Avrupa basınında bugün
Avrupa basınında bugün; Kuzey İrlanda'da geçen ay öldürülen Robert McCartney'nin ailesinin başlattığı kampanya, ABD Başkanı George W. Bush'un Dünya Bankası Başkanlığı için Savunma Bakan Yardımcısı Paul Wolfowitz'i aday göstermesi, gelecek hafta Paris'te yapılacak İran-Avrupa Birliği Zirvesi, Avrupa Komisyonu'nun demografik değişimle başa çıkabilmek için reform arayışında olması konuları dikkat çekiyor
Kuzey İrlanda'da geçen ay öldürülen Robert McCartney'nin ailesinin, katillerin yargılanması amacıyla başlattığı kampanya İngiliz basınında öne çıkan konular arasında. Bu kampanya çerçevesinde Amerika Birleşik Devletleri'nde görüşmeler yapan McCartney ailesi, dün de Başkan W. Bush'la biraraya geldi. Daily Telegraph gazetesi yorum yazılarından birisini bu konuya ve Kuzey İrlanda sorununa ayırıyor. İrlanda Cumhuriyetçi Ordusu IRA tarafından öldürülen Robert McCartney'nin kardeşleri ve IRA'nın siyas3 kanadı olarak kabul edilen Sinn Fein Partisi lideri Gerry Adams'ın Washington'da çok farklı şekilde karşılandığını belirten gazete şunları yazıyor: "Saint Patrick Günü kutlamaları için Beyaz Saray'da düzenlenen resepsiyona Gerry Adams çağırılmazken, McCartney ailesi baş köşedeydi. Ailenin adalet arayışı Sinn Fein'in taktiklerini boşa çıkardı. Önce Gerry Adams, McCartney davasını öne çıkardığı parti kongresinde aileyi partiye çekmeye çalıştı. Ardından IRA, Robert McCartney'nin katillerini öldürme teklifinde bulundu. Aile bu öneriyi reddetti. Ardından Sinn Fein liderlerinden Martin McGuinness siyasete fazla karışmamaları için Robert McCartney'nin kız kardeşlerini uyardı. Bu tavırlarıyla McCartney ailesinin Washington'da üst düzey yetkililerden sıcak ilgi görmesi şaşırtıcı değil. Sinn Fein, Amerika'da en yalnız kaldığı günleri yaşarken, Kuzey İrlanda'da barış görüşmelerinin aksamasının sebebi, Tony Blair'in IRA'ya tolerans gösteren politikasıdır."
Daily Telegraph'ın günlük karikatüründe de IRA kuru bir ağaç olarak tasvir edilmiş. Ağacın tek dalında ise elinde bir testereyle oturan Gerry Adams var. Adams'ın kaygılı yüzünün ardında ise bindiği dalı kesip kesmeme kararsızlığı görülüyor.
DÜNYA BANKASI'NA YENİ BAŞKAN
Pek çok gazetenin yorum yazılarındaki ortak konu ise, Amerika Birleşik Devletleri Başkanı George W. Bush'un Dünya Bankası Başkanlığı için Savunma Bakan Yardımcısı Paul Wolfowitz'i aday göstermesi. Times gazetesi "Tartışmalı; ama akıllıca bir seçim" başlıklı yorumunda şunları yazıyor: "Dünya Bankası Başkanı sıfatı kulağa çok hoş geliyor. Ama bu sıfat genelde yanlış anlaşılıyor. Wolfowitz'in bu göreve atanması elbette tartışma yaratan bir karar. Ancak bu atamanın gerekçesi, Wolfowitz'in sahip olduğu özellikler. Birincisi, yeteneği öncelikle yatırım bankacısı olduğu dönemlerden geliyor. İkincisi, Wolfowitz, ekonomik gelişmede en büyük başarıların kazanıldığı bölge olan Asya konusunda derin tecrübeye sahip. Dünya Bankası, "alışıldığın ötesinde" düşünen bir başkana ihtiyaç duyuyor. O kişi de Wolfowitz."
Financial Times ise başyazısına "Dünya Bankası için kötü seçim" başlığını atmış. "Temeli olmayan Irak savaşının mimarını dünyanın gelişmesine katkı yapmak için kurulan bir kurumun başına getirmek, bir kümes dolusu tavuğu tilkiye emanet etmektir" diyen gazete, bu atamanın haklı gerekçelerinin de bulunduğunu ama bunların sorgulanmaya açık olduğunu ifade ediyor.
