Türkiye'nin kuşağında olması nedeniyle hem konut ve iş yerlerinin hem de iç mekanların depreme dayanıklılığı çok önemli. Zira depreme dayanıklı binalarda dahi, sarsıntı nedeniyle ev içindeki eşyalar ciddi yaralanmalara neden olabiliyor. Bina sağlam kalsa da monte edilmemiş eşyaların devrilerek tehlike yaratması mümkün. Bu nedenle depremin olası zararlarını en aza indirmek için iç mekanlarda da alınması gereken belli başlı güvenlik önlemleri bulunuyor.Peki depreme uygun ev dekorasyonu nasıl yapılır?- Hangi eşyalar nasıl monte edilmeli, yerleşim nasıl olmalı?- Ev, ofis ya da okullar depreme uygun nasıl dizayn edilir? Olası bir depremde yaşamsal güvenliği sağlayabilmek ve kayıpların önüne geçebilmek için depreme karşı yaşam alanlarında alınabilecek önlemleri, doğru tasarım, malzeme ve montajın neden önemli olduğunu Öğretim Görevlisi / Yüksek İç Mimar Sena Eraslan anlattı. Hürriyet'ten Sedef Batı'nın haberine göre; Eraslan, günümüzde yapılan iç mimari tadilatlarının önemine maalesef yakın zamanda acı kayıplar ile şahit olduğumuzu belirterek “Ülkemizde yaşanan deprem sonucunda da şahit olduğumuz üzere yapının temeli oldukça önemli bir rol oynuyor” dedi.Zemin katlarda bulunan dükkanların kontrolsüzlüğü sonucunda yapı elemanlarına dokunulduğunu, kolonların kesildiğini ya da taşıyıcı duvarların kırıldığını söyleyen Eraslan, yüksek katlardaki dairelerde daha geniş mekanlar tasarlamak için yine kolonların kesilerek uygulama yaptırıldığını, tadilat sırasında kullanılan sıva altı tesisatlarının kontrolsüzce kolon veya kiriş kırılarak yerleştirildiğini ifade etti. Yaşam alanlarımızda çalıştırılan kırıcı makinelerin kolon ve kirişlerden uzak çalıştırılmasının makinenin yarattığı rezonansın önüne geçmek için oldukça önemli olduğunu ancak bu gibi işlemlerin kontrolsüzce yapıldığını söyleyen Eraslan, “Yapının sağlığı için hangi konumda olursanız olun kolonlara veya kirişlere dokundurmayın. Bu yapısal sorunlar ölüm ve yaralanmalara sebebiyet verebilir. Ölümlerin bir kısmı da iç mekandaki mobilyaların yanlış yerleşiminden kaynaklanır” sözleri ile bu durumun önemini vurguladı. İç mekanlarda tasarım yapılırken mevcut taşıyıcı sistemlere dokunulmadan yapılması gerektiğinin altını önemle çizen Eraslan, iç mimari tadilatlarının da kesinlikle kontrol altına alınması gerektiğini belirtti. Betonarme yapıların en önemli taşıyıcıları kolonlar ve kirişlerdir. Kolonlar dikey taşıyıcılardır. Genellikle kare veya dairesel formda yapılır. Kirişler ise yatay taşıyıcılardır. Bu yapı elemanların yanı sıra taşıyıcı özelliği olan perde duvarlar da kullanılır. Yaşam alanlarımızın kendimizi huzurlu ve güvenli hissettiğimiz en önemli yerlerden olduğunu, bu noktada tedbirlerimizi almaya evimizden başlamamız gerektiğini belirten Eraslan, ülkemizde ve dünyada yaşanan depremlerden edindiği deneyimler doğrultusunda iç mekanda mobilyaların yerleşimi zemin, duvar, tavan, aydınlatma elemanları ve aksesuarların deprem sırasında güvenli alanlar oluşturmada oldukça önemli etkenler olduğunun altını çizdi. Eraslan, Eğer depreme mutfakta yakalanırsak dirençli cihazlar (buzdolabı, çamaşır makinesi