Cumhurbaşkanı Erdoğan: Dönüp dolaşıp kasetçiliğe soyundular
Cumhurbaşkanı Erdoğan, partisinin Ümraniye, Sancaktepe ve Beyoğlu mitinglerine katıldı. Katıldığı mitinglerde önemli açıklamalarda bulunan Erdoğan, "Bir önceki seçimlerde karşımıza çıkardıkları bu seçimde de kendi kurduğu partinin adayı olarak yarışa katılan kişiye yaptıklarına bakın. Neler söylediler, hangi hakaretleri ettiler, kimleri devreye soktular. Bunlar işe yaramayınca FETÖ'nün en iğrenç yöntemi olan montaj kaset kumpası ile alçaklıkta tavan yaptılar. Üstelik aylardır sürekli kaset, montaj, yapay zeka diyerek ortalığı velveleye verenler de kendileriydi. Artık kabahatlerinin üzerine örtmek için mi böyle yapıyorlar bilmiyoruz." ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle;
Buraya gelene kadar yolun sağı solu gümbür gümbür. Dedim resmi rakamı bir alın bakalım. Resmi rakamı aldım şu anda burada 45 bin kişi var. İki gündür İstanbul'un ilçelerinde hemşehrilerimizle ayrı ayrı her biri destan olan buluşmalar yaptık. Burada doğdum, burada büyüdüm. Dün İstanbul'daki maratonumuza cuma namazında Barbaros Hayreddin Paşa Camii'nin açılışıyla başladık. Bugünkü programlarımızıda inşallah buradan gideceğimiz Ayasofya Camii'nde eda edeceğimiz akşam namazıyla bitireceğiz. Son mitingimiz için Beyoğlu'nu seçmemiş öyle rastgele bir tercih değil. Biliyorsunuz biz ezelden Kasımpaşalıyız. Çocukluğum buralarda geçti. Gençliğimiz buralarda geçti. Okmeydanı'nda 13-14 yaşında futbol oynadığımız dönemler. Siyasetteki ilk seçimi Beyoğlu'nda yaşadım. İstanbul'a büyükşehir belediye başkanı olduğumda yine Beyoğlu ile birlikte yol yürüdüm. Okuduğumuz şiir sebebiyle siyasi yasaklı hale gelip cezaevine girmemiz de aslında tam da Beyoğlu'na yakışan bir duruştu. Bugün de ülkemizin tarihi bir seçimi öncesi yine Beyoğlu'nun huzurundayız.
ÜLKEMİZİ DÜNYADA MODEL BİR GELİŞMİŞLİK SEVİYESİNE ÇIKARMAK İÇİN GECE GÜNDÜZ ÇALIŞTIK
Nazım Hikmet'in Beyoğlu'nu anlatan güzel bir şiiri vardır. Bu şiirin bir yerinde Nazım Hikmet şöyle diyor; Burada bütün gözleri bir siyah el bağlıyor. Yalnız senin göğsünde büyük ruhun ağlıyor. Kendi elemim gibi anlıyorum ben bunu. Anlıyorum bu yerde azap çeken ruhunu. Evet yıllarca Beyoğlu'na da İstanbul'a da, ülkeye de azap çektirdiler. Hem geri bırakarak, yoksul bırakarak, yoksun bırakarak azap çektirdiler. Hem de tertemiz ruhuna kirli ellerini dokunarak azap çektirdiler. Biz İstanbul'u işte böyle azap içindeyken devraldık, çalıştık, çabaladık, mücadele ettik, şehri Fatih'in emanetine uygun eserlerle hizmetlerle donattık. Sonra ülkenin başbakanı olduk. Aynı aşkla, aynı sevda ile 81 vilayetimizin tamamını demokrasi ve kalkınma atılımlarıyla tanıştırdık. Cumhurbaşkanı olduk, ülkemizi bölgesinde ve dünyada model bir demokrasi, model bir gelişmişlik seviyesine çıkarmak için gece gündüz çalıştık.
2024'TE BÜYÜKŞEHRİ BUNLARDAN YENİDEN ALMAMIZ LAZIM
Türkiye'ye çağ atlatmak bu değil de nedir? Attığımız her adımda, girdiğimiz her mücadelede İstanbul yanımızdaydı. Son mahalli seçimlerde her şey güzel olacak diyerek bu şehrin büyükşehir belediyesini devralanlar İstanbul'u artık tamamen unuttuğu o eski kötü günlerine döndürdüler. Haliç'in halini biliyorsunuz değil mi? Kokudan geçiliyor muydu? Sütlüce mezbahasının olduğu yerin hali neydi? Belediye başkanlığını bu kardeşinize verdiniz. Belediye başkanlığını aldıktan sonra Haliç'in bütün pisliğini 9,5 kilometre uzaklıktaki Alibeyköy taş ocağına borularla naklettik. Daha sonra oranın geri dönüşümle suyunu tekrar Haliç'e indirdik. Şimdi bunu bilmeniz lazım ve bunu da CHP'lilere anlatmanız lazım. Haliç'te balık yoktu balık oldu. Haliç'te Boğaz'dan oraya Boğaz'ın suyunu bağladık ve Haliç'in o kokusundan geçilmez halinden kurtardık bugünkü haline getirdik. Şimdi yarını halledelim yarından sonra da 2024'te büyükşehri bunlardan yeniden almamız lazım.
