Akaryakıt sektöründe "ceza öncesi uyarı" sistemi geliyor
Petrol Sanayi Derneği Genel Sekreteri Niyazi İlter, akaryakıt sektöründe mevcut durumda "doğrudan ceza" uygulaması bulunduğunu, bunun yerine "ceza öncesi uyarı" uygulamasını hayata geçirmek için kamu tarafıyla iş birliğine gittiklerini söyledi.
Petrol Sanayi Derneği Genel Sekreteri Niyazi İlter, akaryakıt sektöründe mevcut durumda "doğrudan ceza" uygulaması bulunduğunu, bunun yerine "ceza öncesi uyarı" uygulamasını hayata geçirmek için kamu tarafıyla iş birliğine gittiklerini söyledi. İlter, söz konusu uygulamanın hayata geçirilmesi halinde, eksikliği görülen unsurların düzeltilmesi için mükellefe makul bir süre verilmesinin yolunun açılacağını belirtti.
İlter, AA Enerji Haberleri Editörlüğünü ziyaretinde, akaryakıt sektöründe yaşanan sorunlar ve derneğin çalışmalarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Dernek olarak 120 milyar liralık bir piyasayı temsil ettiklerini söyleyen İlter, "Temsil ettiğimiz 120 milyar liralık piyasanın yarısından fazlasını yaklaşık 70 milyar lirayı da her yıl devlete vergi olarak aktarıyoruz, en fazla vergi veren sektörüz." dedi.
Sektörün 2015'te yüzde 14, 2016'da yüzde 7 büyüdüğünü ifade eden İlter, "Bu büyüme oranlarını, kamuyla iş birliği içinde yürüttüğümüz kaçakçılık ve kayıt dışılıkla mücadeleye bağlıyorum. Bu unsurlar azaldıkça sektörün payı da büyüyor. Enerji Piyasası Düzenleme ve Denetleme Kurumu (EPDK), Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile uyumlu bir şekilde çalışıyoruz." diye konuştu.
Akaryakıt sektöründe mevcut durumda direkt ceza uygulamasının bulunduğunu, bunun hem sektör hem de EPDK için yük oluşturduğunu anlatan İlter, bu uygulama yerine "ceza öncesi uyarı" sistemini hayata geçirmek için kamu nezdinde adım attıklarını söyledi. İlter, şöyle devam etti:
"5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu'nun 19. Maddesinin cezalarla ilgili kısmında 'niteliği itibarıyla düzeltilebilen fiiller' diye bir kavram için adım attık. Bu madde sektör açısından çok önemli. Anayasa Mahkemesi tarafından kanunun bazı maddelerinin iptali gerçekleştirildi. EPDK'ya ise 9 aylık düzenleme süresi verildi. EPDK bu hazırlığı tamamladı, şimdi yasalaşması için Meclise gidecek. Enerjinin diğer sektörlerinden farklı olarak akaryakıt sektöründe direkt ceza uygulaması var. Akaryakıt sektöründe bir suç işlendiğinde doğrudan ceza kesiliyordu. Dernek olarak ceza öncesi uyarı sistemini sektöre kazandırmak için kamuyla çalışarak önemli bir adım attık, uygulama hayata geçerse hem sektörün hem de EPDK’nın yükü hafifleyecek. Madde yasalaştığında sektörde diğer enerji alanlarında olduğu gibi eksikliği görülen unsurun düzeltilmesi için mükellefe makul bir süre verilmesinin yolu açılacak."
İlter, sektördeki kayıp kaçak sorununa değinirken de "Artık kaçak ve kayıt dışılıkla anılan bir sektör olmak istemiyoruz. Uygulanabilir cezalar belirlenmesi için çabalarımız sürüyor. Sektörün beklentisi ise kaçakçılık dışındaki tüm cezaların miktar olarak düşürülmesi yönünde." dedi.
"Sayaçları 1 yıl deneyeceğiz"
Türkiye'ye deniz yoluyla giren ithal ürünlerin sayaçlardan geçirilerek ölçümlerinin yapıldığını anlatan İlter, bu araçların hassasiyetleri konusunda birtakım endişeleri bulunduğunu söyledi.
Sektörün 100 milyon dolarlık harcamayla temin ettiği bu sayaçlarla ilgili endişelerini yetkililere aktardıklarını belirten İlter, "Bu uygulamaya çok itiraz ettik. Bu sayaçlar, 1,5 metre çapında, böyle bir araçla istediğimiz hassasiyette ölçüm yapamayız. Ölçülecek yakıt özelliği farklı, yaz ve kışın ayrı ölçüm yapılması gerekiyor, uygulama ciddi risk taşıyor." ifadelerini kullandı.
İlter, söz konusu sayaçların kullanımına ilişkin 1 yıllık deneme süreci konulduğunu, 15 Şubat'ta başlayan bu süreçte uygulamaya ilişkin verileri derleyerek bakanlıkla paylaşacaklarını belirtti. İlter, "Sıkıntıları çözmeye çalışacağız. 1 sene süresince uygulama test edilecek, yanlışlık varsa düzeltilecek." diye konuştu.
"Ulusal stok akaryakıt sektörü için gerekli"
Ulusal stok oluşturma konusuna ilişkin de değerlendirmelerden bulunan İlter, Türkiye'nin ithal ettiği ürün miktarının 90 günlük kısmına karşılık gelecek kadar bir miktarı ulusal stok olarak tutma zorunluluğu bulunduğunu, bu stoğun rafineri ve dağıtıcılar yanında serbest kullanıcıları da ilgilendirdiğini anlattı.
Ulusal stok oluşturmada pek çok bileşen bulunduğuna işaret eden İlter, şöyle konuştu:
"Birinci stok, rafineri, dağıtıcılar ve serbest kullanıcılar tarafından tutulmakta, bir de devletin tutmakla sorumlu olduğu tamamlayıcı stok var. Ulusal stok tutarken şirketler birbirlerinin kapasitesini kullanabilmeli. A şirketinin ürünü vardır, B şirketi, ulusal stoğunu tutabilir, her ikisi de bunu bildirmek durumundadır. Avrupa’da farklı bir uygulamayla ülkelerin kendi stoklarını başka ülkelere verdikleri görülür. Örneğin İngiltere, İzlanda’ya veriyor. Bu sistemin en azından ülke içinde şirketler arasında uygulanabilmesi gerekiyor."
"10 numara yağ kullanımına karşı etkin denetim olmalı"
İlter, 10 numara yağ kullanımına değinirken de "10 numara yağ kullanımının azaltılmasında ağır cezalar yerine caydırıcı cezalar ve etkin denetim olmalı." dedi.
Atık motor yağının çok basit rafinasyon teknikleriyle inceltici maddelerle karıştırılarak 10 numara yağ diye piyasaya sürüldüğünü anlatan İlter, yasa dışı şekilde elde edilen bu ürünün yaklaşık bir milyar lira gibi bir ekonomik değere ulaştığına dikkati çekti. İlter, "Dernek olarak bu konuda ciddi bir mücadele veriyoruz. Beklentimiz, atık yağ konusunda bu yanlış zincirin tamamen kırılmasıdır." ifadesini kullandı.
İlter, akaryakıt dağıtım lisansları konusunda da "Lisans almak neredeyse istasyon açmaktan daha kolay. Bu konuda bankacılık sistemindeki kriterlere benzer, akaryakıt dağıtımını da her aklına koyanın yapamayacağı önlemlerin alınmasını bekliyoruz." dedi.