vb.) ve mobilyalar deprem anında hayat üçgeni oluşturması açısından doğru bir tercih olabilir uyarısında da bulundu.Hayat üçgeni, mekan içinde yaşamımızı sürdürebileceğimiz kadar olan boşluklardır. Bir başka deyişle iç mekanda bulunan sabit bir mobilya ile sarsıntı sırasında düşen bir eşya arasında kalan boşluk olarak da tanımlayabiliriz. Eraslan, evlerimizde depreme uygun tasarımlar için yapılması gerekenleri sıraladı:DOLAP KAPAKLARINDA KİLİT SİSTEMİ OLMALIMutfak: Sabit olmayan tüm beyaz eşyaların sabitlenmesi gerek. Mutfak dolap kapaklarının da mutlaka dolap kilit sistemi ile desteklenmesi şart. Aksi halde sarsıntı sırasında mutfak dolaplarındaki eşyalar düşerek yaralanmalara sebebiyet verebilir. Tavan: Tavanlarda kullanılan malzemenin montajının doğru yapılması deprem sırasında oluşabilecek riski azaltmada önemli bir etken. Aynı zamanda tavanlarda kullanılan aydınlatma elemanları için de almamız gereken birçok tedbir var. İlk olarak bu elemanların elektrik ile bağlantısı kontrol edilmeli. Eğer mekanda lambaderler varsa zemine sabitlenmeli, avizeler kanca veya ekstra bir sabitleme elemanı ile mutlaka desteklenmeli.Aydınlatma elemanı seçerken ağırlıklarına dikkat edilmeli ve mümkünse hafif olan aydınlatma elemanları seçilmeli. Tavan planlarında aydınlatma elemanlarını koyacağınız yerlere dikkat edin. Aydınlatma elemanları koltuğun veya yatağın üstüne denk gelmeyecek şekilde konumlandırılmalı. Zira bunlar sarsıntı anında kopabilir ve yaralanmaya sebebiyet verebilir. Antre: Tahliye sırasında kullanacağınız aksta herhangi bir hareketli mobilya, ayna, tablo, duvar saati gibi eşyaları bulundurmamak kolay tahliye açısından oldukça önemli. Eğer bu eşyaları bulundurmak istiyorsanız mutlaka sabitlenmesi gerek. Bu da can kaybını ve yaralanma ihtimalini azaltan önlemlerden biridir. Sabit olmayan mobilyalar: Vitrin, konsol, dolap, kitaplık, raf gibi sabit olmayan elemanları sabitlemek hayati önem taşır. Bu elemanların üzerine koymuş olduğunuz aksesuarı sarsıntı sırasında düşme ihtimaline karşı mutlaka tutucular ve yapıştırıcılar ile sabitlemek gerekir. Aksesuarları seçerken ağır ve kırılgan yapıya sahip olmamasına özen gösterilmeli. Cam aksesuarlar yerine ahşap veya çelik aksesuarlar tercih edilmeli. Kullanılan aksesuarlar ağırsa mutlaka zeminde konumlandırılmalı.Evlerimizin vazgeçilmezi olan aksesuarlar ne kadar hafifse hayatımız o kadar güvende diyebiliriz. Şifonyer, kitaplık, konsol gibi boyları yüksek ve enleri dar olan mobilyalar deprem anında en riskli mobilyalardır. İlk olarak bu mobilyaları duvar bağlantı elemanları ile sabitlemek gerekir.Üstelik normal zamanlarda da bu mobilyalar çocuklar için de büyük risk taşır. Çocuklar bu mobilyaların alt çekmecelerine çıkıp devrilmelere neden olabilir. Bu da çocuklar için hayati bir risk oluşturabilir. Yatak odası/Giyinme odası: İç mekanda kullanılan tüm dolaplar mekan uygun ise gömme dolap şeklinde tasarlanmalı. Kapakları mutlaka sürgülü veya raylı tercih edilmeli. Eğer dolap kapakları hareketliyse mutlaka kilit aparatı kullanılmalı ve devamlı kapalı tutulmalı. Bu sayede sarsıntı sırasında dolap kapaklarının