‘At değiştirmeden’ yola devam mesajı
Cumhurbaşkanı Erdoğan “Dere geçerken at değiştirilmez” sözü hatırlatılarak “O dönem kapandı mı” sorusu üzerine, MİT Müsteşarı Fidan ve Genelkurmay Başkanı Akar’ın görevlerine devam edeceği mesajını verdi
Çin’deki G20 zirvesinden dönen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, uçakta gazetecilerle sohbetinde hem ülkede yaşanan gelişmeler hem de dış politika konularında değerlendirmelerde bulundu.
Kılıçdaroğlu’na eleştiri
Erdoğan, FETÖ’yle mücadelede OHAL ve Kanun Hükmünde Kararnameler ile ilgili eleştirilere, yanıt verirken, “Son zamanlarda, bazılarının yine o eski günlere dönme hasreti içerisinde olduklarını görmek bizleri üzüyor. ‘KHK’lara karşıyım’ vb. yaklaşımların doğru olmadığını düşünüyoruz. Şu andaki OHAL’in geçmiştekilerle hiçbir ilgisi yok” dedi. Erdoğan, “Tabii 15 Temmuz’da ülkemizde cereyan eden bu vakanın yarın nerelerde cereyan edeceği bilinmez. Buralarda, nasıl 40 yılda Silahlı Kuvvetler, polis teşkilatımız, yargı ve bakanlıkları ele geçirme fırsatını buldularsa, ayrı şeyi başka yerlerde de deneyebilirler. Bu bir vakıa” diye konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın FETÖ ile ilgili sorulara verdiği yanıtlar ise şöyle:
‘İnsan kolay yetişmiyor’
- 15 Temmuz sonrasında “Dere geçerken at değiştirilmez” demiştiniz. Genelkurmay Başkanı ve MİT Müsteşarı ile ilgili güvensizlik gibi de algılandı. O dönem kapandı mı?
“MİT olsun, Genelkurmay olsun, devlet yönetiminde insan kolay yetişmiyor. Hele hele öyle makamlar var ki bu makamlar sır makamlarıdır. Buralara adam yetiştirmede ciddi sıkıntılar çekersiniz. Maalesef bazı çevreler gerek asker gerekse MİT noktasında sürekli bu tür meseleleri kaşıyorlar. Ülkemiz hassas bir dönemden geçerken, böyle yapılması doğru bir şey değil. Bu konuda daha sağlam durmamız yazım. Süreci bu şekilde devam ettirmemizin gereğine inanıyorum.
‘At izi it izine karıştı’
- FETÖ ile mücadele çerçevesinde ihraç edilenleri kriptoların seçtiği, asıl kriptoların ise halen görevde durduğu, yanlış insanların gönderildiği söyleniyor...
“Bunu söyleyenler kendilerine göre doğru da söyleyebilirler. Ama şu var ki at izi, it izine karışmış vaziyette. ‘Ben bir şey atayım da nasılsa tutar’ diyenler var. Bazıları böyle yapıyor. Özellikle yazılı ve görsel medya dünyasında bu çok var. Bazen fırsat bulduğumda tv’leri izliyorum. Öyle yorumlar yapıyorlar ki suçladıkları o insanın bu işle hiç alakası yok. Ama o insana o yaftayı yapıştırıyor. Bu tür yanlışlıklardan uzak durmak lazım.
Fidan’ın ameliyat uyarısı
- İzmir’de yürüyen FETÖ soruşturması var. FETÖ’ye finansman sağladıkları iddiasıyla tutuklanan işadamları ile ilgili Savcı Zafer Dur iddianame hazırladı. O iddianamede bir iddia var. Sizin Başbakanlığınız döneminde ameliyata gireceğiniz zaman MİT Müsteşarı Hakan Fidan, o hastanenin cemaate ait olduğunu öğreniyor ve size bilgi veriyor, orada ameliyat olmanızı önlüyor. Doğru mudur bu?
“Az önce söyledim ya, bu da koskaca bir yalan işte. Hiç alakası yok. Ben zaten, ‘Devlet hastanesinde ameliyat olurum’ demiştim. Nitekim o ameliyatımı da Pendik Devlet Hastanesi’nde oldum. Bahsettiğiniz iddianameyi duymadım.”
