'Bu yazılar iddianamede yok!'
.
TÜBİTAK bilirkişilerince Odatv davasının görüldüğü İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilen ek raporla ilgili, avukatları aracılığıyla basın mensuplarına yazılı bir açıklama gönderen davanın tutuklu sanığı Soner Yalçın, ”TÜBİTAK bilinçli olarak kafa karıştırıyor”dedi.
Avukatı Hüseyin Ersöz aracılığıyla basın mensuplarına yazılı bir açıklama gönderen Odatv davasının tutuklu sanığı Soner Yalçın, İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi’ne dün gönderilen TÜBİTAK ek raporuyla ilgili eleştirilerde bulundu.
”Bu yazılar iddianamede yok”
Dava kapsamında, Odatv (Delil 1), sanıklar Barış Pehlivan (Delil 2) ve Müyesser Yıldız’dan (Delil 3) ele geçirilen bilgisayarlardaki dijital verilerin incelenmesine ilişkin ikinci kez TÜBİTAK’tan istenilen ve dün itibariyle mahkemeye ulaştırılan ek raporla TÜBİTAK’ın, yine herkesin kafasını karıştırdığını savunan Yalçın, şu ifadeleri kullandı:
”TÜBİTAK diyor ki; ’Herhangi bir dosyanın bir bilgisayarda oluşturulup oluşturulmadığının, değiştirilip değiştirilmediğinin kesin tespiti mümkün değildir’ Ama diyor; ’İddianameye konu olan Delil 1’de kullanıcı tarafından değiştirilmiş dokümanlar içinde ’Soner Yalçın’ imzasıyla yayınlanan haber yazıları olduğu tespit edilmiştir.’ Nedir bu yazılar? Benim Odatv’ye gönderdiğim haberler ve Hürriyet Gazetesi’ne yazdığım makalelerdir. Bilgisine ve Türkçesine güvendiğim Barış Pehlivan’a okuması, düzeltmesi ve Odatv’de yayınlaması ve
Hürriyet Gazetesi yazı işlerine göndermesini istediğim makalelerdir. Bunların davayla uzaktan yakından ilgisi yoktur. İddianamede bu haberler yer almamaktadır.”
TÜBİTAK’ın, kendisine ait bilgisayarda yazdığı yazıların CD-DVD-USB tarzı veri depolama cihazlarıyla taşındığını değerlendirdiğini aktaran Soner Yalçın, ”Aslında TÜBİTAK bilinçli olarak kafa karıştırıyor” beyanında bulundu.
”Polis ve savcıdaki ön yargı, TÜBİTAK’ta da göze çarpıyor”
Raporda davaya konu olan dokümanları ”Soner” isimli bir kullanıcının oluşturduğu tespitinin yer aldığını ve ”Soner” kullanıcısının yazdıklarının suç konusu 3 bilgisayara nasıl geldiği konusunda net bir şey söylemek istemediğini öne süren Yalçın, şunları belirtti:
”TÜBİTAK, elmayla armutları bilinçli olarak karıştırıyor. Aslında tüm kafa karıştıran teknik çalışmasında bir önemli olguyu aktarıyor. ’Davaya konu olan dokümanları Soner Yalçın yazıp bilgisayara vermiş olabilir’ derken, o dokümanlarda ne yazdığını atlıyor. Ne yazık ki, ’Soner’ adlı kullanıcı ismi, herhangi bir bilgisayarda, bilgisayar başlangıç seviyesinde bilen biri tarafından kolaylıkla yaratılabilir. Nedense Odatv davasında poliste, savcıda olan ön yargı ve suçlu kabul etme isteği, TÜBİTAK’ta da göze çarpıyor.”
Bir bilgisayarda kötü amaçlı yazılım olması durumunda, o bilgisayarın içindeki dokümanların üzerindeki yazar ve tarih bilgilerinin gerçek olduğunu söylemenin mümkün olmayacağını savunan Yalçın, ”Çünkü bu, bilgisayarın delil olabilme vasfıyla doğrudan ilgili bir konudur. Bilinir ki, zararlı yazılım yoluyla bir bilgisayarın saatini geri alıp, dokümanları o tarihte oluşturmak ya da yüklemek çok basit bir işlemdir” ifadesini kullandı.
”Niye hapisteyim?”
TÜBİTAK’ın, dava konusu dokümanların her 3 bilgisayarda da
oluşturulmadığını ve değiştirilmediğini söylediğini anlatan Yalçın, Ortadoğu Teknik, Boğaziçi ve Yıldız Teknik üniversiteleri ile Amerika’dan alınan raporların yanı sıra, TÜBİTAK’ta hazırlanan iki raporda da, söz konusu dokümanların Odatv çalışanları tarafından oluşturulmadığı, sosyal mühendislik saldırısı yoluyla hedef odaklı olarak gönderildiğinin onaylandığını iddia etti.
Yalçın, ”Peki, gerçek bu derece açıkken, ben niye Silivri Cezaevi’nde 2 yıldır hapis yatmaktayım?” diye de sordu.