Ankara'da panik! Kentin yarısı aranacak!
.
Emniyet, yönetmelikte yer almayan ‘asayiş’ gerekçesiyle başvurdu, Ankara 10. Sulh Ceza Mahkemesi, başkentin tüm merkez ilçelerinde yaşayan yaklaşık 3 milyon kişiyi kapsayan bir arama kararı verdi. Karar, bu ilçelerden geçecek yaya ve araçları da kapsıyor.
ANKARA 10. Sulh Ceza Mahkemesi, Ankara Emniyet Müdürlüğü’nün talebi doğrultusunda, Çankaya, Altındağ, Keçiören, Mamak, Yenimahalle ve Pursaklar’da, 15 gün süreyle, kişilerin; üst, araç, eşya ve özel kağıtlarının, ayrı bir mahkeme kararı olmaksızın polis tarafından aranabilmesine karar verdi.
Ankara Emniyeti, 12 Şubat 2014’te “asayişin sağlanabilmesi için” Ankara’nın merkez ilçelerinde 13 Şubat ila 27 Şubat arasında 15 gün süreyle kişilerin üstleri, araçları, özel kağıtları ve eşyalarının “önleme” amacıyla arama yapmak için gerekli iznin verilmesini talep etti. Talep yazısı Ankara Vali Yardımcısı Fahri Aykırı tarafından imzalanarak, mahkemeye gönderildi. Mahkeme, Adli ve Önleme Arama Yönetmeliği’nin 19 ve 20. maddelerini işarete derek, talebi aynı gün talebi kabul etti.
Yönetmelikte ‘asayiş’ yok!
Mahkemenin kararının dayanağını oluşturan Adli ve Önleme Aramaları Yönetmeliği, 1 Haziran 2005’de yürürlüğe girdi. Yönetmeliğin 19. maddesine göre “önleme” araması şu 8 gerekçeyle yapılabiliyor: “Millî güvenlik, kamu düzeni, genel sağlık, genel ahlâkın korunması, başkalarının hak ve hürriyetlerinin korunması, suç işlenmesinin önlenmesi, taşınması veya bulundurulması yasak olan her türlü silâh, patlayıcı madde veya eşyanın tespiti.” Arama, hâkim kararı ile yapılabiliyor, ancak gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde mülkî âmirin yazılı emriyle de kişilerin üstlerinde, aracında, özel kâğıtlarında ve eşyasında “önleme” araması yapılabiliyor. Yönetmelikte, Emniyet’in talebinde yer aldığı şekliyle “asayiş” başlığı altında herhangi bir nedenle arama yapılabileceğine ilişkin hüküm yer almıyor.
Belirli yerlerde yapılmalı
Yönetmeliğe göre, bir suçun soruşturulması ile ilgili olarak yapılan “adli aramadan” farklı olarak “konutta, yerleşim yerinde ve kamuya açık olmayan özel işyerlerinde” önleme araması yapılamıyor. Yönetmeliğe göre, önleme aramasının yapılabilmesi için öncelikle bu aramanın gerekçesini oluşturabilecek 8 durumdan birinin ortaya çıkması veya bu yönde bir tehlikenin oluştuğunu gösteren tespitin kolluk tarafından yapılması gerekiyor.
‘Özel hayatın gizliliğini ihlal’
Yakındoğu Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Durmuş Tezcan, genel nitelikte bir önleme araması kararı verilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek, şu değerlendirmeyi yaptı: “Böyle genel, herkesi kapsayan, uzun süreli önleme araması kararlarının verilmemesi gerekir. Bunun yönetmelikteki şartları bellidir. Özel hayata açık seçik bir müdahaledir. Ortada inandırıcı bir gerekçe yoksa, uzun süreli bir arama kararı verilemez. Hangi amaç için verildiği, zamanı, tehlikenin somut olarak ne olduğunun belirtilmesi gerekir. Önleme araması genel nitelikte verilemez. Belli konularda yapılabilir. Asliye ceza mahkemesine yapılacak itirazdan sonuç alınmazsa, kanun yararına bozulması için Yargıtay’a başvurması talebiyle Adalet Bakanlığı’na başvurulabilir. Ancak Bakanlık da bu yola gitmez veya Yargıtay da onarsa, o zaman Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru gerekir.”