‘Ala dava arkadaşımız’
- Efkan Ala’nın istifası kabine değişikliğinin ilk adımı mı?
“Efkan Bey benim müsteşarımdı. Milletvekili olmadan bakan yaptığım bir arkadaş. Kabiliyetleri olan bir arkadaşımız. Son hassas dönemdeki gelişmeler sebebi ile Sayın Başbakan’la bir değerlendirme yaptık. Böyle bir şeyin olmasının uygun olacağını söylediği için ‘Madem böyle düşünüyorsunuz, hayırlı olsun’ dedik. Ama Efkan Bey, bizim yol arkadaşımız, dava arkadaşımız. Bundan sonra da kendisinden aynen istifade etmeye devam edeceğiz.”
Türkiye içinde ‘güvenli bölge’
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hatay’dan doğuya doğru uzanan bölgede mültecilerin yerleşimi için güvenli bölge oluşturulabileceğini söyledi. AB yetkilileriyle Çin’de görüştüğünü ve verecekleri 3 milyar Avro’nun bu konuda mesafe kat edilmesini sağlayacağını anlattığını aktaran Cumhurbaşkanı, Suriye’de IŞİD’den alınan yerlerde mülteciler için bir kamp mı oluşturulacağı sorusu üzerine, “Benim kast ettiğim kamp değil. Ben, güvenli bölgenin oluşturulması halinde, alt yapısı da dahil olmak üzere orada mültecilerin pekala yerleşebilecekleri konutlar yapabileceğimizi söylüyorum. Benzer yerleşimlerin, güneyimizde de söz konusu olabileceğini söylüyorum” dedi. Erdoğan, “Türkiye sınırları içinde, değil mi?” sorusu üzerine de şunları söyledi: “Evet, bizim sınırlarımız içerisinde de böyle bir şey düşünülebilir. Mültecilerin içinde çok vasıflı insanlar var. Gerekirse bu tür insanlar için Konut Edindirme Vakfı gibi veya Kimsesizleri Konut Edindirme Vakfı gibi bir vakıf kurulabilir. Dairesinin, evinin bedelini ödeyen, tapusunu alabilir. Bizim tarafta zaten TOKİ’nin satılmamış evleri var. İmkan dahilinde, belki onlardan da yararlanılabilir.”
Gülen’in gözaltında tutulması gerekir
- Terörist başının (Gülen’in) iadesi konusunda Obama ile yaptığınız son görüşme sonrasında yeni bir gelişme bekliyor musunuz?
“Biden’la, Sayın Obama’yla ayrıntılı konuştuk. Dedim ki, ‘Bu adam kendisine verilen o 400 dönüm arazideki kaşanesinde hala görüşmelerini yapıyor, röportajlar veriyor....’ Bizim ülkelerimiz arasında suçluların iadesi anlaşması var. Anlaşmanın 10. maddesi, mahkeme kararını verene kadar FETÖ’nün (ABD’de) gözaltında tutulması gerektiğine işaret ediyor. ABD, bu madde karşısında, ‘Mahkeme kararını verene kadar dışarıda kalması gerekiyor’ gibi davranıyor. Öyle bir şey yok. Bize ikide bir söylenen şey nedir? ‘Türkiye’de anti Amerikancılık’ meselesi. Bu kendiliğinden olmuyor. Vatandaşlarımız, ‘Bizim dostumuz olan ABD bize bunu nasıl yapar? Nasıl onu kendi toprakları içerisinde barındırır? Barındırdığına göre demek ki bize dost değil’ diyor. Anlattım bunu Obama’ya.”
Gümrük Birliği güncellenecek
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AB’yle vize muafiyetinin sarksa bile bu yıl içinde bitebileceğini söyledi. “Merkel ile Gümrük Birliği’yle alakalı konuyu da konuştuk” diyen Erdoğan şu bilgileri verdi: “Bizim 1996’dan itibaren AB ile Gümrük Birliğimiz var. Hiçbir ülke AB’ye girmeden, Gümrük Birliği’ni kazanamamıştır. Ama Tansu hanımın Başbakanlığı döneminde bize Gümrük Birliği’ni verdiler. Gümrüklerden muafiyet kazandık. Kimisi bunun için iyi olmadı derdi, kimisi iyi oldu dedi. Bana göre o, bir kazanımdır, olumsuz değildir. Ancak onun bir süresi vardı, o doldu. Şimdi Gümrük Birliği güncellenecek, böylece yeni bir süreç başlamış olacak.”