aniden açılması engellenmiş olur. Kilit aparatları seçilirken mutlaka dolap kapak boyutlarına dikkat edilerek aparat sayısı belirlenmeli. Bazı kilit aparatları kulp görevi de sağlar. Böylece hem estetik hem de düşük maliyet ile depreme karşı önlem alınmış olur. Yatak odasının çıkış kapısının yakınında sabit olmayan mobilya bulundurulmamalı varsa sabit hale getirilmeli. Yatak cam kenarından uzak konumlandırılmalı. Yatak başında herhangi bir tablo varsa sabitlenmeli ya da kaldırılmalı. Bu tedbirler depreme uykuda yakalanma sırasında oluşabilecek riski azaltır. Mobilya zarar görür endişesi duymadan sabitleme aparatlarını özenle seçip uygulamaya geçmek gerekir. Bağlantı aparatları seçilirken eşyaların ağırlığına enine ve boyuna dikkat ederek seçmek de bir diğer önemli detaydır. Malzeme: Mobilyalarda seçilecek olan malzeme de mobilyanın sabitlenmesi kadar önemli olan bir konudur. Mobilyaların malzemesinin hafif olması hayati riski azaltır.Gardırop, mutfak dolapları, kiler vb. kapaklı dolapların mutlaka kapaklarının sarsıntı sırasında açılıp içindekilerin dökülmemesi için güvenlik kilitlerinin kullanılması gerekir. Eraslan, depremlerde yaşanan büyük kayıpların önemli bir kısmı yapısal hatalardan kaynaklansa da yaşam alanlarımızda yaptırmış olduğumuz yanlış tadilatların etkisinin de oldukça büyük olduğunu belirtti ve ekledi: “Yapılar her ne kadar depreme dayanıklı halde inşa edilse de deprem sırasında meydana gelen ölüm ve yaralanmalar yaşam alanımızda üzerimize düşen eşyalar, çıkış yollarımızda bulunan eşyaların devrilmesi, aksesuar seçimindeki hatalardan da kaynaklanır.” Eraslan, yaşam alanlarımızda gereken önlemler alındığında olası depremlere karşı bilinçli bir hale geldiğimizde yaşanacak afet sırasında daha az kayıp vermenin mümkün olduğunu, bu nedenle evlerimizde tüm bölümlerin tek tek incelenmesi gerektiğini ifade etti.Kendi evi için deprem önlemi alırken öncelikle mekanları gece ve gündüz mekanları olarak ayırıp tek tek incelediğinin ve bu sayede hiçbir detayı kaçırmadığın altını çizen Eraslan, Deprem sırasında nerede bulunacağımızın garantisi yok. Uyurken reflekslerimiz zayıf olduğu için tehlikeye maruz kalma olasılığımız daha fazla ve bu nedenle gece mekanları oldukça önemlidir” dedi. GECE MEKANLARI1-Yatak odasıŞifonyer: Sarsıntı sırasında yerinden hareket etmesi ile kaçışa engel olabilir. Aynı zamanda açılan çekmeceler ile yaralanmalara sebep olabilir.Giyinme dolabı (gardırop): Sarsıntı sırasında devrilerek ölüme sebebiyet verebilir, dolap kapaklarının açılması ve içindeki eşyaların düşmesiyle yaralanmalara sebep olabilir.Yatak: Mobilya sarsıntı sırasında hayati bir risk yaratmaz, hayat üçgeni oluşturma açısından doğru bir nokta sağlar.Komodin: Sarsıntı ile kaçış yolunu kapatıp kaçışa engel olabilir. Klozet ve lavabo ünitesi: Her ne kadar sabit mobilya olarak gözükse de sarsıntı sırasında yerinden hareket edip savrulabilir.Duş teknesi veya küvet: Sarsıntı sırasında sabitlenmiş olduğu için herhangi bir risk taşımaz.Çamaşır makinesi: Eğer depreme bu alanda yakalanırsak hayat üçgeni oluşturma açısından doğru bir nokta sağlar. 