Pirimler devletten!

Çalışma Bakanı Ömer Dinçer, 12 Eylül’de tutuklanan ancak daha sonra beraat edenlerin emekli olabilmeleri için gereken borçlanma bedelini Hazine’nin karşılayacağını açıkladı. Devletten tazminat alanlar ise borçlanma bedellerini kendi ödeyecek

ÇALIŞMA ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer, 12 Eylül döneminde devlete karşı suç işlediği iddiasıyla tutuklanan ancak daha sonra beraat edenlerin emekli olmak için tutukluluk sürelerini borçlanabileceğini bildirdi. Buna göre daha sonra dava açarak devletten tazminat alanlar borçlanma bedelini kendileri ödeyecek, tazminat almayanların borçlanma bedelini ise Hazine karşılayacak. Dinçer, yasal çalışmanın tamamlanmasının ardından, 12 Eylül döneminde tutuklanan ve daha sonra beraat edenlerin, bu haktan yararlanabilmeleri için tutukluluk sürelerini gösteren bir belge ile Sosyal Güvenlik Kurumu’na başvurmaları gerektiğini söyledi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer’in açıkladığı, 12 Eylül döneminde devlete karşı suç işlediği iddiasıyla tutuklanan ancak daha sonra beraat edenlerin emekli olmak için tutukluluk sürelerini borçlanabileceğini sağlayan yasal düzenleme bazı mağdurları memnun etse de genel olarak adil bulunmadı.

‘Mağdurlar gözetilmeli’

Celalettin Can (78’liler Vakfı Başkanı) Ben iki idam cezası aldım tek bir tanık, silah ve delil yokken. 19 yıl 5 ay hapis yattım ve şartlı tahliye oldum. Gözaltına alınan 1 milyon insandan 250 bini ceza aldı. 1990 yılına kadar biten mahkemelerde bin 400 kişinin ceza aldığı ve beraat etmediği Adalet Bakanlığı’nın rakamlarında vardır. AKP şayet 12 Eylül’e karşıysa 12 Eylül darbe anayasasının kararlarını meşru görmemeye mecburdur. Dönemin mahkemeleri emir komuta altında çalışan mahkemelerdi. O zaman niye sadece onların beraat kararını anormal görüyorsunuz da diğer suçlarla ilgili yüzbinlerce insanın geleceğini karartan kararları meşru görüyorsunuz. Dönemin mağduru bütün insanları kapsayan bir adım gerekir. Daha adil olan budur. Tazminat alanlar da borçlanacak deniyor. Kime tazminat vermişler. Bir isim versinler.

‘Kapsamı çok dar’

Ahmet Tulgar (Gazateci) Yayın yoluyla komünizm propagandası yapmaktan hüküm giydim. Tamamıyla düşünce suçundan 7.5 sene ceza aldım ve 4 yıl hapis yattım. Dolayısıyla beraat etmemiş, hüküm giymiş ve cezasını çekmiş birisi olarak bu yasadan yararlanamıyorum. Bu düzenlemeyi sadece beraata endekslemek yanlış. Sıkıyönetim olağanüstü bir dönemdir ve savaş yasasıdır aynı zamanda. Bu insanlar psikolojik, sosyal ve finansal çok büyük kayıplara uğradılar. Bu kayıpların hepsi edilebildiği kadar tanzim edilmelidir. Hem darbe hukukunu reddediyor, darbeler suç diyorsunuz, askeri mahkemelerle ve askeri hukukla mücadele ettiğinizi söylüyorsunuz hem de askeri mahkemelerin verdiği kararlara istinaden insanların pirimlerini yatırıyorsunuz.