Dinlemelerle ilgili flaş açıklama!
.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu, "Başbakanı dinliyorlar, cumhurbaşkanını dinliyorlar, enerji bakanını dinliyorlar. Herkesi fişliyorlar. Herkesin özel hayatını mahremini saklıyorlar. Yarın önüne koymak için, şantaj yapmak için, korkutmak için" dedi.
Soylu, AK Parti Hayrabolu İlçe Teşkilatınca düzenlenen program kapsamında ilçedeki pazaryerinde seçim otobüsünden halka hitap ederek, 30 Mart seçimlerinin, Türkiye'de Cumhuriyet ve demokrasi tarihinin en önemli seçimi olduğunu söyledi.
30 Mart'ta, Türkiye'nin vereceği kararın çok önemli olduğunu ifade eden Soylu, "Türkiye'miz, bu cennet vatanımız, bu güzel ülkemiz bir karar verecek. Ya eski Türkiye diyecek, ya da gençlerimizle, bütün evlatlarımızla, çocuklarımızla birlikte, ülkemin insanlarıyla birlikte yepyeni bir Türkiye'nin 12 yıldır adımını atan ve altyapısını hazırlayan bir anlayışıyla birlikte, hep birlikte 30 Mart'ta yeni Türkiye yolunda dolu dizgin ilerleyeceğiz" diye konuştu.
Soylu, AK Parti hükümetleri öncesi Türkiye'de yaşamın her alanında birçok sorun yaşandığını belirterek, şöyle devam etti:
"Eskiden, bu ülkede insanlarımız hastaneye gittiği zaman, sabahın erkeninden, ikindinin saat 4'üne kadar sırada beklediği, doktora geldiğinde doktorun o yorgun halinden, harap, bitap düşmüş halinden sonra bir taraftan kendisinin hastalığının teşhis edilmesini beklediğini ama ona sorunca 'SSK karnen var mı?' Ona sorunca, 'Acaba Bağkur karnenin vizesi bitti mi?', Ona sorunca 'Acaba emekli sandığı karnenin vizesi devam ediyor mu?' diye. Karneye baktığında, eğer vizesi bitmişse, geri dönen, bir daha doktorun kapısını çalan bir Türkiye vardı. Benim ülkemin nüfus kağıdı bugün itibarlı oldu. Hastaneye gittiğimizde, ayyıldızlı nüfus kağıdı ile beraber benim ülkemin insanını geri çeviren hiçbir anlayış yok bugün. 76 milyon 600 bin insanımıza herkesi kucaklayan ve herkesi hastanesinde, sen sağlık hizmetinde yalnız kalmayacaksın diye koyduğu parasını faize vermediği için milletiyle paylaşan bir Türkiye var."
Önceki yıllarda, Türkiye'de ambulansların maddi imkansızlıklar nedeniyle yeterli hizmet veremediğini, ancak günümüzde sağlık alanında birçok gelişme yaşandığını anlatan Soylu, şu ifadeleri kullandı:
'Her istediğini birinci sınıf yerine getirilebilecek bir anlayış var'
"Benim ülkem bugün başka bir noktada. Bu ülkede ben hastayım ama benim acilen üniversiteye gitmem lazım diye söyleyen insanlara bu ülkenin devleti, bu ülkede 17 bin 500 helikopter kaldırdı. Eskiden filmlerde seyrediyorduk, elin adamı, yabancısı trafik kazası geçiriyor, helikopterle alıyorlar ve götürüyorlar hastaneye. 'Acaba benim ülkemde olacak mı?' diye düşündük. 30 yıl önce, 35 yıl önce. Oysa, benim memleketim bugün, insanının her istediğini birinci sınıf yerine getirebilecek bir anlayışa sahip."
