İstanbul’daki KCK da ‘Kürtçe kriziyle’ başladı
KCK davasına bakan mahkeme heyeti, sanıkların Kürtçe savunma için tercüman talebini "Sanıklar Türkiye'de doğup büyümüşler, okula gitmişlerdir" diyerek reddetti.
PKK terör örgütünün şehir yapılanması KCK’ya yönelik yürütülen soruşturma kapsamında 140’ı tutuklu 205 sanık hakkında açılan davanın görülmesine başlandı. Aralarında Prof. Dr. Büşra Ersanlı ve Ragıp Zarakolu’nun da bulunduğu duruşmada sanıkların Kürtçe cevap vermesi üzerine mahkeme başkanı kimlik tespitine ara verdi.
İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi’nce Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi’nde yapılan duruşmaya, Prof. Dr. Büşra Ersanlı ve Ragıp Zarakolu’nun da aralarında bulunduğu 140 tutuklu sanık ile 14 tutuksuz sanık katıldı. Duruşma öncesi sanıklara ve izleyicilere uyarı yapan Mahkeme Heyeti Başkanı Ali Alçık, “Alkışlama, yuhalama, slogan atmak yasak. İlk durumda ikaz edeceğim. İkincisinde ise taşkınlık yapanlar dışarıya çıkarılacak” dedi. İddianamenin okunması için TRT spikerleri Ömer Faruk Zora ve Hakan Kıra da duruşmada hazır bulundu.
“Bilinmeyen bir dil kullandı iddiası!”
Kimlik tespiti yapılmak istenen sanıklardan ilk söz alan Kudbettin Yazbaşı, Kürtçe olarak “Buradayım” dedi. Yazbaşı’nın okunan kimlik bilgilerine de Kürtçe olarak cevap vermesi üzerine Alçık, ”Sanık Türkçe dışında başka bir dil kullanıyor” diyerek, kimlik tespitini bıraktı. Buna itiraz eden avukat Sinan Zincir, ”Müvekkilim kendi anadilinde konuşuyor. Sorulara Kürtçe cevap verse de kimlik tespitinin yapılmasını istiyorum” dedi. Diğer sanık Mümtaz Aydeniz’in de, aynı şekilde kimlik bilgilerine Kürtçe cevap vermesi üzerine Başkan Alçık kimlik tespitini yapmadı. Ve mikrofonu mübaşirle sanığın elinden aldırdı. Avukat Mehmet Emin Aktar da, ”Kürt oldukları için Kürtçe konuşuyorlar. 20 milyon kişinin kullandığı bir dile, bilinmeyen bir dil muamelesi yapamazsınız. Böyle yaparsanız taraf olursunuz” dedi. Başkan Alçık da, ”bilinmeyen bir dil” ifadesini kullanmadığını belirterek, ”Ben konuştukları dilin Kürtçe olup olmadığını bilemem. Kürtçe bilmiyorum. Bu yüzden Türkçe dışında bir dil dedim. Sanığın benimle anlaşması için Türkçe konuşması lazım” diye konuştu.
“Postmodern kapatma davası!”
Sanık avukatlarının itirazları üzerine Başkan Alçık, kimlik tespitinin yapılmasına ara vererek, avukatların taleplerini almaya başladı. Sanıkların avukatı Diyarbakır Baro Başkanı Mehmet Emin Aktar, 2 bin 400 sayfalık iddianamenin sözde bir iddianame olduğunu savunarak, “Son 3 yılda 6 bin kişi gözaltına alındı. Bu dava postmodern parti kapatma davasıdır” dedi. Avukat Aktar, ayrıca dava dosyasına görevsizlik kararı verilmesini de talep etti. Bu arada tüm sanıkların avukatı Baran Doğan da iddianamenin olaylar ile delillerin birbiriyle ilişkilendirilmediği gerekçesiyle iadesini talep etti. Savcı Ramazan Saban ise görevsizlik ve yetkisizlik taleplerinin reddine karar verilmesini istedi.
