3 PKK'lının cenazesinden kritik notlar!
3 PKK'lı kadının cenazesi Diyarbakır'dan memeleketlerine gönderildi. Diyarbakır'daki uğurlamada bir pankart dikkati çekerken, hiç Öcalan posterinin açılmadığı görüldü
Ajanslar
Paris'te suikast sonucu hayatını kaybeden 3 PKK'lı Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Söylemez Diyarbakır'da uğurlanıyor. Cenazeler, yüzbinlerle beraber törenin yapılacağı Batıkent Meydanı'na ulaştı.
Diyarbakır halkının sakin ve itidalli olduğu gözlenirken, hiç Öcalan posteri açılmaması dikkat çekti.
Paris’te öldürülen PKK’nın kurucularından Sakine Cansız, Leyla Söylemez ve Fidan Doğan’ın cenazeleri bugün THY’nin İstanbul’dan saat 18.49’da kalkan tarifeliği uçağıyla Diyarbakır’a getirildi. Cenazelerin bulunduğu uçakta öldürülen 3 kadının aileleri ve yakınları başta olmak üzere BDP İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel, BDP Van Milletvekili Nazmi Gür, Van Bağımsız Milletvekili Aysel Tuğluk, sanatçı Ferhat Tunç ile yerli yabancı çok sayıda gazeteci de bulundu. Uçakta Milletvekili Aysel Tuğluk’un zaman zaman gözyaşlarına tutamadığı görüldü.
Uçakta basın mensuplarına konuşan Leyla Söylemez’in annesi Şifa Söylemez, "Şimdi bu uçakta üç tane cenaze var. Şimdi siz düşünün, barış olsun analar ağlamasın. Başka ne diyebilirim" dedi. Cenazelerin bulunduğu uçak saat 20.35’te Diyarbakır’a inerken, burada aileleri Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir karşıladı.
Cenazelerinin getirilmesi nedeniyle havaalanı girişinde polis geniş güvenlik önlemleri aldı. Havaalanı içine sadece BDP’li milletvekilleri, belediye başkanları ile parti yöneticilerinin girişine izin verildi. Bu sırada havaalanı çevresinde yaklaşık 10 bini aşkın kişi toplanırken, trafik kilitlendi. Cenazeleri havaalanında karşılamaya aralarında BDP Genel Başkan Yardımcısı Gültan Kışanak, milletvekilleri Leyla Zana, Pervin Buldan, Emine Ayna’nın da aralarında bulunduğu milletvekilleriyle Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir ile belediye başkanları geldi.
Cenazeler uçaktan alındıktan sonra Büyükşehir Belediyesi’ne ait 3 ayrı cenaze aracına konulup, Özel Bağlar Hastanesi’ne yola çıkarıldı. Kalabalık nedeniyle cenaze konvoyu 3 kilometrelik yolu ancak 1 saatte alabildi.
Cenazelerin Paris’ten uğurlandığı sırada tabutların üzerinde bulunan PKK flamasının kaldırıldığı, tabutların Diyarbakır’a geldiğinde ise yeşil cuhaya sarılı olduğu görüldü. Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, cenaze araçlarının havaalanında ayrılmasının ardından tabutların üzerine BDP kadın hareketinin flamasının konulduğunu söyledi. Cenazelerin hastane önünde araçlardan indirildiği sırada tabutların üzerine kadın hareketinin flamasının yanı sıra, sarı-kırmızı-yeşil renkli örtünün konulduğu görüldü. Ambulanstan alınan cenazeleri kadınlar omuzlarında taşıyarak morga götürdü. Bu sırada çevrede bulunan bazı kadınlar mum yakarken, bazı kadınlar da yeşil, sarı ve kırmızı renkli tülbentleri tabutun üzerine attı.
Cenazeler hastanenin morguna konulurken, BDP Diyarbakır İl Başkanı Zübeyde Zümrüt, toplanan kalabalığa seslenerek dağılmalarını ve yarın törene katılmalarını istedi.
POLİS YOK, GÜVENLİĞİ BDP'LİLER SAĞLIYOR
Herhangi bir provokasyon olmasın diye polisin hiçbir güvenlik önlemi almadığı görüldü. Güvenliği BDP’liler sağladı.