BİZ SİZİNLE PAZARA KADAR DEĞİL MEZARA KADAR BERABERİZ
Gençler anne deyip geçmeyin. Annelerinizin altını öpün. Cennet annelerin ayaklarının altındadır unutmayın. Ben anacağımın ayaklarının altını öperdim. Her İstanbul'a gelişimde o ayaklarını çekerdi. Anam, ayağının altında cennet kokusu var. Ben müsaade et öpeyim derdim. Zar zor öptürürdü bana. Ne diyor hadiste peygamberimiz cennet ayaklarının altındadır. Bak babaların demiyor annelerin ayaklarının altındadır diyor. Onun için yarınki seçimde aynı zamanda anneler gününe rast gelmesi sıradan bir olay değildir. Bunun da hakkını vermeye var mıyız? Sandıkları patlatıyor muyuz? Unutmayın biz sizinle pazara kadar değil mezara kadar beraberiz.
Esersiz, hizmetsiz, sevgisiz, ruhsuz bir şehir haline getirmek istedikleri İstanbul'a ilçe belediyelerimiz ve bakanlıklarımız vasıtasıyla yine biz sahip çıktık. Şimdi de aynı felaketi cumhurbaşkanlığı ve Meclis seçimleri ile ülkenin tamamına yaşatmak istiyorlar. Bunun için gözlerini öyle karartmış durumdadırlar ki, ülkenin ve milletin her değerini kurdukları kumar masasına çekmekten çekinmiyorlar. Ne diyorlar? "Biz kumar masasında olmayacağız", Meral hanım niye oldun? Tekrar niye döndün? "Biz noter masasında olmayacağız", Niye oldun, niye tekrar niye döndün? Bunlara inanılmaz, bunlara güvenilmez. Seçimi biz kazanalım da isterse ülke batsın, bitsin havasıyla yarına odaklanmış durumdalar. Kendilerini öyle bir şartlandırmışlar ki, her gün akıl dışı, ahlak dışı, vicdan dışı bir yöntemle karşımıza çıkıyorlar. Masanın ortaklarından biri oradan kalktığında 3 gün boyunca kendisine neler dediklerini, neler çektirdiklerini hatırlayın. Sonra bu ortağı yeniden masaya oturttuklarında nasıl nobranca, saygısızca, pişkince davrandıklarını hatırlayın.
DÖNÜP DOLAŞIP KASETÇİLİĞE SOYUNDULAR
Bir önceki seçimlerde karşımıza çıkardıkları bu seçimde de kendi kurduğu partinin adayı olarak yarışa katılan kişiye yaptıklarına bakın. Neler söylediler, hangi hakaretleri ettiler, kimleri devreye soktular. Bunlar işe yaramayınca FETÖ'nün en iğrenç yöntemi olan montaj kaset kumpası ile alçaklıkta tavan yaptılar. Üstelik aylardır sürekli kaset, montaj, yapay zeka diyerek ortalığı velveleye verenler de kendileriydi. Artık kabahatlerinin üzerine örtmek için mi böyle yapıyorlar bilmiyoruz. Ama sonunda dönüp dolaşıp kasetçiliğe soyunan kendileri oldu. Biz siyasetin bu tarz yöntemlerle çirkinleştirilmesine, siyasete çamur bulaştırılmasına hep karşı olduk, bugün de karşıyız. Milletimin bu kasetçilere hak ettiği dersi sandıkta vereceğine inanıyorum. Türkiye'nin her seçimi ülkemiz için ayrı bir yol ayrımı olarak gerçekleştiriyor. Şimdi yine bir yol ayrımındayız. Milletimiz tercihini koalisyon masasının ülkeyi terör örgütlerinin ve tefecilerin eline teslim etme niyetiyle ne diyor bay bay Kemal, Londra tefecilerinden 300 milyar dolar getirecekmiş. İnanıyor musunuz? Yalan dolan. Türkiye Yüzyılı inşallah bunu gerçekleştirecektir. Türkiye Yüzyılı cumhuriyetimizin yeni asrında ülkemizi çıkarmak istediğimiz yerin adıdır.
TERÖR ÖRGÜTLERİ İLE YOL YÜRÜYEREK ÜLKE YÖNETİLMEZ
İşte bay bay Kemal ve kumar masasındaki arkadaşları güya ülkenin yönetimindeki kişilerle nasıl görüşüyorlar. Bunlar talimatı nereden alıyorlar? Kandil'den alıyorlar. Kandil'de kimler var? Teröristler var. Şimdi bu teröristlere biz bu ülkeyi teslim edebilir miyiz? Biz ülkemizi böldürtür müyüz? Bay bay Kemal bölücü, bay bay Kemal bu teröristlerle işbirliği halinde. Kandil'deki teröristler neyse ne yazık ki bay bay Kemal de o. Bu yuvarlak masanın etrafındakiler bunlarla işbirliği halinde. Biz Cumhur İttifakı olarak ülkemizi böldürtmeyiz. Yarınki seçimle inşallah gümbür gümbür sandıklardan çıkacak ve ülkemizi bozmak, bölmek isteyenlere de gereken dersi inşallah sizlerle beraber vereceğiz. Kasımpaşa'nın, Beyoğlu'nun yiğit evlatları buna müsaade etmeyecektir. Terör örgütleri ile yol yürüyerek ülke yönetilmez. Tam tersine terör örgütlerinin başı ezilerek ülke yönetilir.
