İYİ Parti-CHP arasında kriz derinleşiyor: Bunun adı operasyon siyasetidir
İYİ Parti son günlerde istifa ve görevden alma haberleri ile sarsıldı. İYİ Parti Sözcüsü Kürşad Zorlu, partideki istifalar sonrası açıklamalarda bulunarak CHP'yi hedef aldı.. İstifayla anılan İYİ Parti meclis üyesinin bir başka ilin meclis üyesi ile yaptığı konuşmayı anlatan Zorlu, 'Bunun adı operasyon siyasetidir, bunun adı eleştiri siyaseti değildir. Partimize yönelik planlı bir saldırının olduğunu ifade etmek istiyorum.' ifadelerini kullandı.
İYİ Parti'nin yerel seçimlerde CHP ile iş birliği yapmayacağı kararı sonrası parti içinde istifa ve görevden alma haberleri art arda geldi. Son olarak İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi İYİ Parti Grup Başkan Vekili İbrahim Özkan ve 5 meclis üyesi, partilerinden istifa ettiklerini duyurmuştu.
İYİ Parti Sözcüsü Kürşad Zorlu parti içindeki bu gelişmeler sonrası CHP'ye yönelik sert eleştirilerde bulundu. Zorlu'nun konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
Partimize yönelik manipülatif, bütünleşik, yer yer planlı bir saldırının olduğunu ifade etmek istiyorum. Diyarbakır, orada bizim 11 bin 179 kayıtlı üyemiz vardı. 1 haftada 525 üye istifası gerçekleşti. Bu üye sayımıza karşın, son seçimde 20 bin üye aldık. Son 10 günlük süreç içinde birtakım istifalar yaşandı. Ama bize yine üye katılımları da oldu. Eleştiriye çok açığız. Partimizin içinde de eleştiri yaygın ve hakimdir. Genel Başkanı'mız bütün toplantılarda buna açıktır. İçeriden ya da dışarıdan, bizim içimizden ayrılan arkadaşların da bize yönelik kayda değer eleştirileri elbette önemlidir. İsmi geçen, istifa eden İBB meclis üyesi arkadaşlardan bir tanesi, bugün İstanbul dışında yakın bir ilin bir belediye meclis üyemizi arıyor. Diyor ki, 'Bu akşam bir TV kanalında, bazı arkadaşlarla topluca istifa ettiğimizi meclis üyeleri olarak ifade edeceğiz. Siz de istifa edin.' CHP'li bir başka kişinin ismini vererek, 'Size onunla bir görüşme ayarlayalım' diyor. Bunun adı, operasyon siyasetidir, bunun adı eleştiri siyaseti değildir.
Elbette partimizden kimsenin gitmesini istemeyiz. Ancak haklı eleştirilerle böyle bir inisiyatif alarak, partimizden ayrılan arkadaşlarımıza saygımız var. Bu bahsettiğim başka bir şeydir. Bir parti, kendi iradesi ile yetkili organları ile hür ve müstakil bir şekilde, 'ben rekabet etmek istiyorum', diyorsa; 'Türkiye'de üçüncü bir yolun öncüsü olacağım' diyerek, bu kutlu duruşu ortaya koyuyorsa, karşımızda bulacağımız bir davranış mıdır bu? Hangi parti disiplinine yakışan bir davranıştır? Bu örnek çok önemlidir. Bunun adını da operasyon siyaseti adlandırmaktan geri durmayacağım.
Kapısını şaşıranların, bu gerçeği unutarak bize yönelik saldırılarını gerçekleştirmesini de şaşkınlıkla takip ediyoruz.
Bu yolculukta bu mücadeleyi yapmak istemeyen arkadaşlarımız olabilir. Bahsettiğimiz şey bizim bu kararlılığımızı farklı ilişkiler yöntemiyle partimize yakışmayacak şekilde, arka kapılarda partimize zarar vermeye çalışan anlayıştır. Elbette bu gerçekler önümüzdeki günlerde ortaya çıkar. Seçim sürecinde göreceğiz. Bu arkadaşlarımızın bazıları acaba o süreçte hangi görevlere talep olacaklar, milletimizin takdirine sunuyoruz.