‘Eksikleri şimdi söylüyorsunuz!’
Başbuğ, cezaevinde AK Partili vekillere şöyle dedi:
İlker Başbuğ, Meclis Komisyonu’nun AK Partili üyelerine, “Beni itibarsızlaştırma operasyonu yapıldı. Tarihi hatayı düzeltmeniz gerekiyor. Yüzlerce mağdur var” dedi.
TBMM İnsan Hakları Komisyonu bünyesinde kurulan Cezaevi Alt Komisyonu Silivri Cezaevi’nde incelemelerde bulundu. Ziyarete Alt Komisyon Başkanı AKP’li Ayşe Türkmenoğlu ile AKP’li vekiller Kerim Yıldız, Mehmet Metiner, BDP’li Murat Bozlak ve CHP’li Veli Ağbaba katıldı. Komisyon, İlker Başbuğ, Hurşit Tolon, Tuncer Kılınç, Doğu Perinçek, Tuncay Özkan, Sedat Peker, Levenet Göktaş, Fatih Hilmioğlu ile KCK’dan tutuklu bulunan sanıklarla görüştü.
Semaverde yemek
CHP’li Ağbaba, Başbuğ, Kılınç ve Tolon’un kaldığı koğuşta Atatürk portresi, Andımız, İstiklal Marşı ve küçük bir Atatürk resmi bulunduğunu anlattı, “Koğuşta ayrıca Gırgır dergisinin bir kapağı ve Zaman Gazetesi’nin bir fotoğrafı bulunuyor. Zaman Gazetesi’nden fotoğraf; ‘Darbe Savcılarından Tenzili Rütbe’. Komisyon olarak Paşaların koğuşuna girdiğimizde, yemek pişiriyorlardı. Bizim girdiğimizi gördüklerinde semaveri kapattılar. Daha sonra görüşmeye başladık” dedi. Ağbaba’nın verdiği bilgiye göre, Başbuğ şunları söyledi:
‘17 Aralık yaşanmasa...’
“Meclis Başkanı Çiçek, ‘Anayasanın 138. maddesi kalmamıştır’ diyor. ‘Yargı bağımsızlığı kalmamıştır’ diyor. Bizim yıllardır söylediğimiz, iddia ettiğimiz şeyler, farklı insanlar tarafından tekrarlanıyor. 7 Şubat ve 17 Aralık yaşanmasaydı nerde olurduk? Eğer bu rezalet kabul edildiyse, hâkimlerin cezalandırdığı insanları ne kadar içeride tutacaksınız? Kumpası ‘Ayarlanmış yargıçlar/Savcılar’ yaptıysa, bu mahkemeler yolu ile mahkum edilenler daha ne kadar içeride kalacak? Benim suçlanmamım bir bölümü Ergenekon davasını itibarsızlaştırmak için yapıldı.
(AKP’li vekillere dönerek) Şimdi bunları siz söylüyorsunuz. Bu davayla ilgili eksiklikleri söylüyorsunuz. 2002’de Orgeneral oldum. Bu hükümetle 8 yıl birlikte çalıştık. Belki kişiler içerde olabilir ama üzerine kara iftira atılan TSK’dır. Bu tarihi hatanın düzeltilmesi gerekiyor. Şu anda mağdur olan yüzlerce kişi var. Bu mağduriyet giderilmeli. Konuşulması gereken asıl konu budur. Bu mağduriyetler derhal ortadan kaldırılmalıdır. Yolsuzluk varsa yargı üzerine gitmeli. Ama bizim davalarda yaşanan haksızlıkların mağduriyetlerin giderilmesi gerekiyor. İki farklı konudur bu...
Şu an, ‘The Rise of Islamic Capitalism’ ve ‘Demokrasi Modelleri Otuz Altı Ülkede Yönetim Biçimleri ve Performansları’ isimli kitapları okuyorum.”
Balyoz’da ikinci kez ret
Balyoz davasında ceza alan sanıklar yeniden yargılama talebi ile davanın görüldüğü İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi’ne başvurmuştu. Mahkemenin talebi reddetmesi üzerine sanıklar bir üst mahkeme olan İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi’ne de başvurmuştu. Dün karar veren İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Metin Özçelik ile üye hakimler Birol Bilen ve Mehmet Uğurlu,sanıkların itirazlarını reddetti. Mahkeme, kararında “Hükümlüler ve avukatları tarafından belirtilen hususların hükme esas alınan bir delilin sahteliği niteliğinde olmadığı ve yargılamanın yenilenmesini gerektirecek nitelik taşımadığı...” ifadesi yer aldı. Ayrıca kararda, tanık olması istenen Başbakanlık danışmanı Yalçın Akdoğan’ın açıklamlarıyla ilgili, “Belli bir olayla ilgili olmayan ve ülkenin gündemine yönelik soyut değerlendirme...” denildi. (Damla Güler İSTİHBARAT)