Dink'i tehdit etti mi?

8 yıl Levent Ersöz, Muzaffer Tekin ve Veli Küçük’le birlikte JİTEM için çalıştığını ileri süren Dink davası tanığı Erhan Özen, mahkemede ilginç ifadelerde bulundu. Özen, “JİTEM elemanları, Dink’i yabancılar mezarlığına götürdü. Sevgi Erenerol ile Dink yarım saat bir aracın içinde görüştü. Görüşmeden sonra Dink tedirgin oldu” dedi.

ANKARA-Hrant Dink cinayeti zanlılarının yargılandığı İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde daha önce ifade veren, Amasya Cezaevi’nde tutuklu Erhan Özen, Amasya Ağır Ceza Mahkemesi’nde ikinci kez dinlendi. Özen ifadesinde, Hrant Dink’i JİTEM elemanlarının gazeteden alarak, Yabancılar Mezarlığı’nda Ergenekon sanıklarından Türk Ortodoks Patrikhanesi Basın Sözcüsü Sevgi Erenerol ile görüştürdüklerini ve Dink’in görüşmeden sonra tedirgin olduğunu ileri sürdü.İlk ifadesinde 1997-2005 arasında JİTEM’e çalıştığını, Agos Gazetesi’nin misyoner faaliyetlerini takip edip, gazetenin çevresinin fotoğrafların çektiğini söyleyen ve Dink davası sanıklarından Yasin Hayal ve Erhan Tuncel’in de JİTEM’e çalıştıklarını öne süren Özen yeni iddialarda bulundu. İstanbul’daki ifadesinde misyonerlerle ilgili çalışmalar yapıldığını grubun başında şu an Ergenekon davasında sanık olan bir emekli tuğgeneralin olduğunu, ancak can güvenliği nedeniyle bu ismi açıklamayacağını söyleyen Özen, Amasya’da verdiği ifadede şunları anlattı:

‘Erenerol talimat verdi’

“2004 yılının sonlarına doğru Sevgi Erenerol’un talimatı ile Hrant Dink’i çalıştığı Agos gazetesinin önünden alarak, Hacıoğlu Çıksalın mahallesinde yabancı mezarlığına götürdük. Benim yanımda Şiran kod adlı ve Yusuf kod adlı kişiler vardı. Dink’i Agos gazetesinin önünden alırken Şiran araçtan inip getirdi. Herhalde Şiran, Hrant Dink’i tanıyordu, çünkü Hrant Dink herhangi bir tepki göstermeden araca bindi. Sevgi Erenerol da orada bir araçtaymış. Hrant Dink, Şiran ile birlikte Sevgi Erenerol’un yanına gitti. Mezarlıkta Dink ile Erenerol yarım saat aracın içinde görüştü. Görüşmeden sonra Hrant Dink, Şiran ile birlikte bizim araca geldi. Dink’in yüzünde tedirginlik vardı. Şiran ile Hrant Dink aralarında bir şey konuştular ancak ne konuştuklarını hatırlamıyorum. Dink’i Mecidiyeköy’de bıraktık. Dink’in Şiran’la ilişkisini bilmiyorum. Ama Dink’in tehdit edildiğini biliyorum. O mezarlığın özellikle seçilmiş olabileceğini düşünüyorum.

Agos yakınında kamuflaj için bir masaj salonunda çalışan, ancak Agos hakkında istihbarat için de muhbirlik yapan İnci kod adlı bir muhbir bayan vardı. Muzaffer Tekin ve konuştuğum bazıları Üzeyir Garih olayında da bu kişinin adının geçtiğini söylediler. Hrant Dink’in çevresine bu olaydan neden bahsetmediğini bilmiyorum. Benim anlattığım olay doğrudur.”

Ersöz ve Küçük’le çalıştım

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 10 Mayıs 2010’da ifade verdiğini hatırlatan Özen, gizli tanık olarak ifade vereceğini zannettiğini, ancak mahkemede salon boşaltılarak dinlendiğini söyledi. Askerde iken tanıştığı bir üsteğmen vasısatıyla JİTEM ile ilişki kurduğunu anlatan Özen, Dink cinayeti azmettiricisi olduğu iddiasıyla yargılanan Yasin Hayal ve ağabeyi Osman Hayal’i fırınlarda çalışırken tanıdığını belirterek şu iddiaları dile getirdi: “1997 yılında bana Jitem kimliği verildi, kod adım Kıvırcık’tı. 2000’e kadar Levent Ersöz, Muzaffer Tekin ve 2005’e kadar Veli Küçük ile çalıştım. 2006 yılında yağma (gasp) suçundan cezaevine girdim.”

Başbakan’a suikast

2002 yılında bağlı olduğumuz komutanlardan şu anki hükümete karşı faaliyetler yapıldığını, Başbakan’a, Fethullah Gülen’e, Muhsin Yazıcıoğlu’na ve bazı siyasi liderlere suikast yapılması düşünülüyordu.

‘Fotoğraflarını çektim’

Muzaffer Tekin’den aldığım talimatla 2005 yılında Agos gazetesi önünde fotoğraflama için görevlendirildim. Adıma kayıtlı 34 UN ... plakalı araçla gazete çevresinde fotoğraf çektim. Bu fotoğrafların bir kısmını bir ekmek fabrikasında sakladım. Şimdi ne oldu bilemiyorum.

Benim eşim tesettürlü idi. Muzaffer Tekin bana eşimi 28 Şubat sürecindeki Fadime Şahin olayındaki gibi bir olayda kullanmak istediklerini söyledi. Ben kabul etmedim, sonra da uzaklaşma çabasına girdim.

ERGENEKON SANIĞI

Türk Ortodoks Patrikhanesi Temsilcisi Sevgi Erenerol’un örgüt toplantılarının patrikhanede yapılmasını sağladığı idida ediliyor. İddiaya göre Erenerol yurt dışından kiliseye bağış adı altında gelen milyonlarca doları da yöneterek örgütün gizli kasası görevini yürütüyordu. Erenerol, Dink cinayetinin ardından “Cinayetle birlikte Türk Milleti topyekün katil durumuna düşürülmek isteniyor. Türkiye’nin mahcup bir şekilde Ermenistan’la uzlaşma masasına oturması bekleniyor” demişti.