Independent, "Wolfowitz başarılı olabilir; ama bahisler aleyhine" başlığını attığı yazıda, bu atamadaki başlıca sorunu 'pek çok kişinin Wolfowitz'le kolay çalışamayacak olması' diye özetliyor. "Wolfowitz iyi bir yönetici olabilir, işine tutkuyla bağlı da olabilir. Ancak bunlar, Wolfowitz'in ideolojisinin önüne geçen özellikler değil. Şimdi 3 seçenek var. Birincisi Wolfowitz'in adaylığının reddedilmesi, ikincisi Wolfowitz'in kendinden öncekiler kadar kötü bir başkan olması. Son olarak da, görevinde tam başarıya ulaşması. Eğer Wolfowitz kendini Amerika dışındaki kesimlere de sevdirebilirse Dünya Bankası Başkanı olarak başarıya ulaşabilir. Ancak bu seçenek bizim para koyacağımız bir bahis değil."
İRAN-AB ZİRVESİ
Guardian gazetesi yazarı Simon Tisdall gelecek hafta Fransa'nın başkenti Paris'te yapılacak İran-AB Zirvesi'ni konu ediyor.
"İranlı diplomatlar nükleer çalışmalarının barışçı olduğunu savunsa da İngiltere, Fransa ve Almanya'dan oluşan Avrupa Birliği troykası ve Amerika Birleşik Devletleri bu sava inanmıyor" diyen Tisdall yazısını şöyle sürdürüyor: "Görüşmeler teknik konular üzerinde olacak. Ama asıl sorun karşılıklı güvensizlik. Eğer bunda bir ilerleme sağlanamazsa, Paris görüşmeleri İran ve Avrupa Birliği'nin yollarının ayrıldığı nokta olacaktır. Bir İranlı yetkili, "Amerika İran'da rejim değiştirmek için bahane arıyor" diye değerlendiriyor durumu ve ekliyor, "nükleer sorunlar çözülse bile Amerika başka bir şart öne sürecektir, onun ardından da başka bir şart."
Kuzey Kore'de yaptığı hataları tekrarlamak istemeyen Amerika, bir nükleer silaha sahip olmadan önce İran'ı durdurmak istiyor. Avrupa Birliği ise arada kalmış durumda. Endişeliler. Ama asıl istedikleri, İran konusunda Amerika Birleşik Devletleri'yle, Irak savaşı öncesinde olduğu gibi bir gerginliğe girmemek. Yetkililer Amerika Birleşik Devletleri'nin İran'a saldırmak için zemin hazırladığını savunuyor ve 'Avrupa buna izin vermeyecektir' diyorlar. Bu yanlış bir hesap olabilir."
Financial Times gazetesinde "Avrupa Birliği, nüfus düşüşüne önlem arıyor" başlıklı yazıda, nüfusun düşmesi ve çalışan nüfusunun yaşlanmasından endişe duyan Avrupa Komisyonu'nun demografik değişimle başa çıkabilmek için reform arayışında olduğu aktarılıyor: "2030 yılına kadar, birlik içinde 40 milyon kişi, emeklilik yaşını aşmış olacak. Bu sayı İspanya'nın nüfusuna eşit. Nüfus değişimlerini kontrol altına almak, ülkelerin ekonomik büyümeleri açısından büyük öneme sahip. Komisyonun istihdamdan sorumlu yetkilisi Vladimir Spidla, Avrupa Birliği nüfusunun 2025'e kadar artarak 470 milyona ulaşacağını ve bunun ardından düşüşe geçeceğini belirtiyor. Ancak çalışma yaşındaki kişilerin sayısı 2005-2030 yılları arasında 21 milyon azalacak. Avrupa'nın doğum oranı yüzde 1.5; yani ölüm oranının altında. 25 üyeli Avrupa Birliği'nin sadece 2 ülkesinde nüfus artıyor. Bu ülkeler Malta ve Kıbrıs. Komisyon, Eylül ayından itibaren, alınacak önlemler konusunda çalışmaya başlayacak."