Soylu, Türkiye'de, geçmişte Türkiye'de iç karışıklığa neden olmak için çabalayanların olduğunu belirterek, "O eski Türkiye'de insanları birbirinden ayırdılar. Kimine Kürt dediler, kimine Türk dediler. Sağcı dediler, solcu dediler. Alevi dediler, Sünni dediler, Roman dediler, Çerkez dediler. Herkesi farklılaştırmaya çalıştılar. Birgün başımıza Kahramanmaraş olaylarını çıkardılar. Birgün Taksim olaylarını çıkardılar. Birgün başımıza Hrant Dink'in katlini çıkardılar. Ve Türkiye'yi karıştırmaya, Türkiye'nin huzurunu, istikrarını bozmaya çalıştılar" ifadelerini kullandı.
Soylu, şöyle devam etti:
"Türkiye'de her 100 liranın 86 lirası faize gidiyordu 2002 yılında. Bugün kaç parası gidiyor biliyor musunuz? Sadece 15 lirası. 70 lirası bu milletin yatırımında, bu milletin cebinde. Benim güzel cennet vatanımda kalıyor. Oradan kalan para Marmaray oluyor, hızlı tren oluyor, nükleer santraller oluyor. Memleketimin bütün Cumhuriyet tarihinde 6 bin kilometre bölünmüş yol varken, şimdi 17 bin kilometre ile beraber 23 bin kilometre yol oluyor. Benim ülkemde 81 vilayette 176 üniversite var. İlimi kucaklayan Türkiye, bilimi kucaklayan Türkiye. Benim evlatlarım yarın yurt dışına çıktığı zaman o ayyıldızlı nüfus kağıdı ile beraber geri kalan bir Türkiye değil, yükselen bir Türkiye ortaya koyacaklar. Sadece bunlar mı? Daha ötesi var. Sadece Marmaray mı yapıldı? Tahammül edemiyorlar. Hazmedemiyorlar. Sadece yüksek hızlı tren mi yapıldı, sadece bölünmüş yollar mı yapıldı? Türkiye'de 2 bin 800 sağlık tesis yapıldı. Hastaneler, sağlık ocakları, sağlık evleri, aile sağlık merkezleri yapıldı. Bunlar, ülkemin insanının eğitimine, sağlığına, bugün yarına güçlü bir Türkiye oluşturmak için, insan kaynağına yatırım yapan bir Türkiye için yapıldı. Faizi veren bir Türkiye değil."
Türkiye'nin ilerlemesini istemeyenlerin olduğuna işaret eden Soylu, "Tayyip Erdoğan'a niçin kızıyorlar biliyor musunuz? Eğer 2002'deki faiz davam etmiş olsaydı, Türkiye 2002 ile 2014 arasında 642 katrilyon faiz ödeyecekti. Faiz lobileri diyor ki, 'Sen benim paramı nasıl 589 bin engelliye ayda asgari ücret olarak yardım edersin. Nasıl onu bir şekilde, onu bana muhtaç etmezsin' diyor. Kendi engellimize yardım edilmesini istemiyorlar. Eşi ölmüş, oğlu ölmüş, bakıma muhtaç kadınımıza yardım etmemizi istemiyorlar" şeklinde konuştu.
Soylu, Türkiye'nin artık toplumsal bir şuurla hareket ettiğini vurgulayarak, şöyle konuştu:
"Eskiden dünyada 161 temsilcimiz vardı. Bugün 221 temsilciliğimiz var. Sadece Afrika'da 12 temsilciliğimiz vardı, şimdi 35 temsilciliğmiz var. Dünyanın her tarafında bayrak sallandıran bir Türkiye var. Dünyanın her tarafında 785 bin kilometrekarelik bu büyük medeniyeti anlatmaya çalışan bir Türkiye var. Bir de neye kızdılar bunlar biliyor musunuz? Biz Suriyeli vatandaşlarımıza niye el açmışız. Niye onları memleketimize almışız. Hele o Kılıçdaroğlu, arkadaşı Esat yüzünden ne kadar kızdı biliyor musunuz? Hangi Esat? Çocukları katleden Esat, Hangi Esat? Annelere tecavüz ettiren Esat. Hangi Esat? Bir şekilde hamile kadınların karnını şişlettiren adam yüzünden Kılıçdaroğlu demediği lafı bırakmadı bize. Dostlar, yan tarafınızdaki evde, komşu evinizde bir yangın çıksa kapıyı mı kapatırsınız, perdeleri mi çekersiniz, biz 400 yıl Suriyeli kardeşlerimizle aynı toprağın, aynı vatanın, aynı milletin parçası olduk."
