Selin vuruğu Sinop ve Kastamonu'da ölü sayısı 31'e yükseldi. Caddelerin nehre döndüğü sel felaketinde, dere yatağına inşa edilen birçok ev çöktü, büyük kısmı da hasar aldı. Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), sel nedeniyle Kastamonu'da 29, Sinop'ta 2 kişinin hayatını kaybettiğini, Bartın'da kaybolan bir kişiyi arama çalışmalarının sürdüğünü bildirdi. Öte yandan Kastamonu'nun Bozkurt ilçesinde de MAK timi, bir çocuğu enkazdan çıkardı. Ayancık ilçesinde selden zarar gören bölgelerde arama kurtarma çalışmaları devam ediyor. Sel sonrası suların çekildiği Babaçay köyünde AFAD ve UMKE ekipleri çalışma yürütüyor. Sel felaketinin ardından İncirpınarı köyü sahilinde Akut ve Sahil güvenlik arama kurtarma çalışmalarına devam ediyor. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Denizcilik Genel Müdürlüğü, Batı Karadeniz'de yaşanan sel felaketi nedeniyle 2 römorkör ile Sinop'tan 1 balık avlama gemisini ve Kastamonu Entegre'den 1 tırı afetzedelere yardım için bölgeye yönlendirdi. Kastamonu merkezden tedarik edilen ekmek ve su yardımları tırla Çatalzeytin'e indirilerek, buradan 2 balıkçı gemisiyle Türkeli'ne götürüldü. Nehrin taşıdığı ve sahile yığılan tomrukların arasında AFAD ve UMKE ekipleri kayıpları arıyor. Ayrıca AFAD şu ana kadar Bartın'da 323, Kastamonu'da 925, Sinop'ta ise 472 kişinin tahliye edildiğini açıkladı. Bartın, Sinop, Kastamonu ve Samsun’da yaşanan sel felaketi, kentleri adeta savaş alanına çevirdi. Karadeniz’de neredeyse her şiddetli yağış sonrası oluşan manzaraları değerlendiren uzmanlar yaşananları “Malumun ilanı, insan hatası” olarak yorumladı. AFAD'dan yapılan açıklamada ise Yaşanan sel nedeniyle Kastamonu’da 29, Sinop’ta 2 vatandaşımız hayatını kaybetmiştir. Bartın’da kaybolan 1 vatandaşımızı arama çalışmaları devam etmektedir. denildi. DHA'dan Nursima Özonur'un haberine göre; Kastamonu'da, selin vurduğu Bozkurt ilçesinde çöken Ölçer Apartmanı'ndaki Senanur Kuş'un (20), akrabalarının bulunduğu 'WhatsApp' grubuna 'Dua edin bize' mesajı gönderdiği ortaya çıktı. İlçe merkezinden geçen Ezine Çayı'nın taşıp, sel suyunun yükselmesiyle Ölçer Apartmanı yıkıldı. Yaz tatili için İstanbul'dan memleketleri Bozkurt'a gelen ve binanın 3'üncü katında oturan Şengül Kuş, kızı Senanur Kuş ile ikiz yeğenleri Ayşe ve Kerem Özdoğan (7) kayboldu. Senanur Kuş'un, sular yükseldiğinde henüz bina yıkılmadan önce saat 17.24'te aile bireylerinin bulunduğu 'WhatsApp' grubuna 'Dua edin bize' mesajını yazdığı ortaya çıktı. Yıkılan binanın önünde umutla bekleyen Şengül Kuş'un yengesi Münevver Gencek, görümcesi ve yeğenlerinin sele kapıldığını söyleyerek, Görümcem Şengül Kuş ile kızı Senanur Kuş, binanın 3'üncü katında oturuyorlardı. O sırada bir üst katta oturan diğer görümcemin torunları ile aynı evdeydiler. Sel sırasında telefonla konuştuk. Aile 'WhatsApp' grubumuzdan mesajlaştık. Senanur'un bize son mesajı 'Burası çok kötü, dua edin bize' oldu. O mesajdan sonra da bir daha onlardan haber alamadık. 