Dersim için ‘zamanaşımı’
İnsan kemiğiyle ilgili başvuru sonuçsuz kaldı
Tunceli’deki Laç Deresi’nde bulunan yüzlerce insan kemiğiyle ilgili yargıya yapılan başvuru sonuçsuz kaldı
Tunceli’de geçen mayıs ayında Dersim katliamında hayatını kaybedenlerin yakınları ve gazeteciler Laç Deresi mevkiindeki bir mağarada yüzlerce insanın kemiklerine ulaştı. Olaydan sonra dönemin İHD Tunceli Temsilcisi avukat Barış Yıldırım, Tunceli Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Yıldırım’ın suç duyurusunda, Laç Deresi’nde bulunan mağarada her yaş grubundan yüzlerce insana ait kemik bulunduğunu belirtilerek “Mağarada uzman bilirkişiler refakatiyle keşif yapılmasını, bulunan kemiklerin kimlere ait olduğunun insan hakları hukuku çerçevesinde tespitinin yapılmasını, kemiklerin ait olduğu şahısların hangi tarihte, ne şekilde ve hangi gerekçelerle öldüklerinin tespit edilmesini, gerekli kimliklendirme ve tespitler yapıldıktan sonra, naaşların ölenlerin yakınlarının kültürel pratikleri doğrultusunda defninin sağlanması” talep edildi.
Savcılık, bu suç duyurusu üzerine İl Merkez Jandarma Komutanlığı’na yazı yazarak olay yerinden görüntülü delil toplanmasını, ayrıca bölgeye yakın yerleşim yerlerinde yaşayan bilgi sahibi kişilerin de ifadesinin alınmasını istedi.
Jandarma: Gidemeyiz
Jandarmadan savcılığa gönderilen cevapta ise “bölgenin sarp, kayalık ve yer yer ormanlık bir alan olduğu, mağaranın bulunduğu yere gidebilmek için yol olmadığı, dereye inişin zor olduğu, PKK tarafından mayınlama ve tuzaklama olaylarının olabileceği, bu yüzden askeri personel ve sivil vatandaşların zarar görme olasılığının yüksek olduğu” ifade edildi.
Savcılık da bunun üzerine kemiklerin 1938-39 yıllarına ait olduğunun iddia edildiğini, eski ve yeni Türk Ceza Kanunlarına göre zamanaşımının dolduğunu belirterek takipsizlik kararı verdi.
‘İnsanlığa karşı suç’
Avukat Barış Yıldırım, takipsizlik kararının aynı zamanda kemiklerin mağarada kalması ve ölenlerin 75 yıl sonra da olsa bir mezara kavuşamaması anlamına geldiğine dikkat çekti. Yıldırım, insanlığa karşı suçlarda zamanaşımının olmayacağına ilişkin AİHM kararı olduğunu hatırlattı.