Terör örgütünün güdümündeki partiye belediyeleri, bakanlıkları, kurumları peşkeş çekerek milletimize hizmet edilmez. Ne diyor bay bay Kemal, eğer Selo'yu kurtarmak istiyorsanız oyu bana verin diyor. Ben de şimdi diyorum ki, bu Selo kim? Diyarbakır'da benim 51 Kürt kardeşimin ölümüne neden olan Selo değil mi? Cezaevine neden girdi? İşte bu 51 Kürt kardeşimizin ölümüne neden olduğu için. Şimdi bunlar bol bol gidip onu ziyaret ediyor. Bay bay Kemal de diyor ki; onu ben dışarı çıkaracağım. Eğer Erdoğan iş başında kaldığı sürece adaletten, haktan, hukuktan başka hiçbir şey tecelli etmez. Teröristlere de bu yol açılmaz. İşte görüyorsunuz çıkıyor malum örgütün başındakilerden bir tanesi bunları biz çözeceğiz diyor. Hatta daha ileri gidip bebek katilinin İmralı'daki cezaevi kapılarını kırarak onu da dışarı çıkaracaklarmış. Ama işe sağlam sarılacağız. Özellikle hanım kardeşlerim kale içeriden fethedilir unutmayın. Gençler unutmayın şurada kaldı bir kaç saat. Ondan sonra inşallah bu işin zaferini birlikte kutlayacağız.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan, İstanbul’da partisinin Ümraniye Belediye Meydanı’nda gerçekleştirilen mitinge katılarak bir konuşma yaptı.
Konuşmasında Ümraniye'deki mitingde âdeta Atatürk Havalimanı'nda gerçekleşen Büyük İstanbul Mitingi'nin devamını gördüğünü dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ümraniye'nin yoldaşlığının önemli olduğunu vurguladı.
“TÜRKİYE YÜZYILI'NI ÜMRANİYE İLE BİRLİKTE İNŞA EDECEĞİZ”
Ümraniye'yi, çöplüğünün patlayıp altında insanların öldüğü vakitlerden İstanbul'un parlayan yıldızı hâline milletin desteğiyle getirdiklerini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: "İnşallah şimdi de Türkiye Yüzyılı'nı yine Ümraniye ile birlikte inşa edeceğiz. Biz Ümraniye'yle, İstanbul'la, Türkiye'yle birlikte ülkemizin geçmişinden bugününe, oradan geleceğine uzanan bir hikâye yazdık. Yaptığımız her işte, attığımız her adımda, tarihimize ve milletimize duyduğumuz sevgiyle ülkemize bir aşk mektubu yazdık. Gönlümüzdeki istiklal tutkusuyla aklımızdaki istikbal hedefleriyle hiçbir köken, inanç, meşrep ayrımı yapmaksızın, her ferdiyle milletimize bir aşk mektubu yazdık. Okurken kimi zaman gözleri dolacak, kimi zaman yüzleri gülecek, hayallerine ilham, hedeflerine istikamet olacak gençlerimize bir aşk mektubu yazdık. Bu mektubu ilmek ilmek dokurken yazılabilecek ne kadar güzel şey varsa bize az geldi. Onun için kalpten kalbe görünmeyen köprüler kurdunuz. Her türlü farklılığın ötesine geçerek, her bir insanımızı bağrına basan sevgi köprüleri kurduk. Ülkemiz sınırlarını aşıp tüm dünyayı kucaklayan vicdan köprüleri kurduk. Şimdi de Türkiye Yüzyılı'nın eşiğinde, engellerin aşıldığı, tohumların yeşerdiği, hayallerin gerçekliğe dönüştüğü, gerçeklerden geleceğe doğru adım attığımız o tarihi günün arifesindeyiz. Türkiye Yüzyılı, çocuklarımızın, gençlerimizin, kadınlarımızın, yani yazdığımız aşk mektubunun muhatabı tüm milletimizin yüzyılı olacaktır."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Biz, 14 Mayıs seçimlerini, ülkemizin geleceğine, milletimizin kazanımlarına, devletimizin hedeflerine sahip çıktığımız bir demokrasi şöleni olarak görüyoruz. Ey Türkiye, ey İstanbul, ey Ümraniye! Bu mücadelede bizimle misin? Daha şimdiden sandıkta tezahür edecek millî iradeye gölge düşürmek için kırk takla atanlara karşı sandığın gücünü göstermeye hazır mısın? Mertçe yarışmak yerine genel başkanlığa geldikleri gibi rakiplerini de kasetle elemeye çalışanlara karşı sandığın namusuna sahip çıkacak mısın?" sözlerini sarf etti.
Alandaki vatandaşlara, "Talimatı Kandil'den alanlara gereken cevabı sandıkta vermeye hazır mısın? Ülkenin değerlerini yabancılara, tefecilere peşkeş çekme sözü verenleri o sandığa gömmeye hazır mısın? Türkiye Yüzyılı'na giden yolda yarım kalan programlarımızı, projelerimizi, yatırımlarımızı tamamlamak için bizimle birlikte olmaya hazır mısın?" diye soran Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunun için sandıklar kapanana kadar durmadan, dinlenmeden çalışılması gerektiğine dikkati çekti.
