Sandalı sallama lüksümüz yok!
.
Ekonomiyle ilgili endişe duyanların durumu abarttıklarını belirten İş Bankası Yönetim Kurulu Başkanı Özince, “Ama içeride de ‘Bize bir şey olmaz’ mantığıyla sandalı sallama lüksümüz yok” dedi.
İş Bankası Yönetim Kurulu Başkanı Ersin Özince, Türkiye ekonomisiyle ilgili içeride ve dışarıda endişe duyanların durumu abarttıklarını ama içeride de ‘Bize bir şey olmaz’ mantığıyla sandalı sallama lüksünün olmadığını düşündüğünü söyledi.
2015 çalkantılı bir yıl
Özince, “Biz ne yaparsak yapalım uluslararası rekabet piyasasında daima istikrarlı, gıpta edilen, imrenilen ve arzu edilen bir ülke olarak kendimizi göstermeliyiz. Yani kendimizi iyi satmalıyız diye düşünüyorum” açıklamasını yaptı.
Uluslararası piyasalara baktıklarında çalkantılı olduğunu gördüklerini ifade eden Özince, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Gelişmekte olan piyasalara karşı bir takım olumsuz değerlendirmeler var. Bu arada Brezilya ve Türkiye için özellikle olumsuz değerlendirmeler var ki Türkiye ile ilgili bölümüne katiyen katılmıyorum. Türkiye’nin özellikle özel sektör dış borcunun detaylı incelenmemesi nedeniyle yanlış teşhise konu olduğunu düşünüyorum. Ama biz bunları doğrusunu gösteremeden siyasi ve ekonomik istikrarımıza, dışımızdakileri tam anlamıyla inandırmadan ki zorla kimse kimseye inanmaz. ‘Muhtaç değiliz’ diyecek bir durumumuz yok, çünkü bu konularda iyi olmanın gereği, iyi sergilemektir. Kısacası ne kadar sürer, ona dair bir şey söylemek mümkün değil ama uzmanlar, 2015 yılının oldukça çalkantılı geçeceğini söylüyor.”
Türkiye 15 yılda çok yol katetti
Bankacılık ve sermaye piyasasının büyüklüğünün, ekonominin büyüklüğüne oranının birçok gelişen değil gelişmekte olan ülkelerden aşağıda olduğunu gördüğünü kaydeden Ersin Özince, “Türkiye son 10, 15 yıl içerisinde çok yol katetti” dedi.
Türkiye ekonomisinin kendi yatırım ihtiyaçlarını karşılayabilecek boyutta bir mali sektöre gereksinim duyduğunu vurgulayan Özince, şunları söyledi: “Bizim zaten motorumuz küçük. Bir de o motora, yani ekonominin motoru olan mali sektöre koyduğumuz kaynaklar yetersiz. Tasarrufun yetersizliğinden bahsediyoruz. İç tasarruflarımız yetersiz olduğu için dış kaynağa ihtiyaç duyuyoruz ancak gerek iç tasarrufları gerek dışarıdan gelen kaynakları sadece bankacılık sistemi üzerinden almaya ve değerlendirmeye çalışmak çok sığ, çok basit bir yaklaşım. Biz sermaye piyasamızı, gerek derinliği gerekse sermaye piyasası araçlarının çeşitliliği itibarıyla çeşitlendirmeliyiz.”
Güven ortamı şart
Ersin Özince, bankacılık sektörünün gelişebilmesi için güven ortamına ihtiyaç olduğunu belirtti. Özince, 2001 krizinden sonra Türkiye Cumhuriyeti’nin devletiyle de halkıyla da güven duygusunda birleştiğini dile getirerek, “Biz krizden kavgalarla, gürültülerle veya sokaklarımızda gösterilerle çıkmadık. Adeta bir ulusal mutabakatla çıktık. Halkımız o kadar sıkıntılara maruz kalmasına rağmen krizin realitesi karşısında hem sabırlı hem de sağduyulu davrandı. İşsiz kalan yurttaşlarımız çıkıp sokaklarda, bazı Avrupa şehirlerinde olduğu gibi gösteriler yapmadı ama sonuç itibarıyla güven ortamı oluşturuldu” dedi.