"ÖZGÜRLÜK SAVAŞÇILARININ ÖNÜNDE SAYGIYLA EĞİLİYORUM"
BDP Diyarbakır İl Başkanı Zübeyde Zümrüt’ün konuşmasından sonra söz alan Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, özgürlüğün ve barışın başkenti Amed (Diyarbakır) ve Mezopotamya’nın yasta olduğunu belirterek, "Bu mazlum Kürt halkının yasıdır. Yüzbinler Kürt evlatlarını uğurluyor. Ben özgürlük savaşçılarının önünde saygı ile eğiliyorum. Ben bu arkadaşları Diyarbakır Nevruz’una davet etmiştim. Sakine arkadaş Seyit Rıza’nın bayrağını almıştı ve bugünlere getirdi. Bizde bu bayrağı alıp özgürlük yolunda devam edeceğiz. Kürdistan şehitlerinin yolları açık olsun" dedi.
AHMET TÜRK: BİZ BARIŞI KONUŞURKEN KANDİL BOMBALANIYOR
Mardin Bağımsız Milletvekili ve DTK Genel Başkanı Ahmet Türk ise, Kürtçe ve Türkçe yaptığı konuşmada yüzbinlerin Kürt ve Kürdistan şehitlerini uğurladığını belirterek, şöyle dedi:
"Anneler, aileleri ağlamayın gözyaşı dökmeyin. Onlar özgürlük ve Kürdistan şehitleridir. Bugün yüzbinler Kürdistan şehitlerini uğurluyor. Özgürlük mücadelesinde öldürüldüler ama, biz onrların mücadelesini devam ettireceğiz. Bütün dünyanın gözü bugün Amed’tedir. Özgürlük mücadelesinin bedelleri çok ağır oldu. Kürt halkı karar vermiştir özgürlükten başka bir şey istememektedir. Biz barış ve kardeşlik istedikçe bize teslimiyeti dayattılar. Kürt halkı bunu asla ve asla kabul etmedi. Barış, kardeşlik içinde eşitçe yaşamak istiyoruz. Kürt halkı onurlu barış için bir kez daha hazır olduğunu söylemektedir. Biz barışı konuşurken Kandil bombalanıyor. Hem başbakan hassasiyet diyor hem Kandil’i bombalıyor. Bu nasıl hassasiyettir bunu görmek gerekiyor. O hassasiyeti onlardan da bekliyoruz. Türk halkının bunu görmesi gerekir. Kimin barıştan yana kimin olmadığını görsünler. 3 canımızı ve 3 şehidimizi uğurluyoruz. Bütün Kürdistan şehitleri önünde saygı ile eğiliyoruz."
AYSEL TUĞLUK: YÜREĞİM CİĞERİM YANIYOR
Van Bağımsız Milletvekili ve DTK Genel Başkan Yardımcısı Aysel Tuğluk, saldırının İmralı’da başlatılan görüşmelere, Kürt sorunun demokratik ve barışçıl çözümüne yönelik yapıldığını belirterek Yüreğim, ciğerim yanıyor. 3 güzel fidanı katledenleri lanetliyorum. Şehitlere layık olmak için onların yolundan gideceğiz" dedi.
BDP İstanbul Milletvekili Sabahat Tuncel, Kürdistan’ın 3 devrimcisini uğurladığını söyledi. Bu katliamı yapanların bu uğurlamayı görmesi gerektiğini belirten Tuncel, "Onlara sıkılan kurşunlar bu halkın geleceğine sıkılmıştır. Asla ve asla mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz. Amed’de Sakine arkadaş faşizmin yüzüne tükürmüştü, bizde katillerin yüzüne tüküreceğiz. Bu halklar mutlaka bu ülkede özgür , eşit ve birlikte yaşayacaklardır. Arkadaşlarımız barış için demokratik Cumhuriyet ve Özerk Kürdistan için mücadele ettiler. Türkiye’nin saldırganların ortaya çıkması için çaba sarf etmesi gerekir. Bu katliamın hesabını devrimciler soracaktır" diye konuştu.