“21 YILDA ÜLKEMİZE ASIRLIK ESER VE HİZMETLER KAZANDIRDIK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir ve beraber oldukça koalisyon masasını yıkıp terör ve tefeci tezgâhını ezip geçeceklerini sözlerine ekledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanı adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile muhalefet partilerinden bazı isimlerin konuşmalarından kesitlerin yer aldığı videoyu alandaki vatandaşlarla izledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: "Diyoruz ki, Biz 21 yılda ülkemize asırlık eser ve hizmetler kazandırdık. Peki bu bay bay Kemal'in bir referansı var mı? Yani 'Ben şunları yaptım’ diyebileceği bir eser var mı? İstanbul'a belediye başkanı getirdi. Ya adamın belediyede durduğu yok. Şimdi de işte bakıyorsunuz Van'dan çıkıyor. İstanbul'u sel alıp götürüyor. O nerede; Kayakta. Nerede; Kızakta. Nerede; Bodrum'da. Ya sen İstanbul'un belediye başkanı mısın yoksa İstanbul'da turist misin? Bunlara gereken cevabı vermeye pazar günü, yani yarın hazır mıyız?"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendilerinden önce tek parti faşizminden İstanbul'un ve Türkiye'nin çok çektiğini vurgulayarak, "Hep milletimizin değerlerine karşı zihniyetler tarafından bu kalkınma engelleniyordu. Milletimiz eser istiyordu. Ona, Ayasofya'yı elinden alarak cevap veriyorlardı. Biz Ayasofya'yı inşa ve ihya ettik mi? İmzayı attık mı? Batı'nın tüm tehditlerine rağmen imzayı attım mı? Meral hanım ne diyordu biliyor musunuz? 'Yapamaz.' Ne oldu Meral Hanım? Biz yaparız. Bu noktada imanımız var" şeklinde konuştu.
“ÜLKEMİZE HER ALANDA ÇAĞ ATLATTIK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, tek parti zihniyetine işaret ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Milletimiz hizmet istiyordu. Ona vesayetle, darbeyle zulümle hak ve özgürlükleri çiğnenerek cevap veriyorlardı. Milletimiz yatırım istiyordu. Onu elindeki, avucundakini de alarak cevap veriyorlardı. AK Parti'nin en büyük başarısı, şu veya bu partinin değil, işte bu zihniyetin iktidarını yıkmış olmasıdır. Bu ülkenin kaynaklarını, kendi ihtiyaçları için kullandığında kısa sürede neler yapılabileceğinin ispatı bizim 21 yıllık iktidarımızdır. Ülkemize eğitimden sağlığa, adaletten emniyete, ulaşımdan enerjiye, sanayiden tarıma, spordan sosyal desteklere kadar her alanda çağ atlattık mı? Okullarımızda yavrularımız sıralarının üzerinde kuşe kâğıttan kitaplarını buluyor mu? Şimdi bizler ücretsiz süt dağıtıyoruz değil mi? Niye; Çünkü biz bunları bulamadık. Teksir kâğıdıyla bize verilen kâğıtları bile abilerimiz bize satmıyordu, parasıyla satmıyordu. Ama biz şimdi çektik bu çileyi, yavrularımız çekmesin istedik."
Türkiye genelinde 76 olan üniversite sayısını 208'e çıkardıklarını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ama dikkat edin, 81 vilayetin, 81'inde de şu anda üniversitemiz var. Benim Muş'taki kardeşim, Iğdır'daki kardeşim, Ağrı'daki kardeşim oradan kalkıp İstanbul'a, Ankara'ya gelmiyor. Şimdi oralara profesörlerimiz gidiyor, doçentlerimiz gidiyor. Bazılarında hastaneler de inşa ettik. Dolayısıyla tedavileri de orada yapılıyor" diye konuştu.
“BUGÜNE KADAR GİRDİĞİMİZ 15 SEÇİMİ, MİLLETİMİZE YAPTIĞIMIZ HİZMETLER SAYESİNDE KAZANDIK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, milletin bu gayretlerini gördüğü için yaşadıkları her saldırıda, önlerine çıkartılan her engeli aşmada, kurulan her tuzağı bozmada yanlarında yer aldığını dile getirerek, şöyle konuştu: "Bugüne kadar girdiğimiz 15 seçimi, kaşımızın, gözümüzün hatırına değil, milletimize yaptığımız hizmetler sayesinde kazandık. Bugün de karşımıza çıkan koalisyon masası, yalan ve istismar peşinde koşarken, biz ne diyoruz, 'Türkiye Yüzyılı' diyoruz. 'Eser' diyoruz. 'Hizmet' diyoruz. 'Yarım kalan işleri tamamlamak' diyoruz. 'Daha büyük projeleri hayata geçirmek.' diyoruz. Peki, onlar ne yapıyor; Ülkenin istiklalini emperyalistlere, kaynaklarını tefecilere, güvenliğini terör örgütlerine, itibarını mafya bozuntusu meczuplara, meydanı bir avuç muhterise bırakarak kendilerini iktidar yolu açmaya çalışıyorlar. Bu bay bay Kemal, talimatı nereden alıyor; Kandil'den, teröristlerden alıyor. Biz nereden alıyoruz; Rabbimden ve milletimden alıyoruz. Aramızdaki fark bu."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Gözlerini öyle bir hırs bürümüş durumdaki, kendi ortaklarının tabanlarını dahi gözleri görmüyor. Bir önceki seçimde karşımıza çıkardıkları kendi arkadaşlarını dahi şu anda yerin dibine sokmaktan çekinmiyorlar. Yalan üstüne yalan. Bölücü örgütün elebaşlarının, yurt dışındaki karanlık odakların kendileri için yaptıkları destek açıklamalarından rahatsız olmuyorlar" ifadelerini kullandı.
