İstanbul'a aday olacak mı?
Sırrı Süreyya Önder kesin bir dille cevap verdi...
Evrensel gazetesinden Serpil İlgün'e konuşan BDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder çözüm sürecindeki tıkanma ve İstanbul adaylığına ilişkin açıklamalar yaptı. Önder'in HDP'nin İstanbul adayı olmasına ilişkin verdiği sorulara verdiği yanıtlar şöyle:
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı adaylığınızla ilgili çokça spekülasyon yapılıyor. Onlardan biri de Hilal Kaplan’ın 4 Eylül’de yazdığı “BDP seçmeni Sarıgül’e Kurban Olsun mu?” başlıklı yazı. Hilal Hanım sizin HDP Başkanlığı önerisini reddetmenizi, CHP ile ittifak içine girilebileceğine dair bir işaret fişeği olarak değerlendirmiş. Ne diyorsunuz? Aday olma ihtimaliniz CHP’yi ürkütüyor mu?
O yazıyı ben de okudum. Bunun bir kısmına benim sebep olduğumu düşünüyorum.
Nasıl?
“CHP’nin yaptırdığı anketlerde ben çıkıyorum” lafını ben söyledim. Bu tamamen benim sorumluluğum ve hatam. “İstanbul için kimi görmek istersiniz” denildiğinde çok şaşırdılar CHP’liler. Başka bir partiden isim önerileceğini düşünmüyorlar. Bunu bize bizzat CHP’li vekiller aktardılar. CHP’ye çok net bir cevap verdim hem Gürsel Tekin üzerinden, hem Mustafa Sarıgül üzerinden. Gürsel Tekin, 500 bin Kürt oyunu alacağını söylemişti. Yanıtımda Gürsel Tekin’in şahsını kastediyor değildim, “siz bir siyasal çizgi olarak bu halkın evladına terörist, liderine hain derseniz, dilini tanımazsanız, vatandaşlıkta Türklüğe fit ol derseniz, bu halk size verse verse bir mezura verir, onunla da boyunuzun ölçüsünü alırsınız” dedim! Sarıgül konusunda da CHP kendini tamamen inkar etme noktasında. Bekliyorum, ne yapacaklar? Şu soruya bir karşılıkları yok; E kardeşim siz bu adamı bariz hırsızlığı var diye partinizden attınız, şimdi de “umudumuz Sarıgül” diyorsunuz, peki utanmayacak mısınız? Sen bu kadar derbeder bir halle mi bu kente yeni bir umut olacaksın? Kendi siyasal yapısından bir tane belediye başkan adayı çıkaramayanlar dönüp bize “durun, oyumuzu bölmeyin” mi diyecekler? Dolayısıyla hükümet yanlısı değerlendirmeler de CHP menşeili değerlendirmeler de bizim derdimiz değil, gündemimiz de değil.
Adaylığa kişisel olarak mesafeli durduğunuz anlaşılıyor. Bu mesele parti içinde nasıl karşılanıyor peki? Yeni bir bilgi var mı, beklentileri karşılayacak?
İnsanların gözden uzak tuttuğu şu; biz bir bileşenler toplamıyız. Ve kendi içimizdeki demokrasiyi yok saydığımız, birtakım isimleri popülerliği ile dayattığımız zaman, bu, kendi demokratlığımızı kendimizin tekzip etmesi anlamına gelir. Ben kişisel olarak bu yapı içinde yer aldığımda hiçbir görevi kendim talep etmedim. Bizim kendi karar süreçlerimiz neyi öngördüyse onu elimden gelenin en iyisini yapacak şekilde yerine getirmeye çalıştım. Bunda da böyle olacak. Ama bana “Şahsi adayın kim?” diye sorarsanız, şahsi adayım ben değilim! Bunu tartışacağız, aday belirleme komisyonlarımız oluşacak. Biz de var gücümüzle bütün yurt sathında belirlediğimiz adayların yanında durmaya devam edeceğiz.