DEMİRTAŞ: BU MEYDANLARDA OLMAYI SİZE BORÇLUYUZ
Cenaze töreninde en geniş konuşmayı ise BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş yaptı. Yüz yıldır topraklarının işkencehaneye çevrildiğini belirten Demirtaş şunları söyledi:
"Yüzyıldır maalesef ki topraklarımız köy köy, mezra mezra, sokak sokak, işkencehaneye çevrilmiş bir halkız. Bugün Kürt kadınının Ortadoğu’nun orta yerinde bütün dünyayı aydınlatacak bir meşale yaktığına tanıklık ederken, tarihin bu acılarından süzülüp gelirken, asla ve asla geçmişimi unutmadan geleceğimize bakacağız. Bir zamanlar bu topraklarda Kürt kadınının sofrada bile yeri yokken bugün 3 devrimci kadının milyonların huzurunda devrimin nasıl yapılacağını gösteriyor. Kürt kadınına Kürt kadın devrimcilerine selam olsun. Onlar ki bu karanlık içinde binlerce yıllık erkek savaş zihniyetine kafa tutmuş devrimcilerdir. Her birinizin önünde saygıyla eğiliyoruz. Bugün bu alanda meydandaysak, bugün bu otobüsün üstündeysek, bu mikrofon elimizdeyse sizin sayenizdedir. Başta Kürt kadınının Kürdistan şehitlerinin sayesindedir. Bizle var olamadı bu mücadele bizle son bulmaz. Bu 3 Kürt kadını gibi devrimcilerle bu mücadele var oldu. Onlar gibi yaşayarak, devrimci gibi yaşayarak ve gerekirse onlar gibi devrimci ölerek barışı onurlu bir geleceği bu ülkeye getirebiliriz. Ben Sakine, Leyla ve Fidan arkadaşlarımızın şahsında bütün şehitlerimizi bir kez daha anıyorum. Bütün yoldaşlarımıza başsağlığı diliyorum."
Kürt halkının barıştan kaçmadığı görüşünü savunan Selahattin Demirtaş, "Biz Amed meydanında 3 devrimci kadınının cenazeleri önünde açıkça ifade ediyoruz. Bu halk hiçbir zaman barıştan kaçmadı. Kimse bizim halkımızı bu hareketi bu mücadeleyi barıştan uzak bir halk hareket olarak tanımlayamaz. Bu halka kimse acımasızlık yapmasın. Bu analar parçalanmış bedenleri ile evlatlarını toprağa verirken bile intikam yemini etmediler" dedi.
Bugün de öldürülen 3 kadının ailelerinin intikam yemini etmediğini vurgulayan Demirtaş, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu onurlu duruşu bütün dünya ne zaman anlayacak. Bu Hükümet ne zaman anlayacak. Biz de halkımıza verdiğimiz sözün arkasındayız. Ne söylediysek arkasındayız. Barış sözümüz var. Bu topraklar artık barışa hasret, barışa susamış topraklar olarak kollarını açmış onurlu bir barışı kucaklamaya hazırlanırken, kimse farklı yöne çekmesin. Hiçbir kaygımız korkumuz yoktur. Özgüvenimiz tamdır."
Kürt ve Kürdistan sorunun çözmek isteyenlerin bu halkın yüreğine güvenebileceğini de kaydeden Demirtaş, "Bu halk Sayın Öcalan’ın arkasındadır. Bu meydan bunun tanıklığı bunun fotoğrafıdır. Artık barış zamanıdır diyoruz, cenazelerimizin önünde bunu haykırıyoruz. Bu kanı durdurabiliriz konuşarak sorunlarımızı çözebiliriz. Yıllardır tekrarladığımız bu duyguların arkasında milyonlar vardır" dedi. Barış isteyen halkı en büyük güvence gördüklerini anlatan Demirtaş, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Biz barış isteyen halkımızı en büyük güvence olarak görüyoruz. Bizimle muhatap olmak isteyenler neyi güvence olarak ortaya koyuyorlar, onu görmek istiyoruz. Sizin ortaya koyduğunuz güvence nedir. Size güvenmemiz için bir adım atın somut politika koyun ortaya. Bakın işte Diyarbakır meydanı böyle bir şeye hazır olduğunun sinyalini veriyor. Bu cenaze töreninde verilmiş güçlü mesajı almak istiyorsanız. Kana doymuş bu topraklarda artık çiçekler açsın genç bedenler değil savaş zihniyetini gömelim diyorsanız biz hazırız. Bu yoldaşlarımızın şehitlerimizin bize talimatı özgürlük ve onurlu bir barıştır. Arkasında durdukları değerler bizim değerlerimizdir."
