Şampiy10
Magazin
Gündem

BDP Meclis'e hülle ile girdi!

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, CNN Türk yayınında Şirin Payzın’ın "Ne Oluyor?" programına konuk oldu. Kılıçdaroğlu, seçim barajı yüzünden BDP'nin Meclis'e hülle ile girdiğini belirterek seçim barajının mutlaka kaldırılmasını ifade etti.

ABONE OL
Vatan Haber

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu: "Gülen Cemaati’yle her hangi bir flörtümüz, birlikteliğimiz söz konusu değil. Bunu çok samimi olarak söylüyorum. Ama biz belli bir inanç grubunun bir araya gelip cemaat kurmasına karşı değiliz. Siyasete girmemek koşuluyla"

"Yurttaşın devletle en az muhatap olduğu rejimdir, demokrasi. Polisle herhangi bir şekilde sokakta, caddede bir başka yerde karşı karşıya gelmiyorsanız orada demokrasi daha fazla var demektir. Yurttaş devletin baskısını üstünde hissetmemeli. Demokrasi, budur aslında"

"Diyorlar ki CHP yeniden iktidara gelirse başörtüsü yasağı getirecekler. Tamamen saçma bir şey. Biz özgürlükler konusunda Batı’da ne varsa bizde de onun olmasını istiyoruz. Tam demokrasi istiyoruz. Bütün meydanlarda söylüyorum. İster başı açık ister kapalı, bütün kadınların benim başımın üstünde yeri vardır"

"BİZ PARALEL DEVLETE KARŞIYIZ"

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Fethullah Gülen cemaatine nasıl bakıyorsunuz, cemaatle bir flört içinde misiniz?" sorusuna "Gülen Cemaati’yle her hangi bir flörtümüz, birlikteliğimiz söz konusu değil. Bunu çok samimi olarak söylüyorum. Ama biz belli bir inanç grubunun bir araya gelip cemaat kurmasına karşı değiliz. Siyasete girmemek koşuluyla. Çünkü biz inançların siyasi malzeme olmasını istemeyiz ve ona karşıyız. Gülen Cemaati’yle bizim aramızda hiçbir şey yok. Bir ilişki, bağlantı, bir araya gelme, oturup konuşma, böyle bir şeyimiz de söz konusu değil. Biz paralel devlete de karşıyız. Bir tane devlet vardır. İkinci bir paralel devlet istemeyiz" diye cevap verdi.

"AKP’NİN SORUNU, ’BEN DEVLETİM’ DİYOR"

Devletin demokratikleşmesi gerektiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, "Yurttaşın devletle en az muhatap olduğu rejimdir, demokrasi. Polisle herhangi bir şekilde sokakta, caddede bir başka yerde karşı karşıya gelmiyorsanız orada demokrasi daha fazla var demektir. Yurttaş devletin baskısını üstünde hissetmemeli. Demokrasi, budur aslında" diye konuştu. "AKP, ’Ben devletim’ diyor" diyen Kılıçdaroğlu, "Açıyor telefonu, şu iş adamını mahkum edeceksiniz diyor. Kimsin sen ya? O zaman yargı bağımsızlığı gitti. Açıyor telefonu, şu medyada şu adamın işine son verin diyor. Ertesi gün son veriliyor. Bunlar olmaz" dedi.



İKTİDARDAN BİRİ KONUŞUNCA HEPSİ CANLI VERİYOR

Kılıçdaroğlu, "Bütün CHP’ye oy veren kitle CHP’den memnun mudur? Hayır. Ben de alanı geziyorum. Kimi diyor ki daha sert konuş, kimi diyor ki hayır konuşma. Ben bugüne kadar hiçbir yurttaşıma neden şu partiye oy verdin diye bir eleştiri getirmedim. Eğer biz siyasi ahlakı egemen kılmazsak bu ülke sorun yaşar. Yolsuzluk ve siyasi ahlak konusu çok temel bir sorundur ve bunun aşılması gerekiyor. Siz Türkiye’de medyanın özgür olduğuna inanıyor musunuz? 630 milyon dolarlık havuz oluşturdular. Bugün miting yaptım. Hangi kanallar verdi? Ama iktidardan biri konuşunca hepsi canlı veriyor" ifadelerini kullandı.