“TÜRKİYE'Yİ ÇEVREMİZDE ÖRNEKLERİ OLAN DİĞER ÜLKELER GİBİ BÖLMENİN YOLUNU AÇACAKLAR”
Millet İttifakı'nın ülkenin yönetimini devraldığında ilk işlerinin sınırların ötesinde, bölücü örgütün tepesine binmek için yürüttükleri operasyonları durdurmak olacağını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: "Ama size biz bugüne kadar nasıl bu fırsatı vermediysek, bundan sonra da vermeyeceğiz. Bunu biz söylemiyoruz, bizzat onları destekleyen partinin yöneticileri ve sırtlarını dayadıkları örgüt mensupları söylüyor. Hemen ardından Avrupa Birliği'nin özerklik şartını kabul ederek, Türkiye'yi çevremizde örnekleri olan diğer ülkeler gibi bölmenin yolunu açacaklar. Kayyum atadığımız belediyeleri yeniden terör örgütüne teslim ederek, kamudan attığımız örgüt mensuplarını yeniden devlete doldurarak bu adımı daha da ileriye taşıyacaklar. Ardından, Batı'nın yıllarca bize diz çöktürmek için dayattığı ne kadar konu varsa hepsini de içeriye boca edecekler."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülkenin güvenlik çıkarları için Akdeniz'de, Ege'de, NATO'da dik duruş sergiledikleri meselelere işaret ederek, muhalefetin hepsinde teslim bayrağını çekeceğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanı adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, "Rusya'ya biz yaptırım uygularız" dediğini aktararak, sözlerini şöyle sürdürdü: "Ya, bay bay Kemal, bu ne akıldır? Bu nasıl anlayıştır? Bugüne kadar tarım ürünlerinde, Rusya bizim en önemli müttefiklerimizden bir tanesi. Savunma sanayiinde öyle. Aynı şekilde, şu anda turist akınında... 5,5 milyona yakın turist bize nereden geliyor; Rusya'dan geliyor. Bunu ne yapacaksın? Amerika'dan aldığın talimatla mı yapacaksın? Biden'dan aldığın talimatla mı yapacaksın? Biden, 'Erdoğan'ı düşürmemiz lazım.' diye talimatı verdi, bunu ben biliyorum. Bunu benim bütün halkım biliyor. Şimdi, yarın sandıklar demek ki Biden'a da bir cevap verecek. Rusya'nın Hükûmet Sözcüsü Peskov ne diyor; Peskov diyor ki, 'Yalan söylüyor. Açıklasın. İspat etsin.' diyor. Var mı ispatı? Yok. Ondan sonra başlıyor kıvırmaya. 'Böyle duyduk.' diyor. 'Delil yok ama olabilir.' diyor. Bu nasıl siyaset? Benim milletim sana bu ülkeyi teslim etmez."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye'yi uzak tutmak için tüm dünyanın hayranlıkla izlediği bir diplomasi dengesi kurduğumuz Rusya-Ukrayna Savaşı'na balıklama dalacaklar. Zaten şimdiden, dokunma sözü verdikleri savunma sanayiimizi çökertip kazanımlarımızı birer birer ortadan kaldıracaklar. Dışarıya uçak, helikopter, İHA, SİHA, gemi, roket, yazılım satan bir Türkiye'den, bunların hepsini de tefecilerden alabilirlerse alınan borçla tedarik eden bir Türkiye'ye yol açacaklar" şeklinde konuştu.
Muhalefetin, Türkiye Yüzyılı hazırlığı için yaptıkları yolları, otoyolları, köprüleri, tünelleri, hızlı tren hatlarını, konut hamlelerini, birer birer işlevsiz hâle getireceklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Karadeniz'de bulunan gazın, Gabar'dan çıkarılan petrolün üstüne yeniden beton dökülüp terk edileceğini kaydetti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İsterseniz şimdi, bunlara rağmen ülkemize gelen ve neler kazandırdık neler, şöyle kısaca bir hatırlayalım" diyerek, Türkiye'de hayata geçirilen yatırımlar ve projelerin yer aldığı videoyu alandaki vatandaşlarla beraber izledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cudi'de, Gabar'da, Tendürek'te, Bestler Deresi'nde terörün bitirildiğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bay bay Kemal'in yanındakiler ne diyor; 'Biz buna devam edeceğiz.' Ve gizli kapıların arkasında Kılıçdaroğlu bunlarla neyi konuşuyor; Terörün bundan sonraki sürecini konuşuyor. Benim milletim, bu teröristlerle el ele olanlara yarın 'yürü' demeyecektir. Ne yapıyor; Şöyle bir tane kendilerine göre bir şey hazırlamışlar, 'Haydi, haydi, haydi.' Arkasında kim var; Teröristler var. Ya bu millet, terörizmden çok çekti. Benim milletim sana 'yürü' demeyecek. Benim milletim ne diyor; 'Yürüyeceksin, millet yürüyecek arkandan' diyor."