ABD’yle Rakka operasyonu mu?
“DAİŞ’in tabii en önemli merkezi de Rakka. Obama, özellikle Rakka konusunda beraber bir şeyler yapmak istiyor. Biz de bu noktada bizim açımızdan bir sıkıntı olmayacağını belirttik. ‘Askerlerimiz bir araya gelsinler, görüşsünler, ne gerekiyorsa bu yapılır’ dedik. Neler yapılabileceği, görüşmeler neticesinde netleşecek. Ancak, biz artık bölgede var olduğumuzu göstermek durumundayız. Buradan bizim geri adım atma şansımız yok. Eğer geri adım atarsak, oralara işte DAİŞ gibi, PKK gibi, PYD gibi, YPG gibi terör örgütleri yerleşir. Benzer riskler Irak için de söz konusu, onu da söyleyeyim.”
HARİTA ÜZERİNDEN OPERASYONU ANLATTI
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Suriye’de bir güvenli bölgeyi kendi imkanlarımızla oluşturduk gibi bir durum mu söz konusu?” sorusu üzerine, haritadan işaret ederek şu bilgileri verdi: “Şu gördüğümüz tabloda yeşil olan yerler hemen hemen tamamına yakını ne yazık ki DAİŞ, PYD ve YPG’nin elindeydi. Aslında biz Menbiç konusunda da daha önce Obama’ya bir teklifte bulunmuştuk. Görüşmemizde, ‘Menbiç kesinlikle Araplarındır, oraya PYD, YPG falan gelmeyecek’ demişti. Nitekim Menbiç’te yaşayan Arapların oranı yüzde 90-95. Ama buna rağmen, oradan PYD’lileri yukarıya çıkarmak istediler. Biz ise kendisine tam aksine tersten gidip yukarıdan inmeyi teklif etmiştik. ‘Bu 2-3 ay sürer’ diyerek teklifimize yanaşmamışlardı... Bu arada El Rai’de yine askerimizin lojistik desteğiyle mesafe alınınca, ılımlı muhalifler oradan doğuya doğru ilerlemeye başladılar. Bu çerçevede bir gelişme daha yaşandı. Fırat’la bir köprü vardı. Hayati önemi olan, stratejik bir konumu olan köprü de bu süreçte alınmış oldu. Köprü alınınca iş çok daha rahat hale geldi. Çünkü, doğu ile olan ilişki de böylece kurulabilir duruma geldi. Şu anda Menbiç’le yukarıda tasarruf altında olan yer arasında, ki fazla değil, 11 kilometre, ondan sonra Menbiç’le El Bab arasına baktığımız zaman orası da yaklaşık 36 kilometre filan. Şu anda, orada temkinli bir şekilde bölgeyi kontrol altına almış vaziyetteler.”
‘Diz çöktürdü’ yorumuna tepki
- Alman basınında, ‘Erdoğan, Merkel’e diz çöktürdü’ diye başlıklar atıldı. Avrupa basınında, Türkiye’nin mültecileri kullanarak Avrupa’ya şantaj yaptığını ileri sürenler de var.
“Bizim mülteciler için neler yaptığımız ortada. Onları niye kullanalım ki? Öyle bir tavrımız olsa, 60 bin mülteciyi Edirne’den geri çevirmezdik. Dolayısıyla bu konuda asla bir şantaj da söz konusu değil. Alman basınına atfen aktardığınız o ifadeyi de yakışıksız buluyorum. Ne benim diz çöktürmeye ihtiyacım var, ne de Merkel’in diz çökmeye. Kendi Şansölyeleri hakkında o denli yakışıksız ifadeler kullananlar, aslında kendi kendi seviyesizliklerini gösteriyorlar.”