BURAK CAN KARAMANOĞLU’NUN ÖLÜMÜ

Burak Can Karamanoğlu’nun öldürülmesine ilişkin soruya ise Kılıçdaroğlu, "Bakın Burak Can nasıl öldürüldü? Önce elektrikler kapatıldı. Sonra silahlar patladı. Sonra ne dediler? Onun katili Kemal Kılıçdaroglu’dur. Bunlar elbette devlet eliyle yapılıyor. Gezi eylemleri oldu, barışçıydı. Biz de destek verdik. Ne zaman ki devletin şiddeti gençlerin üzerine çöreklendi biz itiraz ettik. Bu ülkeyi yöneten kişi çıktı orada benim polisim destan yazdı dedi. Destan kime karşı yazılır. Düşman mıydı bu insanlar? Peki kim öldürdü, söylesin. Sarı çizmeli Mehmet ağa. A örgütü, B örgütü üstlendi diye olaydan kaçacak mısınız? Eğer o sokakta elektrikler karartılıyorsa kim yapıyor bunu? Bu ülkede hükümet yok mu, içişleri bakanı yok mu? Ben provokasyon olacağını bir gün önceden söylemişim. Siz kalkıp katilleri bulacağınız yerde muhalefeti suçluyorsunuz. Pes ya" diye yanıt verdi.

BAŞÖRTÜSÜ AÇIKLAMASI

Kılıçdaroğlu başörtüsüyle ilgili olarak da, "Diyorlar ki CHP yeniden iktidara gelirse başörtüsü yasağı getirecekler. Tamamen saçma bir şey. Biz özgürlükler konusunda Batı’da ne varsa bizde de onun olmasını istiyoruz. Tam demokrasi istiyoruz. Bütün meydanlarda söylüyorum. İster başı açık ister kapalı, bütün kadınların benim başımın üstünde yeri vardır. Toplumun tüm ezilen kesimlerinin sorunlarıyla ilgilenmek zorundayız. Siyasetçinin görevi budur. Suriye politikasının yanlış olduğunu biz hala söylüyoruz. Böyle dediğimizde bize Baas’çısınız diyorlar. Biz kendi ülkemizde özgürlük istiyoruz da Suriye’de istemeyecek miyiz? Asla ve asla ne ben ne de arkadaşların Esad yönetimini savunmadık. Aksine orada da demokrasi ve özgürlükler olmalı dedik" diye konuştu.

SARIGÜL İSTANBUL’U TANIYOR

Mustafa Sarıgül’ün İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adaylığına ilişkin ise Kılıçdaroğlu, "Biz bir kitle partisiyiz. Kim olursa olsun neden bize oy vermiyorsunuz diyemeyiz. Birilerini ötekileştirmek istemiyoruz. Biz kamuoyu yoklaması yapıyoruz. Soruyoruz İstanbul’u kiminle kazanabiliriz. Sarıgül çıkıyor. Şişli’de başardı. İnanmasam, İstanbul’un sorunlarını çözemez desem aday göstermem ama çözebilir. İstanbul’u tanıyor" dedi.

ÇÖZÜM SÜRECİ

Çözüm süreciyle ilgili de CHP lideri şu sözleri dile getirdi: "Biz 30 yıldır süren sorunun çözümü için siyaset kurumunun üzerine düşeni yapmasını istiyoruz. Silahla bu sorunun çözülemeyeceği ortada. Parlamento’da her siyasi partiden eşit sayıda milletvekilinin olacağı bir uzlaşma komisyonu kuralım. Ben her siyasi partide bu sorunun akıl yoluyla çözülebileceğine inanan insanlar olduğuna inanıyorum. Yine her siyasi partinin göstereceği akil insanlar olmalı. Çözüm için eşzamanlı çalışmalılar. Biz Parlamento’daki 4 siyasi parti bir araya gelelim dedik. Ama maalesef bu kabul görmedi. Şimdi hükümet bir görüşme yapıyor. Biz ne olduğunu bilmiyoruz. Oslo tutanaklarında gerçeğin bir kısmını görebildik. Sınırlı sayıda insan biliyor. Sürecin böyle gitmesi doğru mu? Hayır değil. Ben devletin doğrudan terör örgütünü muhatap alıp görüşmesini doğru bulmadığımı söyledim. Biz siyasiler olarak bu işin çözümünde hep kaçak güreştik. İşi askere havale ettik. Emin olun bu sorun çözülebilir"