“AİLENİN KUTSİYETİNE İNANIYORUZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ümraniye mitinginin ardından Sancaktepe'de düzenlediği mitingde yaptığı konuşmada, yarının, Anneler Günü olduğunu anımsatarak, "Tabii burayı seçişimizde yarın Anneler Günü oluşundan, Belediye Başkanınızın bir hanımefendi oluşundan dedik ki burayı seçelim. Biliyorsunuz biz hadislerimizi böyle evirip çevirip söyleyenlerden değiliz. Bay bay Kemal biraz öyle yapıyor. Anahtarı annelerin ayakları altına koyuyor. 'Cennet annelerin ayakları altındadır'. Bak babaların değil. Annelerin ayakları altında. Onun için annelerin kıymetini çok iyi bileceğiz. Annelere sadakatimizi çok farklı göstereceğiz. Öyleyse anneler, yarın siz de kaleyi içeriden fethedeceksiniz. Buna hazır mısınız? Şurada birkaç saat kaldı" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ebediyete intikal eden tüm annelere rahmet dileyerek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Ama hepsinden öte Diyarbakır Annelerini gözü yaşlı bırakan bu teröristlere karşı, bay bay Kemal, Diyarbakır Annelerini kaç kere ziyaret ettin? Diyarbakır Annelerinin yavrularını Kandil'e kaçıran teröristlerle el ele, omuz omuza, utanmadan, sıkılmadan bir seçime giriyorsun. Bay bay Kemal'in yanında kimler var? Kandil var. Kimler var? Kandil'in parlamentodaki uzantıları var. Kılıçdaroğlu, ya sen bunların hesabını Allah'a nasıl vereceksin? Yanında da malum tipler var. Söylemeye gerek var mı? Onlar da utanmadan, sıkılmadan aynı yuvarlak masanın etrafında dönüp dolaşıyorlar. Benim milletim, yarın sandıklarda bunlara en güzel cevabı vermelidir diye düşünüyorum. Buna hazır mıyız?"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun bir vasiyette bulunduğunu, kendisinin vasiyetinin ise başka olduğunu dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, gençlere vasiyetini şöyle aktardı: "Benim vasiyetim şu; annelerinizin ayaklarının altını öpmeyi ihmal etmeyin. Cennet annelerin ayakları altında, babaların değil. Benim anam da bana ayağının altını öptürmezdi. Kendisine derdim ki, 'Anacığım kokusunu alayım, cennet orada.' O çekerdi, gülerdi. 'Anam kokusunu alayım...' Zar zor öperdim. Gençler siz de annelerinizin ayaklarının altını öpün. Orada başka koku var. Orada cennetin kokusu var. Öperseniz daha güçlenirsiniz, daha güçlü olursunuz."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "aile" dediklerini ifade ederek, "CHP ne diyor; LGBT. İYİ Parti ne diyor; LGBT. Aynı şekilde, öbür HDP ne diyor; LGBT. Peki, LGBT, AK Parti'nin semtine yaklaşır mı? MHP'nin semtine yaklaşır mı? Cumhur İttifakı'nın semtine yaklaşır mı? İşte bu Millet İttifakı denilen zillet, bunlar LGBT'ci. Ama hamdolsun biz ailenin kutsiyetine inandığımız için, biz burada farklı bir yerdeyiz, farklı bir düşünceyle yolumuza devam ediyoruz. Millîyiz, yerliyiz ve ailenin kutsiyetine inanıyoruz" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin çok stratejik bir bölgede yer aldığını vurgulayarak, şöyle devam etti: “Üç kıtanın kalbi konumunda bir ülkeyiz. Enerji kaynaklarının geçiş güzergâhındayız. Tarih boyunca birçok savaş merkezinde bizim yer aldığımız bu coğrafyayı kontrol etmek için yapıldı. Haçlı Seferleri'nden Çanakkale Harbi'ne kadar tarihteki büyük mücadelelerin hepsinin arkasında bu niyet vardır. Bu vatanı bize yar etmemek için her şeyi yaptılar. Bizi bu topraklardan söküp atmak istediler. Bizi vatansız, yurtsuz, havasız bırakmak istediler. Bunu kimi zaman kendileri bizzat gelerek, kimi zaman da maşalarını kullanarak yapmaya çalıştılar. Çanakkale'de kınalı kuzuları toprağa verme pahasına buna 'dur' dedik. İstiklal Harbimizde, vatanımızı özgürleştirerek, millet olarak esareti kabul etmeyeceğimizi tüm dünyaya bir kez daha haykırdık. Son olarak 15 Temmuz gecesi içimizdeki hainleri üzerimize salarak vatanımızı işgal etmeye yeltendiler. Milletimizle sırt sırta, gönül gönüle vererek hamdolsun buna da müsaade etmedik."
“YILLARCA BİZİ TERÖRLE OYALADILAR”
Bölücü terör örgütüne karşı 40 yıldır yürüttükleri mücadeleyi de bu tarihî hesaplaşmanın bir parçası olarak gördüklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "On binlerce insanımızı bizden kopartan bu örgüt, emperyalistlerin, kanımızı akıtmak, bizi güçsüz bırakmak için ülkemizin sırtına vurduğu bir hançerdir. Şairin, 'Bunlar, engerekler ve çıyanlardır/Bunlar aşımıza, ekmeğimize göz koyanlardır' diyerek tarif ettiği habis yapı, aslında bölücü terör örgütüdür. Yıllarca bizi terörle oyaladılar. Yıllarca bizim enerjimizi, kaynaklarımızı heba ettiler. Evlatlarımızın geleceğini, gözlerindeki ışığı, yüreklerindeki umudu çaldılar. İnsanlarımızın önüne kandan ve gözyaşından duvarlar örmeye kalktılar. Türk'ü ve Kürt'ü birbirine düşürerek ebedi kardeşliğimizi bozmak istediler."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, buna fırsat vermediklerini, devlet olarak terör bataklığını kurutmak için çok mücadele verdiklerini söyleyerek, "Çok ciddi çabalar harcadık. Türk'üyle, Kürt'üyle, Laz'ıyla, Çerkez'iyle, Gürcü'süyle, Boşnak'ıyla biz yaratılanı Yaradan'dan ötürü severiz. Bizim için Kürt neyse Türk de odur. Türk neyse Kürt de odur” dedi.
