İcrayla alınan Yağmur’un annesi konuştu
İcra memurlarınca zorla babasından alınan küçük Yağmur’un annesi Züleyha Ç., "Çocuğun gözünde kayma olduğu için düşüp bacağını çarptığı çok olurdu. (Babası) Bacaklarının fotoğraflarını çekip onu dövdüğümü iddia edip elimden almaya çalıştı.” diye konuştu.
İstanbul Bağcılar’da geçici velayeti annesi Züleyha Ç.’de olan Yağmur’un icra memurlarınca zorla babası Metin Ç.’den alınmasıyla ilgili tepkiler sürerken anne konuştu. Züleyha Ç. şunları söyledi:
İLK İFTİRASI SAVCILIKTA
“Çocuğum daha 15 günlükken Metin Ç. ve ailesiyle sorunlar başladı. 2012 yılında aile terapistine gittik. Terapist eşimin ailesini de çağırdı ancak onlar kendilerinde bir problem olmadığını söyleyerek gelmediler. 2013 yılında Metin Ç. beni dövünce uzaklaştırma kararı verildi. Onu da ifadeye çağırdılar. Karakolda ‘Ailem yüzünden tartıştık’ derken savcılıkta ‘Annesi kızımı dövdüğü için tartıştık’ diye ifadesini değiştirdi. İlk o zaman bana iftira attı. Kendisinden şikâyetçi olduğum için boşanma davası açtı. Boşanma davası şu an Yargıtay’da...
Metin Ç. hakkında ‘Sesli Yazılı ve Görüntülü Bir İleti İle Hakaret’ten 2016’da şikâyetçi oldum. Mahkeme adli para cezası verdi. ‘Basit yaralama’dan 2014’te iki, 2015’te bir kez olmak üzere 3 dava açıldı ve ceza aldı.
Çocuk 5 yaşındayken geçici velayet verildi. 10 yaşındayken ilk defa tatil izni verildi. 1 Temmuz’da çocuğu babasına bıraktım. Akşam babasını istemediğini söyleyerek yanıma geldi. Ben de babası onunla da vakit geçirsin diye çocuğu ikna ettim babasına gönderdim. 31 Temmuz’da almam gerekiyordu. Ancak çocuğu bana geri vermedi. Biraz süre tanıdım kendisine ancak tekrar vermedi. Üst katlarında oturuyordum. Çocuğu o süreçte hiç göremedim. Adliyeye gidip icra memurlarını getirdim almak için. O görüntüler sadece 15 dakikalık kısmı. Ondan öncesinde 1 saat uğraştık açmadılar kapıyı.
ÇOCUĞUM BÖYLE DEĞİLDİ
Çok direndiler. Çilingir çağırdık kapıyı öyle açacaktık. Kayınpederim dış kapıya çıktı. ‘Çocuğu vermiyorum isterseniz kapıyı kırın’ dedi. O eve girdiğimde çocuğumu tanıyamadım. Ben çocuğumu verdiğimde böyle değildi. Çocuğum bende mutluydu. 2 ayda ne yaptılarsa çocuğum değişti. Çok hırçındı. İcraya gelen pedagog bile onunla konuşamadı.”
ALTLI-ÜSTLÜ OTURUYORUZ
Züleyha Ç. olaydan sonra Yağmur’un yaşadıklarını ise şöyle anlattı:
“Çocuğu evden aldığım andan itibaren kaçma ya da kendine zarar verme gibi bir durumu olmadı. Altlı üstlü oturuyoruz. 4 gündür benim yanımda, o günkü halinden daha iyi. O günün etkisi çok az da olsa var. Bir travma yaşadı. Ben şu an o anları unutsun, daha iyi bir psikolojisi düzelsin diye çabalıyorum. Haberleri göstermemeye çalışıyorum ama bir kere televizyonda kendisine denk geldi. ‘A ünlü olmuşum’ diye sevindi. Çocuğun ayak parmağı sandalyeye çarptı, hastaneye götürecektik. Çocukla beraber hastaneye gelmedi. O yüzden babasına dargındı hep babasını suçluyordu. Sonra nasıl çocuk bu hale geldi bilmiyorum. Çocuğum özel okula gitmeyi çok istiyordu. Benim de öyle bir durumum olmadığı için istemiyordum. Babası kendisi özel okula göndereceğini söyleyip ‘Velayetin bende olmadığı için gönderemiyorum. Annenden velayetini almamız lazım’ diyerek baskı kurdu. Çocuğun gözünde kayma olduğu için düşüp bacağını çarptığı çok olurdu. Bacaklarının fotoğraflarını çekip onu dövdüğümü iddia edip elimden almaya çalıştılar.”