“Sanıklar suçlamayı anlayacak durumda”
Mahkeme heyeti, görevsizlik, yetkisizlik, dosyanın Anayasa Mahkemesi’ne gönderilmesi ve Kürtçe savunmalar için tercüman görevlendirilmesi taleplerini reddetti. Başkan Alçık, ”Sanıklar, Türkiye’de doğup büyüyüp okula gitmişlerdir. Suçlamaları anlayabilecek durumdadırlar” dedi.
Profesöre ‘okuryazar’ sorusu
Duruşmada 14 tutuklu sanık hakimin sorularına Türkçe cevap verince kimlik tespitleri yapıldı. 126 tutuklu sanık ise Kürtçe “Buradayım” diyince kimlik tespiti yapılamadı. Tutuklu sanık Prof. Dr. Büşra Ersanlı mahkeme başkanı Alçık’ın sorularına Türkçe cevap verdi. Ersanlı, “Okuryazar mısınız?” sorusunu yanıtlamadı. Ersanlı öğretim üyesi olduğunu, ayda 3 bin lira maaş aldığını belirtti.
Ersanlı’nın 39 yıl hapsi isteniyor
Cumhuriyet Savcısı Adnan Çimen tarafıdan hazırlanan 2 bin 400 sayfalık iddianamede, tutuklu olan Prof Dr Büşra Ersanlı’nın “Silahlı terör örgütünün yöneticisi olmak”, “Terör örgütünün propagandasını yapmak” ve “2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet etmek” suçlarından 19 ile 38.5 yıl, tutuksuz sanıklar arasında yer alan Ragıp Zarakolu’nun da “PKK/KCK terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etmek” suçundan 7.5 ile 15 yıl arasında hapis cezası talep ediliyor. İddianamede, diğer 189 sanığın da aynı suçlardan 7.5 ile 111 yıl arasında değişen hapisle cezalandırılmaları talep ediliyor.
Yoğun güvenlik önlemleri
İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi’nce görülen ”KCK” davası nedeniyle yerleşke içerisindeki duruşma salonunda ve çevresinde yaklaşık 300 asker görev yapıyor. Olağanüstü bir duruma karşı da çevik kuvvet ekipleri hazır bekletildi. Olası bir gösteriye karşı, iki TOMA da (Toplumsal Olaylara Müdahale Aracı) cezaevinin çevresinde tutuldu. E-5 Karayolu’ndaki Silivri Cezaevi kavşağı ile TEM’den cezaevi sapağına çıkış yerlerine arama noktaları kuruldu. Yerleşkeden arama noktalarına kadar yaklaşık 500 metrelik mesafe boyunca yolların iki tarafına, jandarma bariyerleri konuldu.
Milletvekillerinden yoğun katılım
Duruşmaya, BDP Genel Başkan Yardımcısı Gültan Kışanak, milletvekilleri Ayla Akat Ata, Sırrı Süreyya Önder, Pervin Buldan, Ertuğrul Kürkçü, Levent Tüzel ve Sebahat Tuncel, CHP Milletvekili Binnaz Toprak ile KCK’ya yönelik operasyonda gözaltına alındıktan sonra serbest bırakılan KESK Genel Başkanı Lami Özgen de izleyici olarak katıldı. Duruşmayı izleyen BDP Başkan Yardımcısı Gültan Kışanak, ”Bugün, burada partimizin faaliyetleri dava konusu edilmektedir” dedi. Kışanak, salona girmeden önce gazetecilere yaptığı açıklamada, bugün İstanbul’da adı konulmamış bir sıkıyönetim uygulandığını ileri sürerek, kentin dört bir yanında asker ve polisin zırhlı araçlarıyla tedbir aldığını ve BDP’nin ilçe binalarının önünden kalkan arabaların engellendiğini iddia etti.