"HUDUTLARIMIZ DIŞINDA DA BU ALÇAKLARA NEFES ALDIRMAYACAĞIZ"
Sınırlar içindeki terörist varlığını, tükenme noktasına getirdiklerine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: "Cudi'de bunları gömdük mü? Gabar'da gömdük mü? Kandil'de gömdük mü? Bestler Deresi'nde gömdük mü? Şimdi bay bay Kemal, dirsek dirseğe tutuştuğu bu malum yapıyla hâlâ yürümekten bahsediyor mu? Bunları yarın sandıklara gömüyor muyuz? Ha gayret. Hedefimiz, Cumhuriyetimizin yüzüncü yılı olan 2023 bitmeden Türkiye içinde tek bir eli kanlı terörist bırakmamaktır. Aynı şekilde hudutlarımız dışında da bu alçaklara nefes aldırmayacağız.
Sınır ötesi harekâtlarımız sayesinde artık inlerinden başlarını çıkartamaz, kıpırdayamaz hâle geldiler. Ne '14 Mayıs'tan sonra Afrin'i geri alacağız' diyen bölücülerin azgınlıkları, ne Suriye'deki güvenli bölgelerimizi teröristlere altın tepside sunmayı vadedenlerin gafleti, ne Kuzey Irak'taki askerlerimizi geri çekerek, terör örgütüne nefes aldırma projeleri, ne de bebek katillerini serbest bırakma, 6-8 Ekim hadisesinin azmettiricilerini sokağa salma planları bizi durduramayacak. "
Cumhurbaşkanı Erdoğan şöyle devam etti: "Selo ne diyor Selo? Bu Selo kim? Diyarbakır'da 51 Kürt kardeşimizin ölümüne neden olan o hain değil mi? Teröristin başı. Şimdi utanmadan, sıkılmadan mesajlar gönderiyor ve bay bay Kemal de 'Eğer Selo'yu serbest bırakmak istiyorsanız oyu bize vereceksiniz.' diyor. Bu hesabı yarın sormaya var mıyız? Ben size inanıyorum, Kürt, Türk, Alevi, Sünni demeden şimdiye kadar on binlerce anaya evlat acısı yaşatan bu canilerin kökünü içeride ve dışarıda kazıyacağız. Türkiye'yi bu terör belasından, ayağına vurulmuş bu terör prangasından mutlaka kurtaracağız. Ülkemizi böldürtmeyeceğiz."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP'nin terör örgütünce desteklendiğini belirtti, alandakilere bu konuyla ilgili hazırlanan video izletildi. Tüm bu pazarlıkların, beyanatların buz dağının görünen yüzü olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, kapalı kapıların ardında tam olarak ne konuşulduğunu, Millet İttifakı ortakları dâhil hiç kimsenin bilmediğini dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, gerçeklerin er ya da geç ortaya çıkacağına inandıklarını ifade ederek, şunları kaydetti: "Bay bay Kemal, 17-25 Aralık kumpasındaki rolünü 10 yıl sonra itiraf etti. FETÖ'cü alçakların eline tutuşturduğu kasetlerin montaj olduğunu geçen gün bizzat kendi söyledi. Bu seçim öncesinde yaptığı gizli pazarlıklar da eninde sonunda ortaya çıkacak. Sırf Cumhurbaşkanı adayı oldu diye Muharrem İnce'ye atılan iftiraların, baskıların, zorbalıkların, haysiyet cellatlığının failleri de ortaya çıkacaktır. Rusya ile ilişkilerimizi bozma ihalesini bay bay Kemal'e kimin verdiği, ortada hiçbir şey yokken Alevi-Kürt videolarının ne için çekildiği, Pensilvanya'da sekiz saat boyunca kimlerle hamburger yenildiği, Londra'daki tefecilere hangi tavizlerin altın tepside sunulduğu, evet, bunların hepsi gün gelecek tek tek milletin önüne serilecektir. Biz o gün gelene kadar meselenin takipçisi olmayı sürdüreceğiz. Her fırsatta gerçek yüzlerini milletimize anlatmaya devam edeceğiz."
Her zaman sandığa giden yolu, aziz milletin temiz iradesinde aradıklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: "Türkiye'yi büyütmenin, güçlendirmenin, gençlerimize üzerinde gururla yaşayabilecekleri bir ülke bırakmanın gayretinde olduk. Gerektiğinde 17-25 Aralık'ta olduğu gibi kumpaslara, 15 Temmuz gecesi olduğu gibi darbecilerin ölüm kusan silahlarına göğsümüzü siper ettik. Hatırlayın, Atatürk Havalimanı'na indiğim zaman FETÖ'nün orada askerleri, jetleri bizim üst üzerimizden pike yapıyorlardı fakat on binler orada kardeşini karşılamaya gelmişti. Bay bay Kemal de tankların arasından giderek Bakırköy Belediye Başkanı'nın evine uğramıştı, orada kahvesini yudumlayarak Erdoğan'ı nasıl öldürecekler, bunu izliyordu fakat bütün tuzakların üzerinde Allah'ın tuzağı vardır. O tuzakla aşık atılmaz, öyle de oldu. İstedikleri olmadı ama yalan makinesi dönmeye devam etti. 'Haberim olsaydı ben de karşılardım.' diyor. Yalancı, senin ne olduğunu artık biz çok iyi biliyoruz. Milletin sandıkta namusumuza emanet ettiği muazzez iradesini asla yere düşürmedik. Ona asla leke sürdürmedik. Böylece Türkiye'yi her alanda başarıdan başarıya koşturduk."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sayısız proje, program ve yatırım planı hazırladıklarını, seçim beyannamesinde tüm bunları tek tek, detaylıca yazdıklarını söyledi.
