Kadıköy’de bir esnaf tarafından bıçaklanarak öldürülen gazeteci Nuh Köklü, son yolculuğuna uğurlandı. Ankara'daki cenaze töreninde, Köklü'nün tabutunun üstüne arkadaşları tarafından kartopları kondu.
ABONE OL
Vatan Haber
Gazeteci Nuh Köklü memleketi Ankara Yukarıyurtçu Köyü'nde son yolculuğuna kar topuyla uğurlandı. Anne Çiğdem Köklü, cenaze namazını cemaatle birlikte kıldı ve oğlunun tabutu omuzlar üzerinde giderken de yerden aldığı bir tutam karı kartopu yaparak üzerine bırakarak yolcu etti.
ANKARA'DA TOPRAĞA VERİLDİ
İstanbul Kadıköy'de arkadaşlarıyla kartopu oynadığı sırada bir esnaf tarafından göğsünden bıçaklanan gazeteci Nuh Köklü Ankara'nın Etimesgut İlçesi Yukarıyurtçu Köyü Merkez Cami'nde öğle namazına müteakip kılınan cenaze namazının ardından Yukarıyurtçu Mezarlığı'nda toprağa verildi.
Musalla taşında bekletilen Köklü'nün tabutunun üzerine Türkiye Gazeteciler Sendikası ve Çağdaş Gazeteciler Derneği üyeleri tarafından kartopları ve kalemler bırakıldı. Arkadaşları ellerinde 'Gazetecilere dokunma' yazılı pankartlar taşıdı. Abla Hüsniye Alagöz, Köklü'nün tabutuna sarılarak gözyaşlarına boğuldu. Köklü'nün bazı arkadaşlarının ayakta durmakta güçlük çektiği görüldü.
"KARTOPU CAMA DEĞDİ DİYE İNSAN MI ÖLDÜRÜLÜR"
Türkiye Gazeteciler Sendikası ve Çağdaş Gazeteciler Derneği adına yapılan açıklamada, Türkiye'nin cinayetler ülkesi ve şiddetin kol gezdiği ülke haline geldiğine dikkat çekildi. Cenazede taziyeleri annesi Çiğdem Köklü, abisi Sedat Köklü, ablası Hüsniye Alagöz, teyzesi Pakize Kaplan ve yengesi Aynur Köklü kabul etti. Köklü'nün cenazesinde konuşan abla Hüsniye Alagöz, Türkiye'de camların canlardan daha kıymetli olduğuna dikkati çekerek, "İnsanın canının kıymeti yokmuş bu ülkede. Bunun intikamı nasıl alacaksınız. Adam 'iki gün sonra çıkacağım' diyormuş. Neye güvenerek çıkacakmış? Yarın bir gün unutulacak değil mi? 'Esnaf polis, esnaf şöyle, esnaf böyle' diyorlar. Esnaf katil. Erdoğan başsağlığı bile dilemiyor. Hiç kimseye güvenmeyecek miyiz? Kartopu cama değdi diye insan mı öldürülür" diye konuştu.
Teyzesi Pakize Kaplan ise, katilin idam edilmesini istediğini söyledi. CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, hükümete seslenerek, "Kutuplaştırıcı bir siyasetten rant elde edebilirsiniz ama böyle ölümlere de neden olur. Kutuplaştırıcı dilden, nefret söyleminden herkesi vazgeçmeye çağırıyorum" ifadelerini kullandı.
ÖDP Genel Başkanı Alper Taş, ölümün adil olması için hayatın adil olması gerektiğini belirterek Nuh Köklü'nün adil bir hayat için mücadele ettiğini fakat kalleş bir ölümle karşı karşıya kaldığını söyledi. Köklü'yü son yolculuğuna Anadolu Partisi Genel Başkanı Emine Ülker Tarhan, Cumhuriyet Halk Partisi milletvekilleri Sezgin Tanrıkulu ve Hüseyin Aygün, Özgürlük ve Dayanışma Partisi (ÖDP) Genel Başkanı Alper Taş, Türkiye Gazeteciler Sendikası'ndan arkadaşları, meslektaşları ve dostları uğurladı.
NUH KÖKLÜ HAKKINDA!
Oğuz Haksever:
“Farklı bir insandı. Şovalye ruhluydu bir kere. Habercilikte de böyleydi, çok heyecanlanırdı, çaba sarf ederdi. Konu nereden açılmıştı bilmiyorum ama ‘yoksulum ben Oğuz abi’ dedi. Bunu bir şikayet olarak değil, yaşam tarzı olarak söyledi. Derviş gibi bir insandı, çok farklıydı. Yoksuldu ama manen çok zengin bir adamdı, çok yazık oldu”
Gülay Afşar:
“Çok canım yandı, sevdiğim bir insanı kaybettim. Nuh, yüreği kocaman bir adamdı, inandıkları vardı ve doğru bildiğini söylemekten çekinmezdi. Güzel çalıştık birlikte. Ayrılırken de bana ‘hakkını helal et’ demişti. hakkım ona helal olsun.”
Erhan Ertürk:
“Gündeme ve her şeye farklı bakabilen bir insandı. Müthiş bir eleştirme kabiliyeti vardı ve buna bu meslekte rastlamak kolay değildir. İş arkadaşlığının dışında da dertleşebileceğiniz, sırtınızı dayayabileceğiniz biriydi. Hem onu dinlemekten zevk alırdık, hem de sabrıuna hayran olunmayacak gibi değildi. Çok acı bir kayıp. Olayın şekli de çok garip. Nuh’u çok severdik demiyorum çünkü onu hala çok seviyoruz.”
Ahmed Arpat:
“İyi kalpli, iyi yürekli bir insandı. Kendine özgüydü, Nuh değildi Nuh Köklü’ydü. Bu ülkeyi, bu ülke insanını düşünürdü. ‘Ne oluyor bize?’ diye sorardı. Şimdi, bugün, bu haber sonrası bunu biz soruyoruz, ne oluyor?”