Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın'dan Ayasofya açıklaması
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Ayasofya Camisi'ndeki mozaik, fresk ve tasvirlerin kapatılmasına ilişkin, "Işık sistemi olmayacak. Bir perde sistemiyle bunların kapatılması üzerinde çalışılıyor şu anda, son aşamaya gelinmek üzere. Buradaki temel ilke bu mozaiklere, tasvirlere, binanın tarihi dokusuna ve mimarisine hiçbir şekilde zarar verilmemesi." dedi.
NTV'deki Özel Röportaj programında gündeme ilişkin soruları yanıtlayan Kalın, 24 Haziran'da ibadete açılacak Ayasofya Camisi'nde yürütülen hazırlıklara ilişkin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bugün mekanı ziyaret ederek, Diyanet İşleri Başkanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı, İstanbul Valiliği ve İl Müftülüğü'yle hazırlıkları değerlendirdiğini anımsattı.
Ayasofya'nın 86 yıl sonra tekrar ibadete açılmasının çok özel ve tarihi bir gün olacağını ifade eden Kalın, "Vatandaşlarımızın oraya gösterdiği ilgi ve rağbet elbette ciddi bir hazırlık gerektiriyor. Fakat tabii bu hazırlığı yaparken öncelikle salgın döneminde olduğumuzu unutmadan, oranın şartlarını dikkate alarak bir hazırlık yapmak durumundayız. Bu konuda da vatandaşlarımızın anlayış gösterisini rica ediyoruz. Çünkü doğal olarak o sevinç ve heyecan ile insanlar oraya hücum etmek isteyebileceklerdi. Buna hep birlikte mahal vermememizde fayda var." diye konuştu.
O gün caminin içine sınırlı sayıda kişi alınabileceğine işaret eden Kalın, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Şimdi bir rakam vermek istemiyorum, o da değerlendiriliyor. 'Hijyenik şartlara uygun bir şekilde bu nasıl temin edilir?' diye. Orada öncelikle bir kere cuma namazının ve bir büyük mabet olarak Ayasofya Camisi'nin mehabetine uygun, yani o günün şanına, şerefine uygun bir şekilde, vakar ile sakin bir şekilde bu açılışın gerçekleşmesi hedefleniyor. Sayın Cumhurbaşkanımız tabii ki katılacaklar. Vatandaşlarımızla birlikte belli sayıda cemaat orada olacak. Zaten cumanın şartlarından birisidir bu. Ana zemin olarak giriş katında cuma namazı kılınacak ilk planda."
"Temel ilke mozaiklere, tasvirlere, binanın tarihi dokusuna ve mimarisine zarar verilmemesi"
Ayasofya Camisi'ndeki mozaikler, fresk ve tasvirlerle ilgili Diyanet İşleri Başkanlığı ile Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın yaptığı çalışmanın tamamlandığını belirten Kalın, şunları kaydetti:
"Işık sistemi olmayacak. Bir perde sistemiyle bunların kapatılması üzerinde çalışılıyor şu anda, son aşamaya gelinmek üzere. Buradaki temel ilke bu mozaiklere, tasvirlere, binanın tarihi dokusuna ve mimarisine hiçbir şekilde zarar verilmemesi. Hamdolsun, ecdat burayı 500 yıl önce o fresklerle mozaiklerle birlikte korudular. Camiye çevrildikten sonra da 1453'te, bugün de aynı hassasiyet gösteriliyor. Kıble bölümünde 2 tane büyük tasvir var. Hz. Meryem tasviri ve bir de onlar 'Cebrail' diyorlar bir melek tasviri var. Bir de yan tarafta galerilerin olduğu yerde Hz. İsa'nın tasvirleri ve Hristiyan tarihine ait başka tasvirler de var. Zaten o yandaki tasvirler namaz kılınmasına mani teşkil etmiyor. Hani onlar kıble tarafından olmadığı ve namaz kılarken görülmediği için onlarda bir sıkıntı yok. Daha önce de bunu Sayın Cumhurbaşkanımız da ilan etti. Bugüne kadar bunlar nasıl korunduysa, ziyarete açıksa bundan sonra da o şekilde açık olmaya devam edecek. Bu vesileyle yurt dışından gelen bazı eleştiriler ya da kaygılar bağlamında onu tekrar teyit etmek isterim. Bunların kapatılması, üstünün sıvanması, ziyarete açılmaması gibi bir şey söz konusu değil. Bunlar gene normal ziyaretçilere de açık olacak. İsteyen gidip o mozaikleri görebilecek."