GEZİ’DEN DERS ALDIK

Gezi olaylarından ders aldıklarını belirten Kılıçdaroğlu şöyle konuştu: "Gezi olaylarından biz ders aldığımıza inanıyoruz. Artık gençlere daha farklı bakıyoruz. CHP gençlik örgütlerinin her zaman bizden ileride olmasını isterim. Gençler benim arkamda olursa ne olacak. Bizim önümüzü açmalılar. Gençlerin tipik bir özelliği vardır, kişisel çıkarlarını değil ülke çıkarlarını düşünürler. Yüzde 10 seçim barajı mutlaka kalkmalı. Seçim barajı yüzünden BDP Meclis'e hülle ile geldi.

SON TAHLİYELER

"Son tahliyelerle insan öldürenler de serbest bırakıldı. Neden? Çünkü yargı zamanında işini yapmadı" diyen Kılıçdaroğlu;

"Özel yetkili mahkemelerin olduğu yerde adalet yoktur. Toplumda derin yaralar açılmıştır. Bunların kapanması lazım. Ama bu yaraların kapanmasını sağlarken yeni yaralar da açılmamalı. Hapishanelerde ölüme terk edilen yüzlerce mahkum var. Her birine gittik biz. Bunlar insan. Bunların bakıma ihtiyacı var, tedaviye ihtiyacı var. Şu anda bile ölüme terk edilen insanlar var. Adana’da cezaevinde çocuklara tecavüz edildi. Bunu kim ortaya çıkardı? Biz cezaevleri için özel ekip oluşturduk. Emin olun çok değiştik. Dünya değişti, biz de değiştik. Dünyada 90 yıl ayakta kalan 3 ya da 4 parti vardır. CHP her zaman değişime açık olmuştur. CHP ilklerin partisidir. CHP iktidar olduğunda hiç hata yapmamıştır diye bir şey yok. Yakın zamandan örnek vereyim. CHP iktidara gelmiştir. Sana yağına zam yapmadığı için, başka şeylere zam yapmadığı için karaborsa çıkmıştır. Alın size hata. Türk siyasetinin en ciddi zaafı eleştiriye tahammül edememektir. Ben Rize’ye gittim. Genç bir çocuk bana yumurta attı. Polis yakaladı. Mahkemeden yazı geldi, bu çocuktan şikayetçi misiniz diye. Hayır dedim. O çocuk demokratik hakkını kullandı. CHP 30’ların, 40’ların partisi diyorlar. Ekmeği karneye bağladı diyorlar. Ya o yıllarda ekmeğin karneye bağlı olmadığı ülke mi vardı? Fransa’da da ekmek karneye bağlıydı. Neden ekmek karneye bağlandı? Birileri hepsini alıp götürmesin, herkesin evine bir ekmek girsin diye. Ama biz bunu anlatamıyoruz bir türlü. CHP tarihinde ilk kez 47 belediye başkan adayımız var. Yeterli mi, hayır. Ama bu bir ilk"

Diğer Haberler

  1. BUDO'nun birçok seferi iptal edildi
  2. Mühendisliği bıraktı, ayakkabı tamircisi olmaya böyle karar verdi!
  3. Sabiha Gökçen ve İstanbul Havalimanı'nda birçok uçuş iptal edildi
  4. Beylikdüzü'nde fabrika yangını: Müdahale sürüyor
  5. Valilik açıkladı: Tunceli’de eylem ve etkinlikler 10 gün süreyle yasaklandı
  6. Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu'ndan yenidoğan çetesi ile ilgili açıklama
  7. Çorluspor 1947 teknik direktörü Ersin Aka, silahlı saldırıda hayatını kaybetti
  8. Tunceli ve Ovacık Belediye başkanları görevden uzaklaştırıldı
  9. Iğdır'da uzman çavuş eşi tarafından öldürülen Esra toprağa verildi
  10. Yasak olduğu iddia edilen ameliyattan sonra hayatını kaybeden eşi için 7 yıldır hukuk mücadelesi sürdürüyor

© Copyright 2024

Gazete Vatan Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş.