Alanyasporlu Sural'ın öldüğü kazada sürücü hakkında karar çıktı
Alanyaspor'un Çek futbolcusu Josef Sural'ın trafik kazasında hayatını kaybetmesine neden olan sürücü Esat Altıntaş'ın yargılanmasına başlandı. Mahkeme heyeti sürücünün tutuksuz yargılanmasına karar verdi
Alanyaspor'un Çek futbolcusu Josef Sural'ın 29 Nisan gecesi deplasman dönüşü takım arkadaşlarıyla bindikleri VIP minibüsle geçirdikleri trafik kazasında hayatını kaybetmesinin ardından gözaltına alındıktan sonra adliyeye sevk edilen minibüs sürücüsü Esat Altıntaş, sulh ceza hakimliğince 'taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma' suçundan tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Alanya 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen ilk duruşmaya tutuklu sürücü Esat Altıntaş ve Isaac Sackey, Djalma Campos müşteki olarak katıldı.
Ayrıca duruşmada kazada araç içerisinde bulunan şoförün arkadaşı Şükrü Yenihan, futbolcular Papiss Demba Cisse, Steven Rol Caulker, Wanderson De Souza Carnerio (Baiano), Welinton Souza Silva tanık olarak dinlenirken, çevirmen olarak ise Alanyaspor Tercümanı Baran Boçnak katıldı. Tarafların avukatları da hazır bulundu.
“Orada ölen futbolcuyu gördüm. O an yaşıyordu”
Sanık Altıntaş savunmasında, “28 Nisan 2018 Cumartesi günü saat 19.00 sıralarında çalıştığım şirket sahibi beni arayarak, Alanyaspor uçağının rötar yapacağını, Kayseri’den bazı futbolcuların alınarak Alanya’ya getirmem gerektiğini söyledi. Ben de Kayserili arkadaşım Şükrü Yenihan’ı arayarak Kayseri’yi pek bilmediğimi belirterek, bana yolculuk sırasında yardım etmesini istedim. Biz 00.00’da arkadaşım ile yola çıktık ve sabah 08.00’da Kayseri’ye geldik. Biz Kayseri’ye girdikten sonra yaklaşık saat 14.30’a kadar dinlendik. Sonra bir ara gezdik. Saat 17.00’da stada gitmek için yola çıktık. Maçın ikinci yarısını izledik. Saat 18.30’da futbolcular arabamıza bindi. Ben fazla İngilizce bilmediğimden futbolculara el işaretiyle emniyet kemeri takmaları yönünde uyardım. Bir süre yol aldıktan sonra futbolcular yemek için mola istediler. Niğde’de yemek için durduk. Burada yemek yedik ve alışveriş yapıldı. Ardından yola çıktık ve Seydişehir’de aracı ben aldım. Futbolcular bana gece 01.00’da toplantı olduğunu söyleyerek hızlı gitmemi istedi ama ben yavaş kullandım. Alanya girişinde birden kontrolü kaybettim. Araç yolun sağındaki su arkına kaydı. Ark geniş olduğu için çıkamadım. Minibüs arka girince birden hızlandı ve çıkamayınca karşıdaki büze vurarak durdum. Kazanın ardından ilk olarak yanımda olan Şükrü’ye bir şeyi olup olmadığını sordum, iyiydi. Ardından futbolculara baktık ve 1 kişinin eksik olduğunu görünce olay yerine koştum. Orada ölen futbolcuyu gördüm. O an yaşıyordu. Kandan boğulmasın diye kafasını sola yatırdım ve 112’yi arayarak polis ve ambulans talep ettim. Bu süreçte ben olay yerinden hiç ayrılmadım” dedi.
“Nasıl oldu anlamadım”
Mahkeme heyetinin sanık Altıntaş’a bu sürede rahatsızlığı olup olmadığını ve uykusuzluk durumunu sorması üzerine, “Hasta değildim, uykumu almıştım. Aracı yavaş kullandım. Nasıl oldu anlamadım, her şey birden oldu. Araç bir anda elimden kaydı, su arkından çıkaramadım. Polis tutanaklarında uyku ve uykusuzluğum ile alkolsüz olduğum bellidir” cevabını verdi.
“Böyle bir olay olduğu için üzgünüm”
Mahkeme heyetinin son sözünü sorduğu Altıntaş, “Böyle bir olay olduğu için üzgünüm. Kaza anında bir yere gitmedim ve gerekeni yaptım. Bana hızlı git diyen Steve Caulker’dı. Toplantı olacağını ise telefonda isminin Burak olduğunu belirten bir kişi, kulüpte toplantı olacağını, biraz hızlı kullanmam gerektiğini söyledi. Hızlı gitmedim. Hızlı gitsem saat 01.00 ile 01.30 sıralarında Alanya’da olmam gerekirdi fakat ben 02.00’da girdim” savunmasını yaptı.
Sackey:“Ben böyle bir toplantı konusunu bilmiyorum”
Futbolcu Sackey ise, “Daha önceki ifademe ekleyeceğim bir şey yok. Oturduğum şekil itibariyle ön tarafı göremiyordum. Sırtım dönük olduğu için çok şey göremedim” dedi.
Heyet tarafından toplantı konusunun sorulması üzerine ise, “Ben böyle bir toplantı konusunu bilmiyorum, duymadım, konuşmalara da şahit olmadım” diye konuştu. Mahkeme heyeti şikayetçi olup olmadığını sorması üzerine Sackey, kolunda küçük bir kırık olduğunu ve şikayetçi olmadığını söyledi.
Campos: “Şoförden şikayetçi değilim”
Ardından çağrılan Djalma Campos ise ilk ifadesinin geçerli olduğunu belirterek şöyle konuştu: “Bir arkadaşımızı kaybettik. Her şeyi bilmek hakkımız diye düşünüyorum. Kazada ise sadece birkaç saniye önce bir gümbürtü duydum. Başka bir şey görmedim. Saat 01.00’da toplantı olacağına dair ben bir şey duymadım, bilmiyorum. Şoförden şikayetçi değilim” dedi.
Cisse: “Benim hatırladığım tek şey Sural’ın yüzü”
Mahkemeye tanık olarak katılan Papiss Demba Cisse ise olay anını şöyle anlattı:
“Daha önce dediğim gibi her şey çok hızlı gelişti. Kaza kulübe kısa bir mesafe kala oldu. Hiçbir şey hatırlamıyorum. Oturduğum yerden şoförün yüzünü görmüyordum. Arkada oturarak telefonda oyun oynuyordum. Şoförün uyuyup uyumadığını bilmiyordum. Benim hatırladığım tek şey Sural’ın yüzü."
Mahkemenin, ‘Kazadan sonra şoför yaralılara yardım etti mi' sorusuna Cisse, “Kaza anında biz ilk olarak birine çarptığımızı düşündük. Minibüsten inip geriye doğru gittiğimizde yerde yatan biri vardı. Ben ‘Ah birine çarpmışız’ dedim. Şoförün ise Sural’a yardım ettiğini görmedim. Toplantı hakkında bir bilgim yok” cevabını verdi.
Caulker: "Yolculuk esnasında şoförün arkadaşı uyuyordu"
Tanık Steven Caulker ise “İlk ifadem geçerli. Şoförün uyuduğuna veya daldığına dair herhangi bir şey görmedim. Yolculuk esnasında şoförün arkadaşı uyuyordu. Sırtım dönüktü. Benim özel bir toplantım vardı. Ben de telefon aracılığı ile Türkçe öğretmenim Burak Köse’ye bunu şoföre Türkçe olarak söylemesini istedim. Toplantıya yetişmek için acele etmesi gerektiğini söylettim” dedi.
Mahkeme heyetinin şoförün yaralı Sural’a yardım edip etmediğini sorması üzerine Caulker, “O anın fotoğrafını hatırlamıyorum. Birden olay yeri kalabalıklaştı. Direkt onun yüzünü gördüğümü söyleyemem” diye konuştu.
Baiano: “Uyuduğunu görmedim”
Tanık olarak dinlenen Wanderson De Souza Carnerio (Baiano) da “Ben şoförün yanında oturuyordum ancak yola bakmıyordum. Bir ara telefonum yere düştü. Eğilip aldım, kafamı kaldırdığımda araç saatte 60-80 kilometre hızla sağa doğru gidiyordu. Uyuduğunu görmedim” ifadesini verdi.
Mahkeme Baiano’ya ilk ifadesinde şoförün fren yaptığını görmediğini söylediğini sordu. Baiano da, “Evet görmedim Aşağı düştük ve duvar gibi bir şeye çarptık. Araç yavaşlamadı, hızlandı. Toplantı konusunu ise bilmiyorum ve duymadım” şeklinde cevapladı.
Welinton: “Yol boyunca tahminim hızı 80 ile 120 kilometre arasındaydı”
Tanık futbolcu Welinton Souza Silva ise şunları söyledi: “Yolculuk sırasında oturuyorduk. Ben tabletten müzik dinliyordum. Bir ses duyduk. Bir şeye çarpmış gibiydik. Araç durunca birbirimizi yokladık. Ben arkada yolculuk yapıyordum ve bana göre araç hızlıydı. Ben hız yapması konusunda bir şey söylemedim. Kazanın ardından ben bacağım, kolum ve kafamda ağrılar olduğu için Sural’ın bulunduğu yere gidemedim. O yüzden kim yardım etti bilmiyorum. Dalgın olup olmadığını bilmiyorum. Yol boyunca tahminim hızı 80 ile 120 kilometre arasındaydı.”
Şükrü Yenihan: "Esat Altıntaş’ın yaralıya yardım ettiğini gördüm"
Son olarak tanık sıfatında dinlenen şoförün arkadaşı Şükrü Yenihan, kaza sırasında uyuduğunu, hiçbir şey görmediğini, kazadan sonra uyandığını ve arkadaşı Esat Altıntaş’ın yaralıya yardım ettiğini gördüğünü söyledi.
Avukat Sevda Ünlü, Altıntaş’ın kontrol şartı veya kefalet ile beraatını talep etti
Savunma avukatı Sevda Ünlü, sanık Esat Altıntaş’ın üzerine atılı suçları kabul etmediklerini beyan ederek, sanığın cezaevindeki süresi göz önünde bulundurularak adli kontrol şartı veya kefalet ile beraatını talep etti.
Gereği düşünüldü
Mahkeme heyeti son soru olarak futbolculara emniyet kemeri takmaları yönünde ikaz alıp almadıkları ve takıp takmadıkları konusunu sordu. Tüm futbolcular ikaz almadıklarını söylerken, Baiano emniyet kemeri taktığını belirtti. Duruşmaya verilen 10 dakikalık aranın ardından mahkeme heyeti kararını açıkladı. Mahkeme Başkanı Seda Selma Sert’in açıkladığı karara göre; Esat Altıntaş’ın üzerine atılı ‘Taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma’ suçunu işlediğine dair somut şüphe ve olguların devam ediyor olmasına rağmen, tutuklulukta geçirdiği süre, mevcut delil durumu, tutuklamanın tedbir oluşu hususlarını dikkate alınarak sanığın adli kontrol şartıyla serbest kalmasına karar verdiklerini açıkladı.
Davanın 2’nci duruşması ise 14 Kasım 2019 saat 10.50’ye ertelendi.