Şimdi oldu!
.
Milli Eğitim Bakanı Yılmaz, yeni liseye giriş sistemiyle ilgili detayları açıklamaya devam ediyor...
Nitelikli ya da puanla alınacak okullar için haziran ayında yapılacak sınavda öğrencilere 90 soru yöneltilecek ve 135 dakika süre verilecek. Bunların arasında açık uçlu soru olmayacak. Sınav ücreti ise alınmayacak. Örnek sorular aralık ayında yayınlanacak.
Aslında olması gereken buydu!
Baştan söyledik, böylesi nitelikli (!) bir sınavda 60 soru az olur, bunun artırılması gerekir dedik, yetkilileri uyardık...
Geç oldu, ama dediğimiz oldu!
MEB, sonunda doğru yolu bulacak, gidişat bunu gösteriyor.
İlginç olan, bu işi bilenlerin, doğruyu bu kadar süre sonunda bulması!
120 bin öğrencinin alınacağı, yaklaşık 300 bin adayın katılacağı bir sınavda 90 soru ideal, süre de makul gözüküyor...
Şimdilik bir sıkıntı yok!
Açık uçlu soruların olmamasını yadırgadım!
Keşke olsaydı...
Bakan, kendince haklı sebepler ileri sürmüş...
Kısmen haklı olabilir, ama mantıklı değil...
Bence, riski göze alamadı; durduk yere başımıza iş çıkarmayalım dedi, işin kolayına kaçtı...
Önce şu işi kazasız belasız bir halledelim, gidişata göre önümüzdeki yıllarda düşünebiliriz dedi...
Liselere yerleştirmelerde okul başarı notu dikkate alınmayacak.
Burada da aynı yaklaşımı görüyoruz; aman durduk yerde başımıza iş çıkarmayalım, bir de bununla uğraşmayalım mantığı burada da işliyor...
Sınavda 20 fen, 20 matematik, 20 Türkçe, 10 inkılap tarihi, 10 din kültürü ve ahlak bilgisi , 10 da yabancı dilden soru çıkacak .
Bu soru dağılımı TEOG’dan çok farklı değil. Eski adıyla dershane, yeni adıyla etüt merkezi bağımlılığı olmasın diye soruların 8’inci sınıf müfredatından sorulması da yerinde bir uygulama...
Sınavın ücretsiz olması çok güzel...
Sayın Bakan’ın vurguladığı gibi, bu yıl sınav başvurusu biraz fazla olabilir; olsun...
En azından çocuklar kendilerini bir denemiş olurlar, ancak önümüzdeki yıldan itibaren başvurular makul düzeyde olur.
600 veya 850 nitelikli ya da sınavla girilecek okul sayısı oldukça az. Türkiye genelinde 12 bin dolayında lise var, bu kadar da nitelikli okul var!
Bence, dengesiz bir durum...
Ben derim ki, nitelikli okul sayısını Türkiye geneli olarak değil de, il bazında belirleyin. Böylelikle büyük şehirler haricindeki diğer illerden, en azından birkaç liseyi daha kurtarmış oluruz.
Doğru fikirlere açıksınız, mantıklı önerileri dikkate alıp, geç de olsa devreye sokuyorsunuz, bunu da dikkate alın; nitelikli veya sınavla girilen liseleri, Türkiye geneli olarak değil de, il geneli olarak değerlendirin...