Seçim sonrası aileyle ilgili kurumu güçlendirmenin adımını atacaklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, kadına şiddet konusunda da kesinlikle tavırlarının net olduğunu, kadına şiddeti kabul etmelerinin mümkün olmadığını vurgulayarak, kadına şiddetle mücadeleyi de gerek yargı yoluyla gerekse İçişleri Bakanlığı yoluyla sürdüreceklerini belirtti.
Finansmanını, doğal gaz ve petrol gelirlerinden sağlayacakları Aile ve Gençlik Bankası'yla bunu amaçladıklarını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: "Bu kaynakla çalışana, emekliye, kadına, gence, engelliye, üreticiye velhasıl ülkemizdeki her kesime destek olabileceğiz. Aile ve Gençlik Bankası vasıtasıyla ev hanımlarımızın emekliliğine, primlerinin 3'te birini ödeyerek katkı sunacağız. Gençlerimizin eğitimden istihdama, kendi işini kurmadan evliliğine kadar attıkları her adımla yanlarında olacağız. Evlenecek gençlerimize faizsiz, ilk 2 yılı ödemesiz, 4 yılı vadeli 150 bin lira kredi vereceğiz. Her hanede çalışan en az bir kişi olmasını sağlayacağız. Her bir hanemizin asgari bir gelir seviyesinin altında kalmamasını temin edeceğiz. Daha pek çok kalemdeki desteklerle hem aile yapımızı koruyacak hem gençlerimizin geleceğine ışık tutacağız.”
Sağlıkta Kovid-19 salgını döneminde attıkları adımla 45 günde Sancaktepe'de 1006 odalı Prof. Dr. Feriha Öz Acil Durum Hastanesi'ni inşa ettiklerini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Biz Yaparız. Onlar konuşur. Farkımız bu. Şimdi bugün birçok ilçede böyle bir hastane yok ama Sancaktepe'de bu var. Niye bunu buraya yaptık? Gerektiğinde buraya uçak da insin. Uçak indiği zaman uluslararası hastalar da buraya gelebilsin diye buraya yaptık. Bu bir düşünce pratiğidir, formasyonudur. Biz yaparız ama onlar böyle bir adımı atmaya cesaretleri bile yoktur. Onlara o fırsatı bile vermeyiz" diye konuştu.
Bundan sonra da böyle birçok adım atacaklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bunun için hepinize büyük sorumluluklar düşüyor. Yarın sandıklara sahip çıkmanızı istiyoruz. Fakat daha önce hepimiz bir şey daha yapacağız. Artık önümüzde günler değil, sadece saatler kaldı. Henüz vakit varken hâlen kararsız kalan bir eşiniz, dostunuz, akrabanız, nazınızı çekecek bir arkadaşınız varsa, ona mutlaka ulaşacaksınız. Bizim selamımızı söyledikten sonra 14 Mayıs'ın önemini anlatacaksınız. Kırgınlık, küskünlük varsa çözecek, bizim adımıza helallik isteyecek, oyuna talip olduğumuzu söyleyeceksiniz.
“DEMOKRATİK ZEMİNDEN ASLA AYRILMAYACAĞIZ”
Aile meselesinde, CHP'ye, İYİ Parti'ye, Saadet Partisi'ne gönül vermiş vatandaşlarımızın da bizimle aynı hassasiyeti taşıdığını biliyoruz. Yöneticilerinin seçim kazanmak uğruna FETÖ'cülerle, bölücülerle ve küresel güçlerle işbirliğine gitmelerinden en az bizim kadar, bu insanlarımız da rahatsızlık duyuyor. Bu kardeşlerimize de ulaşmaya, saflarımızı dâhil etmeye çalışacağız. İnşallah fitne tüccarlarına inat 85 milyon olarak yarın sandıkları bayram yerine çevireceğiz. Provokasyona, kışkırtmaya asla gelmeyecek. Demokratik zeminden asla ayrılmayacağız. Bizim tökezlememizi bekleyenlere, bizi birbirimize düşürmek isteyenlere aradıkları fırsatı vermeyeceğiz. Bunları yaptığımızda yarın yepyeni bir destan yazacağımıza inanıyorum."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sancaktepe'ye, Sancaktepelilere inandığını ifade ederek, "Zira yarınki seçim aynı zamanda 2024'ün de müjdecisi olacaktır. Ben kalbi kıpır kıpır atan gençlerimize güveniyorum. Evi içeriden fethedecek olan kadınlarımıza güveniyorum. Ayaklarının altına cennetlerin serildiği, cennet yüzlü annelerimizin bizleri yalnız bırakmayacağını biliyorum. Mensubu ve hizmetkârı olmaktan şeref duyduğum milletimizin basiret ve ferasetle iradesini sandığa yansıtacağından şüphe duymuyorum. Şimdi buradan soruyorum. Hazır mıyız? Sancaktepe yarın 'Durmak yok, yola devam' diyor muyuz? Yarın 'Doğru adımlarla yola devam' diyor muyuz? Yarın 'Türkiye Yüzyılı için hemen şimdi' diyor muyuz? Bunun için son ana kadar kapı kapı dolaşıyor muyuz? Rabbim yolumuzu, bahtımızı açık etsin" diye konuştu.