2 gündür burada umutlu bir haber bekliyoruz diye konuştu. Kastamonu'nun Bozkurt ilçesinde meydana gelen selin ardından arama ve kurtarma çalışmaları devam ediyor. Emniyet Genel Müdürlüğü Özel Harekat Başkanlığının Muharebe Arama ve Kurtarma (MAK) timi, görev aldığı çalışmada bir çocuğu enkazdan çıkardı. İTÜ Meteoroloji ve Afet Yönetim Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, Batı Karadeniz’de etkili olan sağanak yağışın neden olduğu yıkım için, “Yaşananların doğayla hiçbir ilgisi yok. Bu tablonun tüm sorumlusu doğal yaşama sürekli müdahale eden, dere yatağına bina yapan insanlar ve bunu durdurmayan yetkililerin suçu. Küresel iklim değişikliğinin etkilerini göz önünde bulundurarak, bu tür yapılaşmalara kesinlikle izin verilmemesi gerekiyor. Karadeniz’de yaşanan son felaket, malumun ilanıdır” dedi. Yıkılan bölgelerin yeşil alan olarak ilan edilmesi gerektiğini de söyleyen Kadıoğlu, şöyle devam etti: “Aynı yağmur her eve yağdı ancak yıkılan konutlar dere kenarındakiler. Dere içine bina yapılamaz. Her sel felaketinden sonra aynı konular gündeme gelse de kimse yapılması gerekenler için çaba göstermiyor. Kentsel dönüşüm kırsal için de gerekli ve bu tür dere yatağına yapılmış evler mutlaka taşınmalı. Biz bunları söylesek de, sel olan bölgelerde yıkılan binaların yanına bina yapılmaya devam edecek. Unutuyoruz, ders almıyoruz.” Karadeniz Teknik Üniversitesi Orman Mühendisliği Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Oğuz Kurdoğlu ise yapılan yanlışlar ve ortaya çıkan tabloyu şöyle yorumladı: “Yıkılan evlerden anlaşılıyor ki, taşkın yatağı işgal edilmiş ve dere ıslahı adı altında beton kanallar yapılmış. Kastamonu, Sinop ve Bartın, bir yılda alacakları yağışı, birkaç saat içinde aldılar. Yaşananlar insan hata ve ihmallerinden kaynaklanıyor. Doğayı suçlamak kolaycılık. Derelerin milyonlarca yılda oluşturduğu taşkın yatağına ev yapmayacaksınız. Afet dediğimiz felaket, insanların varlığıyla oluşan bir durum. ‘Doğanın intikamı’ gibi söylemler yanlış. Dere yatağını ister, o yatakta huzur bulur. Felaket yaşanan bölgelerde taşkın düzlüklerinde muazzam betonlaşma görüyoruz. Yamaçlardan uzanan yüzlerce patika adeta ark vazifesi görerek, yağmur sularının dereye dönüşmesine neden oluyor. Meyilli arazide hem suyun şiddeti, hem de hızı artıyor. Üstelik bu sular yukarılardan malzemeleri taşıyarak, aşağıdaki yerleşim yerlerinde yıkımlara yol açıyor. Orman ve bitki örtüsü tahrip olmasa, yağmur suları daha salınımlı olarak yamaçlardan süzülür.” Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi’nden Pof. Dr. Turan Yüksek dere yataklarının oluşu itibarıyla mühendislik harikası doğal sistemler olduğunu vurgulayarak, şunları söyledi: “Doğu Karadeniz’de bir şekilde dere yataklarına tecavüz söz konusu. Debinin düşük olduğu zamanlarda matematiksel hesaplarla ölçek yaparak tahminde bulunmak gibi bir yanlışa düşülüyor. Bu işleri tasarlayanlar 500 yıllık büyük ölçekli ölçümleri göz önünde bulundurmalıdır. Şayet Karadeniz’de dere yatakları ile oynanmamış olsa felaket bu boyutta olmazdı. Dere yataklarına istinat duvarı ördüğünüz takdirde doğal akışı bozarsınız. Bir diğer sorun da dere yataklarından taşan suyun nereye depolanacağı. Maalesef bu hesaplamalar yapılmıyor. Dere yataklarının kenarlarında mutlaka taşkın alanları olması, buraların da tercihen yeşil alan kalması gerekir.” TMMOB Çevre Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Meryem Kayan şu görüşleri dile getirdi: “Birbirleriyle örtüşmeyen iki farklı dinamiğin sonucunu gördük. Karadeniz coğrafyası bu afetlere çok açık ve sürekli yağış alan bir bölge. Buna rağmen dere yataklarında ev yapılırken, gerekli