yanıtladı. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı nedeniyle yaşanan gerginlikler ile ilgili soru üzerine “Hiç arzu etmezdik. Cumhuriyet Bayramı coşkuyla kutlansın diye valiliklere yazı yazdık. Herkes Cumhuriyet Bayramını kimseyi rahatsız etmeden, kırıp dökmeden, nasıl istiyorsa öyle kutlamalı. Ümit ederiz ki bir daha olmaz” dedi.

Gül, “Barikatı kaldırın talimatını siz mi verdiniz?” sorusuna da “Ahmet size anlatsın” diyerek Basın Başdanışmanı Ahmet Sever’i işaret etti.

ANKARA VALİSİ'Nİ ÇAĞIRDI

Daha sonra Sever’in medya mensuplarına verdiği bilgiye göre, Cumhurbaşkanı Gül, Ankara Valiliği’nin günler öncesinden Ulus’taki kutlamaya toplantı ve gösteri yürüyüşleri yasası nedeniyle izin verilmeyeceğini açıklamasının ardından bayramın birinci günü Başbakan Erdoğan ile CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun açıklamaları üzerine gerginliğin tırmanmış olması nedeniyle Ankara Valisi’ni çağırdı. Cumhuriyet Bayramı’ndan bir gün önce, 28 Ekim Pazar günü Ankara Valisi Alaaddin Yüksel’i Çankaya Köşkü’nde kabul eden Gül, alınan önlemler hakkında bilgi aldıktan sonra şu uyarıda bulundu: “Bu gerilimi tırmandıracak gelişmelere izin vermeyin. Bayram coşkusunu gölgeleyecek çatışma ortamı doğmasına kesinlikle müsaade etmeyin. Gerekirse tolerans tanıyın. Anıtkabir’e gitmek istiyorlarsa, esneklik gösterin, izin verin, gitsinler.”