"Ayasofya'da ziyaret anlamında bir değişiklik olmayacak"
Kalın, Kültür ve Turizm Bakanlığı Vakıflar Genel Müdürlüğü'ne bağlı olan Ayasofya Camisi'nin yapılan protokolle Diyanet İşleri Başkanlığı'na devredildiğini hatırlatarak, "Bazı hizmetlerini Kültür ve Turizm Bakanlığı vakıflar üzerinden görmeye devam edecek. Çünkü normal bir cami olmanın yanı sıra orası aynı zamanda tarihi ve kültürel bir miras. Aslında bizim birçok selatin camimiz bu niteliğe sahip. Sultanahmet Camisi'ne, Süleymaniye Camisi'ne, Fatih Camisi'ne ya da Edirne'de Selimiye Camisi'ne gidildiğinde namaz kılmak isteyen namaz kılıyor. Normal ziyarette bulunmak isteyenler yerli yabancı, normal ziyaretlerini belli bir protokol içerisinde tabii ki oranın şartlarına, maneviyatına uygun bir şekilde bu ziyaretlerini yapıyorlar. Ayasofya'da da bu manada bir değişiklik olmayacak. Aynı kural orada da uygulanacak." ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, perde sistemi için duvarlara çivi çakılması yönündeki iddiaların sorulması üzerine, "O konuda çok hassas bir çalışma yürütülüyor, kimsenin endişesi olmasın." yanıtını verdi.
"Ayasofya'nın envanterinde olan eserler tekrar yerine konulacak"
Ayasofya Camisi'nin zeminine halı kaplanacağını aktaran Kalın, "Onlar hazırlanıyor, hazır gibi. İnşallah cuma gününe yetişecek. Ama tabii bu ilk açılıştan sonra orada bir takım hazırlıklar, çalışmalar da devam edecek. Bu konuda birkaç akademisyen arkadaşımızın çok detaylı bir çalışması var. Orası müze statüsüne kavuşturulduktan sonra Ayasofya'nın camiyken sahip olduğu birçok hat, levha, minber gibi ve benzeri eserlerin başka yerlere götürüldüğü ama aslında bunları Ayasofya'nın envanterinde olduğu sabit. Bunlar belgeleriyle belirlenmiş. Bunların da bir kısmının derlenip toparlanması, tekrar yerlerine konulması süreci olacak. Oradaki çalışmalar bir müddet daha devam edecek. Ama inşallah 24 Temmuz itibarıyla orası mübarek bir günde ibadete açılacak." şeklinde konuştu.
"Burası Allah'ın evi, gelmek isteyen gelebilir"
"Protokolden davetli listesi olacak mı?" sorusu üzerine ise Kalın, şöyle konuştu:
"Burası Allah'ın evi, herkese açık. Oraya ibadete gelmek isteyen herkes tabii ki gelir. Yani 'Sen gel, sen gelme' denilecek bir durumdan bahsetmiyoruz. Ama sayı konusunda bir çalışma yapmak durumundayız bu salgın şartları içerisinde. Dolayısıyla bunu bir protokol listesi, VIP listesi gibi ifade etmek de doğru değil. Allah'ın evinde protokol olmaz, VIP, VIP olmayan ayrımı olmaz. Orada herkes eşittir. İslam kültüründe, inancında namazın esprisi de odur. Herkes bir safta eşittir, aynıdır. Öyle ifade etmemekte fayda var. Öyle bir kaygıyla da hareket edilmiyor. 'Şunlar VIP, protokol, böyle gelsin' şeklinde değil. Ama tabii mümkün olan en katılımcı temsili niteliği yüksek bir hazırlığın yapıldığını söyleyebilirim."