kurumlar buna karşı önlem almıyor. Dere yatakları ıslah adı altında beton kanallar haline geliyor. Geçen yıl Giresun’daki tablonun benzerini gördük. HES işletmesinde zarar görülmesin diye kapaklar açılıyor. Dere yatağı hacminin fazlası suyu taşıyamıyor. Eğimle birlikte büyük su kütlesi hızlanarak önüne ne katarsa denize ulaşmaya çalışıyor. Tipik bir Karadeniz tablosu ve baştan aşağı yanlışlar silsilesi. Şehir modellerimiz yanlış. Bu şekilde devam ettğimiz sürece bu felaketleri yaşamaya devam ederiz.” Selin vurduğu Bozkurt ilçesinde Ezine Çayı kenarındaki 8 katlı Ölçer Apartmanı yıkıldı. Yaz tatili için anneleri Arzu Yücel ile İstanbul'dan gelen 12 yaşındaki ikizler Ecrin ve İclal Yücel de babaanneleri Ayşe Remziye Yücel ve dedeleri Nadir Yücel ile birlikte binanın çökmesiyle sel sularında kayboldu. Arzu Yücel ise çayda su seviyesinin yükselmesi nedeniyle belediyeden 'araçlarınızı çayın kenrından kaldırın' anonsu üzerine otomobilini çekmek için evden çıkınca kurtuldu. Binadan çıktıktan sonra çayın taşması üzerine bir daha eve giremeyen ve ikizlerinden ayrılan Arzu Yücel, şimdi yıkılan binanın enkazı önünde umutla bekliyor. Arzu Yücel, çaydaki su seviyesinin yükselmesi üzerine belediyenin araçları yüksek yere çekmeleri için anons yaptığını bu nedenle evden çıktığını anlatarak, 5'inci katta oturuyorduk. Yaz tatili için geldik buraya. Bize evi boşalttırmadılar. 11.30'da belediyenin arabası geldi, anons ettiler. 'Çay taşabilir' dendi. Dışarı çıktım. 12.00'de çay taştı. Akşam 17.30'a kadar dışarıda bekledim. Çocuklarıma el salladım, balkondalardı, bize bakıyordu, el sallıyorduk. 'Bina yeni, çökmez' dediler. Telefonla konuştuk, bana balkondan el salladılar; 'anne biz iyiyiz merak etmeyin, kendinize bakın' dediler. Her şeyleri gördü gözlerim. Hiçbir şeyler yapamadık biz. Bize 'arabaları yükseğe çıkarın' dediler, 'canlarınızı, evlatlarınızı kurtarın' demediler. 5 dakika içinde ben onların hepsini alırdım diyerek gözyaşı döktü. Kızları, annesi ve babasının selde kaybolduğunu öğrenince İstanbul'dan gelen Ramazan Yücel Sel felaketi öncesinden burada anons yapıyorlar 'dere kenarındaki araçlarınızı buradan kaldırın' diye. Eşim aracını dere kenarından kaldırıp arka sokağa park ettikten sonra derede ciddi anlamda su birikintisi geliyor ve eşim binaya giremiyor. Karşı binanın merdivenlerinden sadece çocuklarımı balkondan izlemekle kalıyor. Annem, babam ve çocuklarım dışarı çıkamıyor; eşim de binaya giremiyor. Bunlar bina yıkılana kadar bu şekilde binada mahsur kaldılar. dedi. Karadeniz’i vuran sel felaketlerinde can kaybı 27’ye yükseldi. Acı haberi Twitter’dan duyuran Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, şunları ifade etti: “Kastamonu, Sinop ve Bartın’da gerçekleşen sel felaketlerinde hayatını kaybeden 27 vatandaşımıza Allah’tan rahmet, yakınlarına ve Milletimize başsağlığı diliyorum.” Erdoğan, ayrıca “Son günlerde yaşadığımız afetler sebebiyle, 14 Ağustos Cumartesi günü gerçekleştirmeyi planladığımız AK Parti’mizin 20. kuruluş yıl dönümü etkinliklerini de erteleme kararı aldık” açıklamasında bulundu. İletişim Başkanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre ise, Erdoğan, selin yaşandığı bölgelerde bulunan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum ile Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu ile