Almanlar hep patrondu İlk kez eşit şartlarda kapışacağız
.
Türkiye’den göç edenler, şimdi kendilerine iş, aş ve çocuklarına iyi bir gelecek sunan Almanya’ya rakipler. Herkes Çarşamba’yı bekliyor. Anavatanları o gün ikinci vatanlarıyla karşılaşacak. 650 bini Alman vatandaşlığını seçmiş 3 milyona yakın Türk, Basel’deki maça hazırlanıyor
Ay yıldızlı bayrakları başka bir ülkede hiç bu kadar yoğun, bu kadar arzulu, bu kadar coşkulu göremezsiniz. Gergin dönemlerde, “Milli duruşun”, endişeli günlerde ’tepkinin ’sembolü olan bayrağımız Almanya’da sanki ’en alttakiler’in birinci lige yükselişini kutsuyor. 1960’lı yılların başında tek tek sağlık kontrolünden geçirildikten sonra trenlerle Almanya’ya yolladığımız yurttaşlarımız yarım asrın en keyifli günlerini yaşıyor. Buralarda karınlarını doyururken, itiş kakışa maruz kalan, kabuğuna çekilen, fabrika-ev arasında sıkışıp kalan ve mahalle bakkalını, kasabını çevresine serpiştirip yeni gettolar oluşturan insanımız bugünlerde bir başka duygu yaşıyor. Çarşamba günü oynayacağımız ve kazanırsak bizi Avrupa’nın zirvesine taşıyacak kader maçı... Yanlarında 337 bin kişiyi çalıştıran Türk patronların başarısı bile onları bu kadar gururlandırmamıştı.
Bayraklar asılıyor arabalar süsleniyor
ÇarŞamba günü Almanya ile oynanacak yarı final maçı öncesi Köln’deyiz. 800 bin nüfuslu kentte 70 bine yakın Türk yaşıyor. Geniş, huzurlu yollarında araçlar kırmızıya bezenmiş. Apartman daireleri ve dükkanlardan sanki ay yıldızlı havai fişekler patlıyor. Avrupa Şampiyonası’nda millilerin attığı her gol burada çıtayı bir kademe daha yükseltmiş. Türkiye’den göç edenler, şimdi kendilerine iş, aş ve çocuklarına iyi bir gelecek sunan Almanya’ya rakipler. Herkes çarşambayı bekliyor. Asıl vatanları o gün ikinci vatanla karşılaşacak. 650 bini Alman vatandaşlığını seçmiş 3 milyon Türk maça hazırlanıyor. Planlar yapılıyor, randevular veriliyor, bayraklar ütüleniyor...
Türkiye kazanırsa Alman bayrağı gidecek
AracImIz Solingen’e girdiğinde yüreğimiz burkuluyor. Burası Türkiye’de de çok bilinen bir şehir. Irkçılığın çirkin yüzünü gösterdiği bir mekan. 15 yıl önce Untere Weiner sokağındaki dört katlı ev Neo-Nazi’lerce ateşe verildiğinde Türkiye’nin de yüreği yanmıştı. Genç ailesinin beş ferdini ırkçılığın alevleri yuttuğunda hepimiz ağlamıştık. Evden sağ çıkan Kamil Genç konuyu maça getiriyor: O günlerden eser yok. Şimdi herkes dikkatli. Zaten bu bir spor olayı, inşallah biz kazanırız.” O sırada bir akrabası, Alman bayrağı dalgalanan bir araçla yanımıza geliyor. Almanlar Portekiz’i yenince bu bayrağı astığını söyleyip hemen ekliyor: “Salı gününe kadar Alman bayrakları duracak, o gün çıkarıp yerine Türk bayrağı takacağım. Biz iki ülke de yenince sevinen insanlarız.”
Alman halkı sakin ve anlayışlı
Almanlar’In cephesine gelince... Söylenecek ilk söz hoşgörülü oldukları... Kazandığımız üç maçtan sonra sabahlara kadar süren kornalı, davullu, zurnalı eğlenceleri ’makul’ karşılıyorlar. Solingen merkezindeki bir barda öğlen birasını yudumlayan Fischer Wilfried çoğunluğun görüşünü sözlere döküyor: “Evime iki bayrak astım Türk ve Alman bayrakları yan yana çünkü dostlarımın çoğu Türk. Çılgınca eğlenmeleri hoşuma gidiyor. Ama Çarşamba günü taraflardan biri kazanacak. Onun da Almanya olmasını istiyorum.”
Galibiyet getiren duaları da ezberledik
Kuran kursundan çıkan küçük kızlar gözümüze ilişiyor. Hepsi de maçın farkında. “1-0, 2-1” diye skor tahmini yapıyorlar. Nevşehiri Melisa Keskin daha iddialı, “Okuldaki çocuklar 5-0 alacağımızı söylüyor bence de öyle olacak” diye şaşırtan bir tahmide bulunuyor. Konyalı Esra Kırboğa, Gümüşhaneli Feyza Naz’ın yorumları ilginç: “Duaları da öğrendik maçtan önce kazanmak için bunları okuyacağız.”
“Keşke maç sonrası havaya BİR İKİ EL sıkabilsem”
Merkez Camii’nde karşılaştığımız 74’lük Ali Diken Dede: “Maç sonrası keşke iki el sıkabilsem, ama burası Almanya kendimi tutuyorum. Düğünde, dernekte, maçta korna çalmayı Almanlar’a biz ögrettik. İmkan olsaydı kimseyi vurmadan havaya ateş etmeyi de öğretirdik” deyince gruptaki herkes gülüyor. Ak sakallı, tesbihli Ali Dede söze devam ediyor: “Valla herkes dua ettiğimiz için kazandığımızı söylüyor. Memleketteki binlerce camide hocalar bizim takım için dualar okumuş. Çocuklar da koşunca her takımı tek tek devirdik.”
Bild’in ‘Döner Fırtınası’ lafı biraz fazla kaçmış
GenİŞ bir caddenin kaldırımında sohbet eden Alman gruba Bild’in manşetindeki “Bu Çarşamba döner fırtınası kopacak, Türkler ağlayacak” manşetini gösteriyoruz. Hepsinin de tepkisi ortak, “Bu çok fazla olmuş, abartmışlar. Gerginlik yaratan, küçümseyen yayınlar yapmamak lazım.” Gerginlik istemeyen Türkler de çok dikkatli davranıyor. Çünkü onlar bu keyfin bitmemesi için çırpınıyor. Genlerinden gelen ’aşırı tepki verme’ refleksini bile kontrol altına almak için çaba gösteriyorlar.