Engin Çeber davasında karar!

Engin Çeber’in işkence sonucu ölümüyle ilgili dava ikinci kez karara bağlandı. Cezaevi 2. Müdürü Fuat Karaosmanoğlu, Sami Ergazi ve Selahattin Apaydın müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Daha önce müebbet alan Nihat Kızılkaya için tahliye kararı çıktı.

İşkenceye karşı tarihi dava olarak görülen ancak Yargıtay’ın bozma kararı üzerine yeniden görülmeye başlanan Engin Çeber davasında verilen ikinci kararda üç müebbet çıktı. Daha önce müebbet hapse mahkum olan gardiyan tahliye olurken, biri doktor, dokuz kişi çeşitli cezalara mahkum oldu.

Bakırköy 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada, Çeber ailesinin avukatları, Yargıtay’ın bozmasından önce verilen kararın tekrar verilmesi halinde maktul yakınları ve müdahiller olarak rahatlayacaklarını belirtti. Avukat Selçuk Kozaoğlu, “Lütfen alt sınırdan uzaklaşın. Lütfen iyi hal indirimi yapmayın. Sanıklar genç bir adamı öldürdüler” dedi.

Balyoz’u örnek gösterdi

Olayla ilgili kamera kayıtlarının çok net olduğunu söyleyen Çeber ailesi avukatlarından Taylan Tanay, Balyoz davasına atıfta bulunarak, şöyle konuştu: “Balyoz kararında daktilo ile yazı yazana bile hükümeti devirmekten 18 yıl ceza verdiler. Ast- üst ayırmadan herkese verdiler. Ama burada işkenceye katılanlara bile ceza istenmiyor. Önceki mahkeme işkencenin önlenmesi hususunda eksikleri de olsa çok tarihi bir karar verdi. Lütfen bu kararın arkasında durun. Engin Çeber 4 yıl önce bugün, bu saatte işkence görüyordu.”

‘Sistematik değil!’

Karar öncesi son savunması alınan tutuklu sanık infaz koruma memuru Sami Ergazi , olayın meydana geldiği gün izinde olduğunu ileri sürdü. Olayla ilgili sadece 58 saniyelik bir görüntüsü olduğunu savunana tutuklu sanık Nihat Kızılkaya ise, koğuşta kaldığı bu süre yüzünden işkenceye iştirakten suçlandığını söyledi. Koğuşta bulunan 12 mahkumdan hiçbirinin kendisini teşhis etmediğini söyleyen Kızılkaya, “58 saniyede nasıl sistematik işkence yapabilirim? Beraatımı talep ediyorum” dedi.

Ardından son savunmasını yapan Kızılkaya’nın avukatı Ömer Yeşilyurt’un, “Müvekkilimin maktule iki tokat attığı iddia ediliyor. 58 saniyede bırakın iki tokadı, balyozla kafasına vursalar sistematik işkence olmaz. İki tokadı işkenceden değerlendirip 12 yıl veremezsiniz” demesi üzerine mahkeme salonundan sesler yükseldi. Müdahil avukatları, “O zaman biz sana balyozla 20 saniye vuralım, bakalım ne oluyor? İşkenceyi savunuyorsun” şeklinde tepki gösterdi.

Sanık Selahattin Apaydın da, Çeber’in öldüğü gün söz konusu koridora dahi girmediğini söyledi.

Mahkeme, Engin Çeber’in hayatını kaybettiği dönemde Metris Cezaevi 2. Müdürü olan Fuat Karaosmanoğlu ile infaz koruma memuru Sami Ergazi ve başgardiyan Selahattin Apaydın’ı işkence suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırdı. Sanıkların cezası ‘iyi hal’den müebbet hapse çevrildi. Önceki kararda müebbet hapis cezası alan tutuklu sanıklardan Nihat Kızılkaya ise, işkence kapsamında kalan darp eyleminden 2 yıl 6 ay hapse mahkum edildi. Tutuklu kaldığı süre gereği Kızılkaya’nın tahliyesine karar verildi.

Önceki kararda işkence suçundan yargılanarak 2 yıl 6 ay hapis cezası alan polis memuru Aliye Uçak, bu kez Çeber’in arkadaşı müdahil Aysu Baykal’a orantısız güç kullanarak kasten yaraladığı gerekçesiyle 5 ay hapis cezasına çarptırıldı, cezası ertelendi. Mahkeme ayrıca tutuksuz sanıklar infaz koruma memurları Murat Çise, Yavuz Uzun ile Öncay Bozo’ya ise üç ayrı müdahile işkence suçundan 12 yıl 6 ay hapis cezasına mahkum etti. Gardiyan Murat İşler 2 yıl 6 ay, Abdülmüttalip Bozyel ve Mehmet Tek 7.5 yıl hapis cezasına çarptırıldı Davada 40 kişi beraat etti.

Yargıtay’ın bozma kararındaki ilk gerekçe, Çeber’in ablasının isminin yazılmamış olması ve karar tarihinin 1 Haziran 2010 yerine 3 Haziran 2010 olarak yazılmış olmasıydı. İkinci gerekçe, sanıklardan bazılarının aynı avukat tarafından temsil edilmesiydi.