‘Baskında Rus askerler...’
.
İLKER AKGÜNGÖR / VATAN HABER MERKEZİ
30 Greenpeace eylemcisiyle Rusya’da tutuklanıp 64 gün cezaevinde kalan Gizem Akhan, baskın gününden itibaren yaşadığı cehennem gibi anları basına anlattı...
Geçen yıl 19 Eylül’de Kuzey Kutbu’ndaki petrol aramalarını protesto ederken 30 Greenpeace gönüllüsüyle tutuklanan ve genel afla serbest kalarak Türkiye’ye dönen 25 yaşındaki Gizem Akhan Rusya’da yaşadığı kötü günleri anlattı. İşte sözlerine, “Artık Rusya’da değil Türkiye’deyim, konuşabilirim” diye başlayan Gizem Akhan’ın dilinden 100 günlük zorlu Rusya macerası.
‘Baskında mutfakta değildim’
“Greenpeace’e 7 yıl önce üye oldum. Gemide olmayı da yemek yapmayı da çok seviyorum. Onun için asçı asistanı olarak katıldım. Bu üçüncü gemi eylemim. Baskından önce Rusya Sahil Güvenlik güçleri botların ve geminin çevresine uyarı ateşi açtı. Toplam 18 el ateş edildi. Bir arkadaşımızı çağırıp botunun çevresine ateş ettiler. Ben eylem sırasında mutfakta değil bottaydım. Askerler botlarımızı da bıçakla kesti.”
‘Baskını beklemiyorduk’
“Asla gemiye baskın beklemiyorduk. Bir anda helikopterlerden maskeli ve ağır makineli tüfekli askerler indi. 5 gün boyunca karaya çıkana kadar açık havaya bile çıkarmadılar. Baskında kanunsuz bir şekilde el konulan telefonlarımız ve bilgisayarlarımız geri verilmedi. Murmansk’ta kötü bir tercüman eşliğinde korsanlık suçlamasıyla ilgili belge imzalatmaya çalıştılar. Avukat isteyince, ‘Siz Türkiye’de her işinizi avukatla mı hallediyorsunuz’ dediler.”
‘15 yıl yatarım sandım’
“Süreç tamamen insan haklarına aykırıydı. Başta ufacık bir hücrede yemek ve su verilmeden tutulduk. Tuvaletteki musluktan su içiyorduk. Murmansk’ta beni ayırarak tek başıma 3 saat uzaklıktaki Apetiti Cezaevine gönderdiler. 5 günü bir yatak, tuvalet ve kamera olarak hücrede tamamen yalnız geçirdim. Korsanlığın cezası 15 yıl olunca, ‘Tamam artık 15 yıl buradayım’ dedim.”
‘3 gün yemek yemedim’
“Tek gördüğüm insan gardiyanlardı. Başta serbest kalırım diye 3 gün yemek yemedim. Ama sonra etli çorba gelince vejetaryen olmama rağmen içtim. Bir hafta doğalgaz sorunu olduğu için mont ve şapkalarla uyudum. Tiroit hastalığım için cezaevinde götürüldüğüm doktor gözlerime bakıp, nabzımı ölçtü ve ‘sende bir şey yok’ diyerek geri gönderdi.”
‘Türk konsolos kitap getirdi’
Gizem Akhan, cezaevinde kaldığı süre içinde St. Petersburg Başkonsolosu Tanju Bilgin’in kendisiyle yakından ilgilendiğini söyledi: “Hem Murmansk hem de St. Petersburg’ta ziyaretime geldi. Aileme hep haber verdi. Başkonsolos sayesinde ekstra battaniye aldım, yasağa rağmen ailemle 4 kez telefonda görüştüm. Cezaevinde günlük tuttum. Rusça dışında kitap yasak olmasına rağmen Başkonsolos Tanju Bilgin sayesinde alabildiğim kendi kitabı ‘Romantik Sürgünler’ ve ‘Eko-Köyler’ kitaplarını 3 kez okudum.”
‘Davutoğlu beni evden aradı’
Gizem Akhan, Bakan Davutoğlu’nun kendisini evden aradığını söyledi: “Affı kabul etmek bizim için çok zor oldu. Aramızda tartıştık ve sürecin aylarca devam edeceğini göz önüne alarak ülkemize dönerek mücadele etme kararı aldık. Türkiye’ye dönünce Dışişleri Bakanı Davutoğlu evi aradı. Bana benimle sürekli ilgilendiklerini, anneme devamlı bilgi verdiklerini söyleyerek geçmiş olsun dedi.”