Demirtaş o ismin cenazesine katıldı
.
Trafik kazasında hayatını kaybeden HAK-PAR Genel Başkanı Fehmi Demir için parti genel merkezi önünde tören düzenlendi.
Törene, HDP Eş Genel Başkanı Selahatttin Demirtaş, eski HAK-PAR Genel Başkanı Kemal Burkay, eşi Gülsüm Demir, çocukları Burkay ve Yılmaz Demir, Kürdistan Demokrat Partisi Ankara Temsilcisi Ömer Mirani, Kürdistan Sosyalist Partisi Genel Sekreteri Mesut Pek'in yanı sıra Irak Kürt Bölgesel Yönetiminden (IKBY) bazı siyasi parti ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri katıldı. HAK-PAR bayrağı örtülen Demir'in tabutunun önüne de IKBY bayrağı asıldı.
Törende konuşan Burkay, Demir'in ölümünden büyük üzüntü duyduğunu belirterek, "Fehmi arkadaş, para ve post için siyaset yapanlardan değildi. Ülkemizde ezilen insanların, baskı görenlerin, Kürt halkının, emekçilerin davası için mücadele eden bir insandı ve o yolda gitti. Onun anısını yaşatacağız" diye konuştu.
HAK-PAR Genel Başkan Yardımcısı Aldulmenaf Kıran da Demir'in demokrasi mücadelesinin inançlı bir aktörü olduğunu vurgulayarak, "O bir dava adamıydı. O, Kürt halkının ve demokrasi güçlerinin şehididir" ifadesini kullandı.
Törenin ardından Demir'in cenazesi, defnedilmek üzere Konya'nın Cihanbeyli ilçesine götürüldü.
Cenaze töreninden ayrılırken gazetecilerin sorularını yanıtlayan Demirtaş, HAK-PAR Genel Başkanı Fehmi Demir'e Allah'tan rahmet, ailesi ve HAK-PAR camiasına başsağlığı ve sabır diledi.
Demir'in zamansız vefatının herkesi derinden üzdüğünü belirten Demirtaş, "Hem HAK-PAR'ın sürdürdüğü mücadele hem Fehmi Demir'in kişi olarak ülkemizde sürdürdüğü mücadele, Kürt halkı başta olmak üzere halklarımızın demokrasinin güçlenmesine katkı sunmuştur. 12 Eylül dönemi öncesinde ve sonrasında bütün işkencelere zulümlere, sürgünlere, tutuklamalara rağmen mücadelesinden geri adım atmamış, bir mücadele insanını yitirmiş olmak hepimiz açısından büyük bir kayıptır" diye konuştu.
HDP Milletvekili Sırrı Süreyya Önder'in bir televizyon programında Abdullah Öcalan'ın "Beni öldü bilin, bir daha da buraya gelmeyin" dediğini aktardığının hatırlatılması üzerine Demirtaş, şunları kaydetti:
"Son görüşme 5 Nisan'da, 'Dolmabahçe mutabakatı gereğince müzakere başlamaz ve bunlar hükümet yeniden çatışmalı sürece dönerse, muhtemelen sizi artık getirmeyecekler ve son görüşmemiz olacak. Dolayısıyla benim yapabileceğim başka bir şey kalmayacak gibi görünüyor. Bu da bir ihtimaldir' demişti. Malesef kendisinin kaygı olarak belirttiği ihtimal bugün Türkiye'de yaşanıyor. Gördüğünüz gibi 6 buçuk aydır, İmralı ile hiçbir temas yok. Çatışmalar var. Dolmabahçe mutabakatı inkar edildi. Müzakere masası devrildi. Her gün ölümlerle savaşla yüz yüzeyiz, bu acı gerçekle yüz yüzeyiz. Bu yetmiyor, hükümet bundan tatmin olmamış olsa gerek ki bir de Rojava bölgesine, Suriye Kürt bölgesine karşı neredeyse savaş ilan edebilecek duruma getirmek istiyor. Seçim arefesinde oraya dönük saldırıların, müdahalelerin olduğuna dair Davutoğlu, gururla açıklamalar yapıyor. Bu belirtmek istiyorum ki bir utançtır. PYD'nin Türkiye'ye hiçbir tehdidi gerçekleşmemiş haldeyken, Suriye Kürtleri, Türkiye'ye kardeşlik, barış eli uzatıyorken Davutoğlu'nun orada IŞİD'i tehdit olarak görmek yerine PYD'yi tehdit olarak görmesi de onun utancıdır. Şunu iyi bilmesi lazım, her kuşun eti yenmez. Davutoğlu da bunu iyi bilsin."