görüşerek bölgedeki durum, tahliye çalışmaları ve gelişmeler hakkında anlık bilgi alıyor. Selin etkili olduğu bölgelerdeki valiler ve kaymakamlarla da telefon görüşmesi gerçekleştiren Erdoğan, devletin tüm imkanlarıyla seferber olduğunu ve yaraların sarılması için vatandaşların yanında bulunduğunu ifade etti. Selin vurduğu Kastamonu’nun Bozkurt ilçesinde dere kenarındaki bir binanın çöktüğü iki apartmanın büyük hasar gördüğü ortaya çıktı. Sinop Ayancık’ta metrekareye 240 kilogram yağış düştü. Kentte sel ve heyelanların hasarı da gün ağarınca ortaya çıktı. Birçok yol, göçükler nedeniyle ulaşıma kapandı. İlçenin ortasından geçen Ayancık Çayı üzerindeki iki köprü yıkıldı. İlçe merkezindeki birçok ev, iş yeri ve araç sular altında kaldı. Ayancık Çayı’nın kenarında yer alan ve sular altında kalan Ayancık Sanayi Sitesi’nde 6 iş yeri yıkıldı. Sinop-Türkeli-Ayancık yolu ulaşıma kapandı. İlçede bazı ev ile iş yerlerinin zemin ve bodrum katları selin sürüklediği moloz, taş ve odunlarla kaplandı, otomobiller gömüldüğü çamur ve moloz yığınlarında kayboldu. Selle sürüklenen ağaç parçaları ve kütükler de deniz yüzeyini kapladı. Dün sabah ekipler, moloz yığınlarını kaldırmak için çalışma başlattı. Bölge halkı da çamurla dolan iş yerlerini temizlemeye çalıştı. Binaların çatılarına çıkanlar, ellerinde beyaz örtü sallayarak, kurtarılmayı bekledi. Bölgeye gönderilen çok sayıda iş makinesi çalışma yapıyor. İlçeye su ve elektrik verilemiyor. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Ayancık’a gelerek, bölgedeki incelemelerinin ardından açıklamalarda bulundu. Karaismailoğlu, “Afetin izlerini kaldıracağız, cansiperane çalışıyoruz. Vatandaşlarımızın ihtiyaçlarını karşılıyoruz. Onlarla irtibat halindeyiz” dedi. Sele çalıştığı markette yakalanan ve binada mahsur kalan Enes Aksoy (26) saatler sonra helikopterle alındı. Annesi Samiye ve babası Kenan Aksoy ile buluşmasında büyük sevinç yaşayan Aksoy, önceki gün 12.30’dan beri kurtarılmayı beklediğini söyledi. Samiye Aksoy ise “Çok mutluyum. Dünden beri merak içindeyiz. Çok şükür kavuştuk” dedi. Kastamonu ile Bozkurt arasındaki yolun Isırganlık mevkisinde dün akşam İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun geçişinden hemen önce heyelan meydana geldi. Bölgede görevli astsubay Metin T.’nin bacağı, kayan toprağın altında kaldı. Metin T., Soylu’nun konvoyunda bulunan görevliler ve Kızılay ekipleri tarafından kurtarıldı. Soylu ambulansta Metin T. ile görüşerek “geçmiş olsun” dileğinde bulundu. Hastaneye kaldırılan Metin T.’nin sağlık durumunun iyi olduğu belirtildi. Selin büyük hasar verdiği Zafer köyünde inceleme yapan Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, maddi hasar gören vatandaşlara yaralarının sarılacağını söyleyerek “Tüm ticarethanelerin, araç gereçlerin, tarım alanlarının hasar tespitini yapıyoruz. En geç 1 hafta içinde ödemelerin tamamı yapılacak” dedi. AFAD, UMKE, polis ve Jandarma Arama Kurtarma ekipleri ile çeşitli sivil toplum kuruluşlarının arama kurtarma ekipleri, vatandaşların tahliye çalışmalarını sürdürüyor. Su seviyesinin yüksek olduğu bölgelerde ekipler, yüzlerce vatandaşı evlerinin balkonlarından alarak, botlarla ve iş makinelerinin kepçesi yardımıyla tahliye etti. Bazı vatandaşlar da çatılardan TSK’nın bölgeye sevk ettiği helikopter yardımıyla kurtarıldı.