YAĞMUR TEPKİSİ: İCRADAN ÇIKSIN DEMİŞTİK
Kamu Başdenetçisi (ombudsman) Şeref Malkoç, 10 yaşındaki Yağmur’un annesi tarafından ‘icra’ yoluyla babasından alınmasının ardından, bu konuda son 1 yılda 50’ye yakın ihlal başvurusu yapıldığını ve düzeltilmesi için ‘tavsiye kararı’ aldıklarını açıkladı. Malkoç, “Çocukların ‘taşınır mal’ gibi teslimine ilişkin İcra ve İflas Kanunu’ndaki düzenleme 1932’den kalma. Hem Adalet hem Aile Bakanlığı’na tavsiyede bulunduk” dedi. Malkoç, şunları söyledi:
‘1 YIL ÖNCE ÇALIŞTAY YAPTIK’
“Kamu Denetçiliği Kurumu’na (KDK) iletilen başvurularda; boşanma sonrası velayet sahibi olmayan tarafların çocuklarıyla kişisel ilişki kurmakta sorunlar yaşadığı, bazı ebeveynlerin bu hakkı kötüye kullanarak görüşmeyi engellediği için çocuğun ancak ‘icra’ yoluyla görülebildiği, uygulamanın ulusal-uluslararası mevzuatla uyumlaştırılması talep edildi.
2017’de ‘Çocuk tesliminde hak ihlallerinin önlenmesi’ konulu çalıştay düzenledik. Akademisyenler, ilgili STK’lar, Adalet ve Aile Bakanlığı yetkilileri, uygulamacı hâkimlerle konu ayrıntılı tartışılarak özel bir rapor hazırlandı. Çocuk tesliminde Avrupa Konseyi sözleşmelerinde, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’nde ve Anayasamızda hüküm altına alınmış çocuğun yüksek yararı neyi gerektiriyorsa onu yapma perspektifinden konuya yaklaşıp koordinasyon ve çözüm önerilerini hazırladık.
İKİ BAKANLIĞA ‘KALDIRIN’ TAVSİYESİ
Bu konuda hem Adalet Bakanlığı hem de Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na ‘Çocuk icra sisteminden çıkarılsın, boşanma sonrası aile buluşma noktaları oluşturulsun’ şeklinde tavsiyede bulunduk. Boşanma hukuken düzenlenmiş bir haktır. Bizim inancımızda da boşanma vardır. Allah tarafından tanınmıştır ancak Cenabı Allah’ın sevmediği bir haktır. Bunun içinde Anadolu coğrafyasında ‘aile arabuluculuğu’ öngörülmüştür. ‘Aile arabuluculuğu’ bizim örfümüzde adetimizde var. Amerika, İngiltere aile arabuluğunu bizden görüp aldı. Çiftler boşanmadan önce bir kez arabulucu önünde konuşsunlar. Anne-baba boşanıyor, olan çocuklara oluyor. Aile arabuluculuğunun kurulması için hem Adalet Bakanlığı’na hem de Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na tavsiye kararları verip birlikte çalışıyoruz.
Ailede sevgi, saygı, şefkat ve hoşgörüyü sağlamalıyız. Bu konuda devlet ve sivil toplum örgütleri olarak gereken her türlü tedbiri alarak aileyi güçlendirmeliyiz. Toplumun temeli ailedir. 80 milyon insanımız varsa, 20 milyon da aile var. Her ailenin başına bir polis dikmemiz mümkün değil. Ancak aile yapısını güçlendirerek Türkiye’deki kadına şiddet başta kanayan yara halini alan sosyal meseleleri aşabiliriz.”
BAKANLIĞA ÖNERİ: AİLE ARABULUCULUĞU GETİRİLSİN
KDK’nın Adalet Bakanlığı’na önerileri:
Boşanmaların sağlıklı yürütülmesi için ‘aile arabuluculuğu’ sisteminin altyapısı hazırlanmalı.
Velayet hakkının kötüye kullanılmasının, velayetin değiştirilme sebebi olduğu kanunda açıkça düzenlenmeli.
Velayet sahibine ‘zorunlu eğitim ve danışmanlık tedbiri’ verilebilmesi için düzenlemeler yapılmalı.
Aile mahkemelerinde sunulan adli sosyal hizmet altyapısı güçlendirilmeli.
Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na öneriler:
Sağlıklı aile yapısının güçlendirilmesi amacına yönelik olarak aile, çocuk yetiştirme konusunda eğitim ve danışmanlık programlarının verilmesi için Milli Eğitim Bakanlığı ile çalışma başlatılmalı.
Aile ve boşanma süreci danışmanlık hizmetlerinin kalitesi, etkinliği ve yaygınlığı artırılmalı.
Boşanma sonrası çocuğun birlikte yaşamayacağı ebeveyni ile sürekli ve düzenli bir ilişki sürdürebileceği, velayet dosyalarının takibinin yapılabileceği, aile üyelerinin psikolojik sağlıklarını destekleyecek hukuki anlamda da destek alabilecekleri ‘aile buluşma noktaları’ benzeri birimler ihdas edilmeli. (Hürriyet)