"Şantaj yapmak için herkesi dinliyorlar"
Devletin yöneticilerinin birileri tarafından illegal dinlendiğini vurgulayan soylu, şunları söyledi:
"Ne yapıyorlar biliyormusunuz? Başbakanı dinliyorlar, cumhurbaşkanını dinliyorlar, enerji bakanını dinliyorlar. Herkesi fişliyorlar. Herkesin özel hayatını mahremini saklıyorlar. Yarın önüne koymak için, şantaj yapmak için, korkutmak için. Bir taraftan 'Emniyeti biz elimizde tutacağız' diyorlar, bir taraftan 'Yargıtayı, Anayasa Mahkemesini elimizde tutacağız, siyaset ne işe yarayacak' diyorlar. CHP'li kardeşlerime sesleniyorum, bugün liderlerinizin aldığı tutum doğru bir tutum değildir. Biz bugün bir iktidar koltuğu için mücadele etmiyoruz, Sayın Başbakanımız Türkiye'nin her yerinde söylüyor, bu bir istiklal mücadelesidir diye. Bu devleti kuşatmaya çalışıyorlar. Bu ülkenin kurumlarını felç etmeye çalışıyorlar. Bu ülkenin oyunu sandığını milli iradesini itibarsız yapmaya çalışıyorlar. 30 Mart'ta bunların defterini dürmenizi istiyoruz."
Soylu, şöyle devam etti:
"Sadece bunlar da değil. Ne yaptınız dinlediğiniz insanların, bir milyon kişinin dinlemelerini kime verdiniz? Hangi istihbarat servisine verdiniz? Hangi ülke düşmanına bunları naklettiniz? Yarın bir diplomatımız bir iş adamımız yurt dışına çıktığında onun önüne özel hayatı ile ilgili bir kaset koyarlarsa, ondan ülke menfaatine aykırı bir iş yapmalarını isterlerse biz ne yaparız?Bunun bedelini nasıl ödersiniz? Buradan söylüyorum ne yaparlarsa yapsınlar. Bir taraftan Türkçe Olimpiyatları yaptılar. Bizim de hoşumuza gitti. 'Aman Allah'ım' dedik, ne iyi şey bu dünyanın her bir tarafında Türkçe Olimpiyatları yapıyorlar. Başka ülkelerin çocukları bizim dilimizi bir şekilde konuşuyorlar. Ne hoş bir şey bu. Meğer bizi istismar etmişler. Ve Türkçe Olimpiyatları maymuncuğu ile beraber devleti ele geçirmeye çalışıyorlar."
CHP'nin de bugün buna alet olduğunu söyleyen Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü:
'Bakın Devlet Bahçeli'nin 5-6 tane arkadaşı için kaset çıkardılar. Bunlara bir tek söz söyleyemedi. Bugün Tayyip Erdoğan 'bu devleti size vermem bu devlet milletindir' diye haykırıyor. Ama hiç merak etmeyin 30 Mart sabahı bunların hepsi yok olur. Zaten bir kısım ağabeyleri bunların yurt dışına kaçmışlar. O ablalar dediğimiz nazende kızları evlere gönderiyorlar. Ne yapıyorlar biliyormusunuz, 'oy vermeyin Ak Parti'ye' diyorlar. Değerli dostlar bu sorunun cevabı çok kolay. Bundan önce ülkemin insanlarını hep ayırdılar. 2002'den beri Tayyip Erdoğan benim ülkemin insanlarını farklılaştırmamak için herkesi kucaklamaya çalıştı. Bunlara da yer verdi, herkese yer verdi. Arkasını döndü onlara dostlar size söylüyorum zehirli hançerle arkasından hançerlemeye çalıştılar. Ama millet dün Adana meydanında, Antalya meydanında, bugün Manisa meydanında binlerce on binlerce insan seni yedirmeyeceğiz diye haykırıyorlar."