Aleviler'e hakaret istifa getirdi
Yunus Emre Enstitüsü Başkanı Develi'nin Alevilere yönelik 'Kötü ayin yapan Kızılbaşlar...' sözü istifa getirdi. Prof. Dr. Onur Bilge Kula enstitüden istifa etti. Kula, "İnsanlığım adına utanç duydum. O başkanla adımı yan yana yazdırmam" dedi.
İstanbul Üniversitesi Öğretim üyesi ve Yunus Emre Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Hayati Develi’nin Açıköğretim Fakültesi Türk Dili Edebiyatı Bölümü öğrencilerine okutulan “Osmanlı Türkçesi Klavuzu 2” adlı ders kitabında geçen ve Alevi yurttaşları küçük düşürücü “Kötü ayin yapan Kızılbaşlar. Allah onları kıyamete kadar aşağılık ve adi etsin” sözleri istifa getirdi.
Cumhuriyet'in haberine göre, enstitüde “danışman” olarak görev yapan, eski Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Genel Müdürü Prof. Dr. Onur Bilge Kula, görevinden istifa etti. Kula, “Böyle bir anlayışı temsil eden birinin başkan olduğu kurumda adımın danışman olarak geçmesini asla kabul edemem. Bu sözlerden insanlığım adına utanç ve üzüntü duyuyorum. Alevi yurttaşlarımıza söylenen bu aşağılayıcı sözleri kim kabul edebilir?” dedi.
Prof. Dr. Onur Bilge Kula, istifa dilekçesini Yunus Emre Enstitüsü Başkanlığı’na bildirdiğini belirterek, istifasına ilişkin Cumhuriyet’e açıklamada bulundu. Kula, enstitü başkanı Hayati Develi tarafından hazırlanan kitabın on binlerce genç insana okutulduğunu ve bunun asla kabul edilemeyeceğini belirterek, şunları söyledi: “Bu kitapta Develi, ‘Kötü ayin yapan Kızılbaşlar. Allah onları kıyamete kadar aşağılık ve adi etsin’ ve ‘din zamanlarında namaz kılınmıyordu’ anlamına gelen ‘Kızılbaş-ı bed-ayin-hazemü’llahu ila-yevmid-din zamanında namaz kılmayın’ diyor. Bu sözler affedilecek sözler değildir. Yunus Emre gibi insanlık değerlerini, barışı, sevgiyi öne çıkaran önemli bir Türk düşünürünün ve şairinin adını taşıyan enstitünün başında bulunan kişi böyle sözler edebilir mi? Böyle bir anlayışı temsil eden bir başkanın bulunduğu kurumda adımın danışman olarak geçmesini asla kabul edemem.” Dönemin Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın ısrarı üzerine enstitünün kuruluş aşamasında yönetim kurulu üyeliği yaptığını da dile getiren Kula, “Danışman olarak görev yapmaktaydım ancak daha fazla görevde kalıp, bu açıklamaları tasvip etmek mümkün değil” dedi.
BÖYLE BİRİNİN ATANMASI ÇOK VAHİM
Kula, kitabın yeni bir kitap olmadığını, 2002 yılında yayımlandığının da altını çizerek, şunları kaydetti: “Ben, Sayın Develi’nin böyle bir kitabı kaleme aldığını bilmiyordum, bilmek zorunda da değilim ancak bu kişiyi göreve getirenlerin bilmesi gerekirdi. Eğer Sayın Develi bilerek bu enstitünün başına getirilmişse çok vahim, endişe verici bir durum. Bu sözleri okuduktan sonra da ben adımın orada kalmasına tahammül edemem. Ben, yaşamım boyunca insanlık değerlerine hep saygı duydum, insanlık değerleri için savaş verdim. İnsanlığım adına bu sözlerden utanç ve üzüntü duyuyorum. Toplumun çok önemli bir bölümünü bu denli yaralayıcı, ayrımcı ifadelerle aşağılamaya kimin hakkı olabilir? İnsanlık değerlerine saygılı olan, insanlığa saygılı olan insanların asla ağzına alamayacağı sözlerdir bunlar. insanlığa saygılı olan insanların asla ağzına alamayacağı sözler.” Prof. Dr. Kula, Yunus Emre Enstitüsü Başkanlığı’na sunduğu istifa dilekçesinde de şu ifadelere yer verdi: “Alevi yurttaşlarımızı aşağılayan, dışlayan bu ayrımcı anlatımın, toplumumuzun hiçbir kesimi tarafından olumlu karşılanmayacağı açıktır. Ayrıca ayrımcı bir dünya ve insan anlayışını yansıtan bu anlatım, Türkiye ’nin birlik ve bütünlüğü bakımından da hiçbir biçimde kabul edilemez. Yunus Emre’nin eserlerinin özü, barış ve insana saygıdır. Anadolu Türk kültürünün ve düşünce birikiminin tüm renklerini ve başta barış, insan sevgisi, çoğulculuk ve tolerans olmak üzere, tüm değerlerini dünyaya tanıtmakla görevli olan Yunus Emre Enstitüsü’nün başkanının bu ilkeleri yok saymasını, Türkiye adına talihsizlik olarak değerlendiriyor, danışmanlık görevinden istifa ediyorum.”