1-Oturma odasıbr>Koltuk ve sehpa: Sarsıntı sırasında genellikle hayati bir risk üretmezler fakat kaçış sırasında yerlerinden hareket ederek kaçışa engel olabilirler.TV ünitesi ve TV: Sabitlenmediği durumda kişinin üzerine düşerek hayati bir tehlike oluşturabilir.Kitaplık: Sarsıntı sırasında kişinin üzerine devrilebilir, aynı zamanda içindekiler dökülüp ölüm ve yaralanmalara sebep olabilir.Aksesuarlar: Yerleşimlerine ve malzemesine dikkat edilmezse yaralanmalara sebebiyet verebilir. Yemek masası: Eğer malzemesi sağlam ise yanına cenin pozisyonunda yatarak hayat üçgeni oluşturmak mümkündür. Sarsıntı sırasında kaçışı engelleyebilir. Aynı zamanda savrularak sıkışmalara sebebiyet verebilir.Vitrin: Günümüzde genellikle cam kapaklı vitrinler kullanılıyor. Bu yüzden en dikkat edilmesi gereken mobilyalar arasındadır. Sarsıntı sırasında kapakları açılıp içindekiler düşerek büyük risk oluşturabilir. Fırın ve ocak: Sarsıntı sonrasında yangın tehlikesine neden olabilir.Evye ve batarya: Sarsıntı sırasında tesisatta oluşabilecek hasar ile su basmasına sebep olabilir.Masa: Sarsıntı sırasında mutfakta devrilecek eşyalardan korunma noktasında fayda sağlar.Sandalye: Kaçış sırasında yerlerinden hareket ederek kaçışa engel olabilir. Depremin bizleri nerede ve ne zaman yakalayacağının belli olmadığını hatırlatan Eraslan, Yaşam alanlarımız haricinde okullar ve ofislerde almamız gereken iç mekan tedbirlerini şöyle sıraladı:-- Okullarda sıra yanları ve masalar, ofislerde ise duvarlara sabitlenmiş olan dolaplar ve masalar hayat üçgeni oluşturmak için doğru bir tercih olacaktır. Evlerimizde mobilyalarımız için aldığımız önemleri okullarda ve ofislerimizde de aldırtmalıyız. Sabit olmayan tüm mobilyaları sabit hale getirmeliyiz. Tüm mobilyalar tek tek sabitlenmeli… - Deprem sırasında okullarda ve ofislerde camlardan uzak durulmalı. Sarsıntı sırasında camların patlayabileceği, yaralanmalara ve ölüme neden olabileceği unutulmamalı. Sarsıntı sırasında camlardan uzak güvenli alanda hayat üçgeni oluşturmak hayati önem taşır. - Merdivenler ve asansörler yapıdan ayrı olarak inşa edilir. Deprem sırasında en çok sarsıntıya maruz kalan alanlar asansör ve merdivenlerdir. Bu sebeple bu alanlar güvensiz olarak sınıflandırılır. Bu durum düşünüldüğünde merdivenin altında oluşturulan hayat üçgeninin ne kadar tehlikeli olduğu unutulmamalı ve bundan kaçınılmalı.- Ofislerimizde ve okullarda bulunan asansörler deprem sırasında veya sonrasında asla kullanılmamalı. Araştırmalara bakıldığında depremde yaralanmaların genellikle tahliye sırasında olduğu gözleniyor. Eğer evimizde, ofisimizde ve okulumuzda doğru mobilyalar doğru şekilde düzenlendiyse ve uygun hayat üçgeni alanları oluşturulduysa deprem sırasında herhangi bir panik yapmadan uygun noktada beklemek doğru ve güvenli bir davranış biçimi olur.Eraslan, son söz olarak bir an önce önlem almamız gerektiğini, tedbir almak için beklemeye zamanımız olmadığını, yapılan hatalardan ve bunun sonucunda oluşan acılardan ders çıkarmamız gerektiğini hatırlattı ve bu bağlamda depreme yönelik mobilya tasarlamaları ve güvenli mobilya ürünlerinin üretilmesi gerektiğini vurguladı.