Günümüzde global pek çok markanın aylık aboneliklerle ilerlediği ve sözleşmelerde cayma bedelinin olmadığı görülüyor. Tüketicinin istediği zaman cayabileceği sözleşmeler, firmaların tüketiciyi sözleşme kurulduktan sonra da tatmin etmeye çalışmasını sağlıyor. Hukuk, yaşayan ve zamana uyum sağlaması gereken bir sistem. Günümüzde bir yıllık taahhütler dahi uzun olarak kabul edilmekte.
Zamanla kanunumuzdaki bir yıl olarak belirtilen sürenin daha da kısalmasını arzu ediyoruz. Firmaların piyasada tekel konumunda olmamasını, tüketicinin büyük firmalar karşısında savunmasız kalmamasını sağlamak hukuk sistemimiz ve vatandaşlarımız için oldukça önemli. Firmaların tüketiciyi daha fazla memnun etmek için rekabet etmesi gerekiyor. Bunu da sadece hukuk kurallarıyla sağlayabiliriz.
6-) Olaya kurum/şirket tarafından bakarsak şu şekilde savunma yapıyorlar: “Ben tüketiciye taahhüt verdiğim için bir indirim yaptım, eğer süre dolmadan çıkarsa yaptığım indirimi bana geri versin.” Böyle bir anlayış hukuki olarak doğru mu?
Abonelik Sözleşmeleri Yönetmeliği firmalar tarafından maalesef kötüye kullanılıyor. Firmalar çok kurnaz bir yöntemle, aslında aboneliği hiç satmadıkları fiyattan satıyormuş gibi yapıp 40-50 liraya satılan bir hizmeti "bu 300 lira ama biz size 50 liraya veriyoruz" diye çok yüksek indirim yapıyorlarmış gibi gösteriyorlar.
Buradaki rakamdan düşündüğümüzde sanki aylık 250 lira indirim yapmış gibi gösteriliyor. Geri alacakları indirim tutarı da çok yüksek çıkıyor. Aslında kanunen cayma bedeli alınmasa da başka bir isim altında cayma bedelini almaya devam ediyorlar.
Bu noktada da mahkemelerimizin bu kötü niyete dikkat etmesi gerekiyor. Kanunla tüketiciye tanınan hakkın arkasından dolaşılması mümkün değil. Firmaların indirimsiz fiyattan sözleşme yapıp yapmadığı araştırılmalı. "İndirim" kelimesi maalesef tüketici nezdinde güvenilirliğini yitirmiş durumda.
Denetim olmadığı için 5 katı bir fiyat yazılıp indirim yapıldığı iddia ediliyor. Taahhütsüz fiyatları şişirip gerçekte olmayan rakamları abonelikten cayarken tüketiciye dayatmak kabul edilemez. Bu tür eylemler Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun'a ve kanunun çıkış amacına da açıkça aykırı.
TÜRKİYE'DE MOBİL ABONE SAYISI 83,5 MİLYONA YAKLAŞTI
HER GEÇEN GÜN TAAHHÜTLÜ SÖZLEŞME SAYISI ARTIYOR
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu tarafından hazırlanan Türkiye Elektronik Haberleşme Sektörü Verileri Raporu’na göre yeni tip Koronavirüs salgını döneminde mobil abone yaygınlığı, 83,5 milyon aboneyle neredeyse yüzde 100'e ulaştı. Bu abonelerin 77 milyondan fazlası 4,5G hizmeti alanlardan oluşuyor.
Her yıl artmaya devam eden abone sayısına ek olarak faturalı abonelerin oranı da bu yılın ilk çeyreğinde yüzde 66,3'e yükseldi. Salgın döneminde birçok günlük aktivite internet üzerinden yapılabilirken bu durum hem mobil hem de sabit internet abone sayısını ve kullanım miktarlarını da artırdı.
Yılın ilk çeyreği itibarıyla geniş bant internet abone sayısı 17,1 milyonu sabit ve 66,8 milyonu mobil olmak üzere toplam olarak 83,9 milyon oldu. Salgının da başladığı 2020 yılının ilk çeyreğiyle kıyaslandığında, yıllık internet abone sayısı artışı yüzde 8'i aştı. Bu abonelerin tamamı doğal olarak taahhütlü sözleşmeye de sahip.