Genelkurmay'dan ince ayar
.
Milli Güvenlik Kurulu'nun tavsiyesi çerçevesinde devletin Kırmızı Kitabı olarak adlandırılan Milli Güvenlik Siyaseti Belgesi'nde önemli güncellemeler yapılması konusunda son aşamaya gelindi.
Güncelleştirilen gizli dereceli dökümanda, önemli tehditlerden biri olarak Gülen cemaatinin parelel yapılanmasına da yer veriliyor.
Genelkurmay Başkanlığı da, Türkiye Milli Askeri Strateji (TÜMAS) belgesini, kırmızı kitap ile uyumlu hale getirmek için çalışma başlattı. Genelkurmay'ın güncelleştirme çalışmaları sırasında geçmişteki tecrübeleri ve askerlerin yargılanmalarını dikkate alarak, "ince ayar" yaptığı belirtildi. Buna göre, legal görünümlü illegal yapıların toplumdaki ve sivil bürokrasideki unsurlarıyla mücadelede askeri bir görev tanımı yapılmayacak. Hükümetin de, Genelkurmay'ın bu tutumunu uygun bulduğu dile getirildi.
10 yılda üçüncü değişiklik
Milli Güvenlik Siyaseti Belgesi, son 10 yıl içinde üçüncü kez değişiyor. 2005 yılından yapılan değişikliğin ardından Kırmızı Kitap olarak adlandırılan belge, 2010 yılında güncellenmişti. MGK'nın 29 Nisan'da yapılan toplantısında, iç ve dış güvenlik güvenlik ortamında son 5 yıl içinde meydana gelen değişiklikler dikkate alınarak belgenin güncellenmesi kararı alınmıştı.
TÜMAS'TA İNCE AYAR
MGK'nın güncellemeyle ilgili tavsiye kararı Bakanlar Kurulu'na iletildi. Tavsiye kararı çerçevesinde gizlilik dereceli hükümet dökümanının hazırlanmasında önemli bir aşamaya gelindi. Bu döküman gizlilik özelliğinden dolayı Resmi Gazete'de yayınlanmayacak. Başta Genelkurmay Başkanlığı, MİT, İçişleri, Dışişleri bakanlıkları olmak üzere devletin ilgili birimleri de, güncellenen dökümanla uyumlu yeni eylem planları hazırlamaya başladı. Türk Silahlı Kuvvetleri de, Türkiye'nin Milli Askeri Stratejisi'ni (TÜMAS) yeni tehdit değerlendirmelerini dikkate alarak güncelleme çalışması başlattı.
Genelkurmay, "legal görünümlü illegal yapılarla mücadele" konusunda TÜMAS'ta ince ayar bir ifadelendirme üzerinde durdu. Bu düzenleme yapılırken, geçmişte kırmızı kitapta yer alan bazı görevleri yapan askerlerin yargılanmış olmaları dikkate alındı. Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, binin üzerinde askeri personel hakkında paralel yapı iddiaları çerçevesinde adli ve idari soruşturma açıldığını söylemişti.
Ordunun içindeki muhtemel paralel yapı girişimleri konusunda asker mücadele içinde olacak. Ancak sivil bürokrasi ve toplumsal alandaki paralel yapılanmalar konusunda TSK'nın istihbari ve diğer görevi olmayacak. TÜMAS'taki ifadelendirmenin bu mantık çerçevesinde yapılacağı dile getirildi. Askerin bu hassasiyetinin hükümet tarafından da uygun bulunduğu aktarıldı.
Paralel yapı tehdit listesinde
MGK'da; MGSB'sinin güncellenmesiyle ilgili tavsiye kararı oluşturulurken, son 5 yıl içinde yaşanan ve ulusal güvenlik açısından tehdit olarak algılanan gelişmeler dikkate alındı. Bu gelişmelerden en önemlilerinden birini, 7 Şubat ve 17 - 25 Aralık olarak kısaca adlandırılan paralel yapı operasyonları oluşturdu. Bu çerçevede, MGSB'de paralel yapı tehdit listesi içinde yer alacak. Ayrıca Oslo görüşmeleri ile Dışişleri Bakanlığı'ndaki Süleyman Şah Türbesi'nin güvenliği konulu toplantının dinlenip sızdırılmasının neden olduğu güvenlik sorunu çerçevesinde de, dinleme ve sızdırma girişimleri yeni tehdit değerlendirmesi içine alınacak. Paralel yapı örgütlenme biçimi, Türkiye'nin yanısıra yurt dışındaki etkinlikleri nedeniyle hem iç hem de dış tehdit tanımları içinde yer alabilecek. İçişleri, Dışişleri ve MİT de, stratejik yol planı belgelerini buna uygun şekilde hazırlamaya başladı.
Kamu düzeni
MGK bildirisinde, dikkat çeken ifadelerden biri de illegal oluşumlar oldu. Buna göre; paralel yapının yanısıra KCK gibi yapılara da tehdit listesinde yer verilecek. Ekim ayında meydana gelen Kobani eylemlerinin etkisiyle de, kamu düzenini bozmaya - ayaklanmaya teşvik etmeye yönelik girişimlerin de tehdit algılaması içine alınmasına karar verildi.
Suriye kaynaklı terör
Suriye'de Esad güçlerine ait bir bataryadan ateşlenen füze ile Türk jetinin düşürülmesi, Reyhanlı'daki katliama dönüşen bombalı eylem gibi gelişmelerin de, güncellenecek belgede izinin yer alacağı yorumları yapıldı. Buna göre, hazırlanacak gizli dökümanda, Esad yönetimi kaynaklı tehditler ile Suriye ile Irak'taki boşluktan yararlanan terör gruplarının etkinlikleri de, Türkiye'nin ulusal güvenliğine yönelik tehditler içinde yer alacak. Bu tehditler ise TÜMAS'ta ayrıntılı olarak sıralanacak.
PKK ve DHKP-C tehditi
Terör örgütleri PKK ile savcı eylemi ile adını yeniden duyuran DHKP-C'nin de, MGSB dökümanında aşırı etnik temelli - sol örgütler listesindeki yerini koruyacağı belirtildi. Sosyal medyanın kullanılması yoluyla halkı provake etmeye yönelik girişimlerin de dökümanda tehdit listesinde yer alabileceği dile getirildi.
Siber tehditler
MGSB'de daha önce de yer verildiği belirtilen ve güncellenecek yeni dökümanda da tehdit listesi içinde yer alacak bazı başlıklar şöyle:
-Siber tehditlerin ulusal güvenliğe etkileri.
-Küresel ısınma ve iklim değişikliklerinin getirdiği dengesizlikler, felaketlere karşı genel politikalar.
-Türkiye’nin şimdi avantaj olan genç nüfusunun yaşlanarak 2049’dan itibaren yaşlı bir ülke olarak ülkenin yönetmekte zorlanacağı bir sürece dönüşmesi ihtimali, alınacak tedbirler.
-Dünyanın ana bölgelerini bağlayan ve Türkiye’den geçen enerji nakil hatlarının ülkeye verdiği avantajların milli siyasete avantaj olarak yansıtılması.
-Uzay teknolojilerinin ülke menfaatlerinde daha aktif kullanılması.
Uyduların istihbarat temininde daha etkin kullanımı.
12 mil
Belgede, Yunanistan'ın karasularını 12 mile çıkarmasının savaş nedeni sayılacağına ilişkin tehdit değerlendirmesinin ise yine korunacağı yorumları yapıldı. (Aydın Hasan/milliyet.com.tr)