"MALATYA MORGUNDA 11 PKK’LI VAR"
Demirtaş, artık öfkenin dili değil barışın dilinin hakim olması gerekiyorsa Kürt halkına karşı aynı hassasiyeti beklediklerini söyledi. Demirtaş, şöyle dedi:
"Malatya morgunda 11 PKK’lı genç var, Kandil Dağı’nda 7 Kürt gerillasının cenazesi var. Her ananın gözyaşının rengi aynıdır diyorsanız bütün değerlere saygı beklemek de bu halkın hakkıdır. Hem savaşırım hem barışırım demek olmaz. Barış cesaret yürek işidir. Bu halk cesurdur o nedenle barışa hazırdır. Siz cesursanız hodri meydan. Bu fırsatı artık kaçırmayalım. Bu topraklarda artık gençler yeterince toprağa düştü diyorsak bu fotoğrafı iyi okuması lazım herkesin Sayın Öcalan’ın arkasında olduğumuzu bir kez daha ilan ediyoruz. Sizin bu sahiplenmeniz, Paris’ten buraya kadar Kürt kadınlarını omuzlarınızda taşımanız dünyaya verilmiş en büyük mesajdır, ittifaktır. Katletmek istediğiniz irade Paris’ten buraya kadar milyonlara dönüşerek sel olmuş, Dersim’e, Nurhak’a, Mersin’e akacak. Yolunuz açık olsun yoldaşlarım gözünüz arkada kalmasın. Milyonlarca Sakine, Leyla, Fidan bu uğurda yürüyorlar. Sizler uğruna mücadele ettiğiniz topraklarda rahat uyuyun, katillerinizin arkasındaki güçleri açığa çıkarmak da boynumuzun borcu olsun. Fransa hükümeti de AKP hükümeti de bu katillerin açığa çıkarılmasının gereğini yerine getirmek zorundalar. Bu alçaklık dönüm noktasıdır. Kürt halkı tavrını ortaya koymuştur. Şimdi sıra gerçek barışı istediğini söyleyen muhataplarımızdadır. Avrupa’dadır, AKP hükümetindedir. Kürt halkı kurbanlık kuzu, koyun değildir, örgütlüdür, güçlüdür hesap sorabilecek kararlılık ve irade sahibidir. Bir kez daha bütün şehitlerimizin huzurunda halkımıza verdiğimiz sözün gereğini yerine getirmek için canla başla çalışacağımızın sözünü veriyorum. Anıları önünde saygıyla eğiliyorum. Bu sahiplenmeden dolayı ve yarınki sahiplenmeden dolayı bütün halkımıza, kadın yoldaşlarımız başta olmak üzere bütün halkımıza teşekkür ediyoruz. Şehitlerimizin yolu açık olsun."
AİLELERİ HALKI SELAMLADI
Konuşmaların ardından 3 kadın PKK’lının aileleri BDP otobüsü üzerine çıkarak törene katılanları selamlayıp, gösterdikleri ilgiden dolayı teşekkür ettiler. Daha sonra Sakine Cansız’ın cenazesi Tunceli, Fidan Doğan’ın cenazesi Kahramanmaraş’ın Nurhak İlçesi, Leyla Şaylemez’in cenazesi ise Mersin’e cenaze araçlarıyla konvoy halinde gönderildi. Cenazelere BDP milletvekilleri de eşlik etti.
CENAZELER MEMLEKETLERİNE GÖNDERİLDİ
Cenazeler, törenin ardından karayoluyla memleketlerine gönderildi. Sakine Cansız'ın cenazesi Tunceli'de, Leyla Söylemez'in cenazesi Mersin'de, Fidan Doğan'ın cenazesi ise Kahramanmaraş'ta toprağa verilecek.
Cenazelere BDP milletvekilleri de eşlik etti.